Küresel çapta yayınlanan bir rapora göre, 1469 kuş türü yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Bu sayı, bilinen 10,966 kuş türünün yaklaşık olarak sekizde birine tekavül ediyor.
Tarım tek başına, kuş türlerinin tükenmesindeki en büyük tehlike olarak görülüyor. Tehdit altındaki kuşların yüzde yetmiş dördü, yani 7091 tanesi, tarımın yayılması ve yoğunlaşması yüzünden sorun yaşamakta. Bu durum, Güney Amerika’daki tropikal türler ve Avrupa’daki tarla kuşları, kızkuşları ve tarla çinteleri gibi çiftlik bölgesi kuşları için de geçerli olan bir tehdit.
23 Nisan Pazartesi günü, kuş göçü konusu üzerine düzenlenen bir konferansta, 2018 Yılı Dünya Kuşlarının Durumu raporu, Uluslararası Kuş Hayatı Birliği (Birdlife International) adında, devletten bağımsız bir organizasyon tarafından yayınlandı.
Bu rapora göre, çiftliklerin dünya üzerinde kapladığı alan, üç yüz yıl önceki kapladığı alanın altı katı kadar büyüklükte, yani 1700 yılından bugüne kadar çiftliklerin kapladığı alan yüzde altıdan yüzde otuz sekize kadar yükselmiş gibi görünüyor.
Yok olan kuşlar
Birdlife International başyazarlarından Tris Allinson’a göre bu durum, insanların değişen tüketim şekilleri, özellikle yüksek miktarda et tüketimine dayanan diyet türüne karşı artan talep yüzünden tetiklendi. Bugün, fazla kilolu olan insanların sayısı yetersiz beslenen insan sayısından iki buçuk kat daha fazla ve günlük protein tüketimi, gereken miktardan üç kat daha fazla. Allinson, “Büyüyen tarım, kuşların yaşam alanlarını tahrip etmekte. Tropik alanlarda, çiftlik alanlarının kakao, şeker, soya, kahve ve palmiye yağı yetiştirmek için daha çok alana yayılması yaşam alanlarının yok edilmesinde büyük bir rol oynuyor. Bu durum, Dünya’nın her geçen gün daha da gelişiyor olması ile birlikte daha büyük bir problem haline geliyor. Yaşam alanlarının kaybı, Avrupa’daki kumrular ve Afrika’daki gri papağanlar gibi, göreceli olarak ortak türleri de tehdit etmektedir. Dikkatimizi asıl çeken ise, bu eğilimin tanınan ve yaygın olan türleri etkisi altına almaktadır. Örneğin, ağaç kesme ve sulak alanların kurutulması gibi diğer insan aktiviteleri ile alan kayıpları, daha yıkıcı bir noktaya gelmektedir. Ağaçları kesmek ise gene olarak bu alanlarının tarım alanlarını dőnüştülmesi için sıkça kullanılan bir yöntemdir“ diye ekliyor.
Kurtarma planı
Ayrıca, avlanma da tehlike altında olan bu beş yüz on yedi türe tehdit oluşturmaktadır. Örneğin, kuşaklı kiraz kuşu 15 yıl önce “asgari seviyede endişelenilebilir” olarak sınıflandırılmıştı. Fakat bugün, “kritik seviyede tehlike altında” olarak sınıflandırılmakta. Asya’da, özellikle Çin’de, türün binlercesi yasadışı bir şekilde yakalanmakta, öldürülmekte ve hatta yenilmektedir. Her sene tahmini olarak, on iki ile otuz sekizde milyon arası değişen bir rakamla, karabaş ötleğen gibi göçmen ötücü Kuşlar, Akdeniz’de bender bir sonla karşılaşmaktadır.
İklim değişikliği, dördü yüz seksen beş kuş türü için büyük bir tehdittir. Bu türlerin içerisinde, korunmasız olarak sınıflandırılan kar baykuşu yer almaktadır. Kuzey Kutbu tutundralarının hızlı bir biçimde azalmasından dolayı, bu türün yaşayabileceği karlı yaşam alanları gittikçe daralmaktadır. Allison’a göre, hala tehlike altında olan birçok kuş türünü kurtarma şansına sahibiz; “Bizler, bozulmuş olan ekosistemi nasıl eski haline getirebileceğimizi veya iyileştirebileceğimizi biliyoruz. Daha sürdürülebilir bir şekilde tarım yapabiliriz. Aslan da, tüm çözümler tam anlamıyla burnumuzun ucunda duruyor” diyor.