Ana Sayfa Dergi Sayıları 116. Sayı Evrenin nasıl bir arada durduğunu kavramak için…

Evrenin nasıl bir arada durduğunu kavramak için…

Bilim Gündemi

325

National Geographic dergisinden Melody Kramer, Westminister Üniversitesi’nde kimya profesörü olan Paul Hooker ile yaptığı söyleşidir.

115 numaralı element Rusya’da on yıl önce üretilmiş; fakat neden bizler bu keşfi şimdi öğreniyoruz?

Yeni bir element bulduğunuzda, onaylanması gerekir. IUPAC, elementi periyodik tabloya ekleme kararını vermeden önce, iki ayrı laboratuvarın keşfi onaylaması gerekiyor.

115’in varlığı ikinci grup tarafından da tasdik edildi şimdi; yani yeni bir element olarak değerlendirilebilir.

Rus ve İsveç biliminsanlarının yaptıkları neydi?

Yeni bir elementi üretme yöntemi, yeni bir elementi başka bir elementle çarpıştırmak ve ne olacağını görmek.

Bu örnekte, araştırmacılar amerikyumu kullandılar ki amerikyum kararsız ve radyoaktif bir element olması bakımından ilginç bir elementtir. Amerikyum atomundan çok daha hafif olan kalsiyum atomlarını amerikyuma haftalar ya da aylarca ateşlediler. Pek çok kalsiyum atomu sekti, fakat arada bir çarpışan atomlar amerikyuma yapıştı. Bu gerçekleştiğinde kısa ömürlü çekirdeğindeki proton sayısı daha fazla yeni bir atom elde edersiniz.

Eğer bu kadar çabuk olan bir süreç ise yeni bir element yarattıklarını nasıl anlıyorlar?

Bozunma ürününe bakıyorlar. 115 alfa parçacığı ışıması ile parçalandığında, elementi açık eden işaretlere bakıyorlar. Bu sinyallerden yeteri kadar gördüklerinde, büyük bir ihtimalle yeni bir element ürettiklerini söylüyorlar.

Yeni elementin kararlı ya da kararsız olduğunu nasıl biliyorlar?

118 numaralı elementin çok daha fazla kararlı olduğu tahmin edilmişti; 115 özellikle kararlı olarak öngörülmedi. Kararlı olanı biliyoruz. Protonun nötronlara belli oranları kararlıdır. Çekirdek büyüdükçe kararsızlaşır ve dolayısıyla radyoaktif olarak parçalanır ve küçük parçacıklar saçar; bu da kararsız olduğu anlamına gelir.

En yeni elementlerin üretildiği yerler nereler?

Elementlerin büyük çoğu geçtiğimiz 30-40 yıl boyunca Rusya ve ABD’de üretildi. Bir sonraki yeni elementi bulmak yeni bir yarış haline gelmişti. Yaratılabilecek en büyüğünü yaratmak da öyle. Fakat tabii, büyüdükçe oldukça kararsız oluyordu elementler ve çok çabuk parçalanıveriyorlardı.

Eğer bu kadar çabuk dağılıyor ve doğada da bulunmuyorlarsa, keşiflerin önemi nedir?

Çünkü oradalar. Çok çabuk bozuldukları için yeni ve kararsız bir elementin kullanım alanı olacağını söylemenin olanağı yok. Fakat bu, atomları bir arada tutan güçleri kavramamıza yardımcı oluyor ki böylece evrenin nasıl bir arada durduğu hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyoruz.

Bu insan eliyle yapılan bir element. Peki, doğadaki tüm elementleri bulduğumuzu nereden biliyoruz?

Elementlerin iyi yanı, atom numaraları ile tanımlı olmaları, yani çekirdeklerindeki proton sayılarıyla. Bu sayılar kesirli sayılar değil, yani çekirdekteki proton sayısı için 3,2 diyemezsiniz. Biz tamamını bulduğumuzu biliyoruz; çünkü bir protonlu bir element biliyoruz, iki protonlu da ve üç de vs.

Kaç tane element üretebileceğimizin sınırı var mı?

Kararlı olanlar için 92 proton sınırına vurduk. Daha fazla da keşfedebiliriz fakat 1000 protonluk bir element elde edemeyiz; çok fazla kararsız olur.

Komiteye neden ihtiyaç duyuluyor?

Çünkü bu işler oldukça politik. Geçtiğimiz zamanlarda, Amerikalılar bir element bulduklarını ve isim verdiklerini söylüyorlardı. Ruslar da aynı elementi kendilerinin bulduklarını ve başka bir isim verdiklerini söylüyorlardı. Bu nedenle bir komite tarafları bir araya getirmek ve uzlaştırmak zorundaydı. Bu işi politikadan uzak tutmaya çalışıyorlar.

http://news.nationalgeographic.com/news/2013/08/130828-science-chemistry-115-element-ununpentium-periodic-table/