Ana Sayfa Antropoloji Jeolojik değişimler çerçevesinde İngiltere’de insan türlerinin kısa tarihi

Jeolojik değişimler çerçevesinde İngiltere’de insan türlerinin kısa tarihi

2143

Sunuş

Orijinali “The making of an island” olan haber başlığı, tarafımızdan değiştirilmiştir. Yazarlar: Tate Greenhalgh ve Lisa Hendry

Bugün bize tanıdık gelen Britanya’nın anahatları, sürekli dönüşen karanın özlü bir fotoğrafıdır. Geçtiğimiz milyonlarca yılda yeniden şekillenen yeryüzünün, insan varlığını nasıl etkilediğini keşfedin.

Britanya’nın erken dönem sakinleri bugün bildiğimizden çok farklı bir yerle karşı karşıyaydılar. Bazı zamanlar hava sıcaklıkları suaygırlarının nehirlerde dolaşmasına yetecek kadar sıcaktı. Diğer zamanlardaysa Britanya şiddetli soğuklar altındaydı ve donmuş yabanıllığın ötesinde, tutunabilmiş sınırlı yaşamla beraber karaları örten kalın buz tabakalarıyla kaplıydı.

İnsan kökenleri uzmanı Prof. Chris Stirnger diyor ki, “Yaşam alanlarının, çevresel şartların dönüşümüne göre genişlemesinin ve daralmasının bilgisi, insanların Avrupa’daki ve özellikle İngiltere’deki tarihini anlamamız açısından bütünleyicidir. Değişen iklimlerle belirlenmiş çevresel şartların dönüşümü, kuşkusuz, insanın tüm çalkantılı zamanlar boyunca takip edilen yayılımının, iskânının ve terk edişlerinin temel itici gücüydü.”

Arkaik insanın İngiltere’deki zaman çizelgesi

Yaklaşık 950 binyıl önce

Geniş bir kara, güneydoğu İngiltere’yi Avrupa anakarasında bağlamaktadır. Norfolk-Happisburgh’taki ayak izleri ve taş aletler, bu kara köprüsünü geçmiş, bilinmeyen bir Homo türünün, tanınan ilk İngilterelilerin üyelerince bırakılmıştır.

Yaklaşık 500 binyıl önce

Yaklaşık yarım milyon yıl sonra, İngiltere hâlâ anakaraya bağlıdır.

West Sussex – Boxgrove’da bulunan kemikler ve dişler, bu zamandaki İngiltere sakinlerini ortaya koymaktadır: Homo heidelbergensis.

Yaklaşık 450 binyıl önce

Acımasız buzullanmanın zirvesinde, İngiltere insanların yaşayabilmesi için çok soğuktur.

Doğuda devasa bir buz gölü oluşmuştur. Nihayetinde serbest kaldığında (çözüldüğünde), bugünkü İngiliz Kanalını oluşturacak yarıkların kara boyunca oluşumunu zorlayacaktır.

Yaklaşık 400 binyıl önce

Sıcaklıklar yükselir ve buz erir. Deniz bugünkü seviyesine yükselir, fakat İngiltere hâlâ kuzey Avrupa’ya dar bir kara parçasıyla bağlıdır. Bu, erken Homo neanderthalensis’lerin İngiltere’yi iskânına izin verir.

Yaklaşık 350 binyıl boyunca Neanderthaller, yükselen ve alçalan hava sıcaklıklarına göre, İngiltere’ye gidip gelirler.

Yaklaşık 125 binyıl önce

Britanya artık bir adadır. Bugünkünden daha yüksektir ve deniz, Wash çevresindeki Norfolk ve Lincolnshire gibi, alçakta kalan karayı yutar.

Sıcak iklimde, suaygırları, Thames gibi nehirlerde eğleşmekte ve aslanlar, şimdi Trafalgar Meydanı’nın olduğu yerde dolanmaktadır. Bu hayvanlar, yükselen deniz seviyesiyle kara bağlantısı kopmadan gelmişlerdir. Neanderthaller ise başaramamış ve İngiltere’yi insanlara terk etmişlerdir.

Yaklaşık 60 binyıl önce

Su buzullarda ve buz örtüsünde hapsoldukça, deniz seviyesi alçalır, İngiltere ve anakara arasında çimenlerle kaplı büyük bir ova ortaya çıkar.

Neanderthaller nihayet geri dönerler. Güney kıyıları yakınlarındaki Torquay civarındaki bir mağaranın derinliklerinde bulunan bir çenekemiği, 20 binyıl içerisinde Homo sapienslerin de İngiltere’ye ulaştığını göstermektedir.

Yaklaşık 20 binyıl önce

En yakın buz devri, en şiddetli dönemindedir. Buzlar yeniden İngiltere’nin çoğunu kaplamıştır.

Yaklaşık 25 binyıl evvel şartların kötüleşmesiyle birlikte insanlar yeniden İngiltere’den yok olurlar.

Yaklaşık 10 bin uzun yıllık bir aradan sonra, türümüz nihayet geri döner.

Günümüz

Şimdi daha sıcak, buzullar eridi ve geride kalan 12 binyılda deniz seviyesi yeniden, İngiltere’nin tanıdık siluetini oluşturarak yükseldi.

Fakat kıyı hiç sabit kalmadı. Deniz seviyesi yükselip alçaldıkça değişmeye devam edecek. Deniz sahil hattını şekillendirdikçe, İngiltere’nin erken dönem sakinlerinin ilgi çekici yeni kanıtlarını da ortaya koyacak.

KaynakNatural Hıstory Museum UK
Önceki İçerikTek yumurta ikizleri, genlerinin ötesinde, moleküler olarak da benziyor
Sonraki İçerikEvrim teorisi, fotosentezin kökenini açıklayamaz mı?
Etnolog Dr. - KHK'yla ihraç edilen barış akademisyeni