Ana Sayfa Bilim Gündemi Kişisel verilerin korunmasında yeni dönem: GDPR

Kişisel verilerin korunmasında yeni dönem: GDPR

812
0

Dijital mahremiyet hakları ile ilgili GDPR (General Data Protection Regulation – Genel Veri Koruma Tüzüğü) 25 Mayıs 2018’de Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girdi.

GDPR, bireylerin kendi haklarında toplanan ve paylaşılan veriler üzerinde daha çok kontrol sahibi olabilmesini hedefliyor ve kullanıcılara yeni haklar tanıyor. GDPR’ye uygun hareket etmeyen şirketleri ise ağır cezalar bekliyor. Bu nedenle GDPR, bugüne kadarki en güçlü dijital mahremiyet hakları koruyucusu olarak nitelendiriliyor.

GDPR, ilk başta sadece AB vatandaşlarını ilgilendiriyormuş gibi görünmesine karşın internetin sınırsız doğası nedeniyle AB sınırları dışındaki internet kullanıcıları da GDPR’nin getirilerinden yararlanacak. Ayrıca başka ülkeler de GDPR’yi örnek alan kanunlar hazırlıyorlar.

Yedi temel ilke

GDPR’nin aşağıdaki yedi temel ilke üzerine kurulu olduğu belirtiliyor:
1) Hukuka uygunluk, adalet ve şeffaflık.
2) Amacın sınırlandırılması.
3) Verilerin en az seviyeye indirilmesi.
4) Doğruluk.
5) Saklama süresinin sınırlandırılması.
6) Bütünlük ve gizlilik (güvenlik).
7) Hesap verebilirlik.

GDPR, kişisel verilerin şirketler, devlet kuruluşları ve diğer örgütler tarafından nasıl işlenebileceğini düzenliyor.

Bireysel hakların genişlemesi

GDPR, bireylerin var olan haklarını genişletiyor ve onlara yeni haklar sağlıyor: Bilgilendirilme hakkı, erişim hakkı, düzeltme hakkı, silme hakkı, işleme faaliyetini kısıtlama hakkı, veri taşınabilirliği hakkı, itiraz hakkı, profilleme de dahil olmak üzere otomatik işlemelere ilişkin haklar.

Bu hakların AB sınırları dışında yaşayan bizler için bir anlam ifade etmediği düşünülebilir. Ama şirketlerin interneti sınırlara göre bölmesi zor olacağından çoğu şirket tüm kullanıcılar için geçerli tek bir mahremiyet politikası oluşturmayı tercih etti.

Avrupa ile sınırlı kalmayacak

GDPR benzeri yasalar Avrupa’yla sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Brezilya, Japonya, İsrail ve Güney Kore, AB’yi takip ediyorlar ve daha şimdiden benzer kanunlar hazırladılar.

Avrupalı yetkililer de Silikon Vadisi’nin ancak birleşik küresel bir yaklaşımla engellenebileceğini düşündüklerinden dolayı GDPR’nin diğer devletler tarafından kopyalanmasını teşvik eden bir çalışma yürütüyorlar. AB, teknoloji devlerine daha sıkı antitröst yasaları ve vergi politikalarıyla karşı koymaya hazırlanıyor.

eMahremiyet

Avrupa, GDPR’den sonra eMahremiyet Tüzüğü ile yeni bir hamle yapmaya da hazırlanıyor. eMahremiyet iletişimin gizliliğini koruyor ve GDPR’ye göre daha sıkı kurallar getiriyor. eMahremiyet, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edildi ve AB Konseyi’nde görüşmeler devam ediyor.

Avrupa, GDPR’den sonra eMahremiyet Tüzüğü ile yeni bir hamle yapma hazırlığında. eMahremiyet iletişimin gizliliğini koruyor ve GDPR’ye göre daha sıkı kurallar getiriyor.

GDPR ve eMahremiyet birbirini tamamlayan yasalar olmasına karşın kapsamları farklı. GDPR şirketlerin ve kuruluşların işlediği kişisel veriler hakkındayken eMahremiyet Direktifi’nin devamı olan eMahremiyet Tüzüğü’nün hedefi elektronik iletişimin gizliliğini korumak. eMahremiyet Tüzüğü, WhatsApp, Facebook Messenger, Skype, iMessage ve video oyunlarında oyuncular arası mesajlaşmalar gibi kişiler arası iletişimin yanında nesnelerin interneti (IoT) cihazlarını da kapsıyor.

eMahremiyet’e göre şirketler kullanıcıların cihazlarına takip kodu yerleştirmeden veya iletişim verilerini toplamadan önce açık izinlerini almak zorunda kalacak.

Birkaç yıl önce GDPR’yi engellemeye çalışan şirketler şimdi de eMahremiyet’e karşı yoğun kulis faaliyeti yürütüyorlar ve eMahremiyet’in Avrupa’nın dijital ekonomisinin gelişimini baltalayacağını öne sürerek yasaya karşı bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.

GDPR’nin ve AB Konseyi’nden geçerse eMahremiyet’in ne kadar etkili olacağını insanların bu haklarına ne kadar sahip çıktıkları belirleyecek.

99 maddeden oluşan GDPR’nin orjinal metnine buraya tıklayarak, Türkçe çevirisine ise buradan erişilebilir.

Not: GDPR ve eMahremiyet hakkında geniş bilgiyi ve yapılan tartışmaları, Bilim ve Gelecek’in Temmuz sayısında yayımlanacak olan İzlem Gözükeleş’in makalesinde okuyabileceksiniz.