Bilim ve Gelecek web sitesinde Sorularla Bilim adlı bir bölüme başlıyoruz. Başlıyoruz başlamasına ama nereden başlayacağımıza kafa patlatırken aklımızda uçuşan konu başlıkları bu işin o kadar da kolay olmayacağını en baştan göstermiş oldu.
Bilimin “en çok merak edilen” bir dalı var mıdır? Az ya da çok her bilim dalına yakıştırılabilir bu sıfat. Bu nedenle daha çok merak edilen yerine “en baştan” başlamaya karar verdik (Evet, eskimiş gaz ve toz bulutu şakası). Buyurun bakalım…
Büyük Patlama (Big Bang) olarak tanınan, evrenin başlangıcına ilişkin en yaygın olarak bilinen ve kabul edilen kuram, tekil bir başlangıç içeren bir genişleyen evren modelini tarif eder. Modelin sahibi olan Georges Lemaitre, (1894-1966) hiçbir zaman kendi modelini ya da modelini belirleyen kuramı Big Bang adıyla tanımlamamıştı.
Peki hiç merak ettiniz mi, Büyük Patlama (Big Bang) deyimi nereden geliyor? Prof. Dr. Metin Hotinli, 50 Soruda Büyük Patlama Kuramı (1) başlıklı kitabında bu soruya şöyle yanıt veriyor:
“Büyük Patlama (Big Bang) deyimi nereden geliyor?”
“Evrim halindeki dinamik evren kavramına sıcak bakmayan o dönemin bilim çevreleri, Lemaitre’in 1927’de tasarladığı, çekim ile itme kuvveti (kozmolojik sabit) arasında süren dengenin bozularak, genişleme sürecine giren evren modelini bile büyük direnç ile karşıladıktan sonra, ancak kabul etmişlerdi. Genç matematikçinin 1931’de tasarladığı ve sonlu geçmişte tekil (singular) bir başlangıç içeren yeni modelinin ne kadar itici gelmiş olabileceğini tahmin etmek kolaydır.
“Newton kozmoloji paradigmasının Aristoteles’den devralmış olduğu sonsuz geçmişi olan (ezeli) evren kavramı, bilim çevrelerinde o kadar tartışılmaz bir gerçek olarak algılanmaya başlamıştı ki, sonlu geçmişi olan evren kavramı kolay yutulabilir bir lokma değildi. Karşılaşılan matematik zorluk ise, zamanın sıfırlanması ile bütün fiziksel büyüklüklerin sonsuz büyük değerlere ulaştığı tekil noktanın oluşması idi.
“Daha sonra geliştirilen modellerde, genişleme süreci sıfır anından değil de, “Planck zamanı” denilen saniyeden başlatılarak (zira daha küçük bir zaman diliminin kuantum fiziğinde anlamı yoktur) kozmolojistler tekil nokta karabasanından kısmen kurtulmuşlardır.
“Genişleyen evren modeline karşı olan ve kendisinin de rakip “durağan evren” (Steady-State Universe) modeli bulunan İngiliz gökbilimci Fred Hoyle, radyoda yapmış olduğu bir konuşmada, o zamana kadar sadece “genişleyen evren” (expanding universe) adı verilen modelden söz ederken, alay edercesine “Big Bang” deyimini kullandı. Bununla da yetinmeyip, Lemaitre ile karşılaştığı uluslararası toplantılarda, genç Belçikalı bilim adamını “This is the Big Bang man” diye biraz küstahça karşılayarak alaycı tutumunu sürdürdü. Hoyle’un esprisi daha iyi yansıtılmak istenirse, bu deyimi Türkçeye “Koca-Paat” veya “Koca Buum kuramı” gibi bir dille çevirmek (veyahut hiç çevirmemek) belki daha uygun olurdu. “Büyük Patlama” diye, (patlama deyimini çok ciddiye alarak) Türkçeleştirmek, Hoyle’ın alaycı esprisini hiç yansıtmamaktadır. Zaten bildiğimiz kadarıyla, bizden başka hiçbir dilde çevrilmemekte olup, “Big Bang” deyimi artık kuramın uluslararası adı olmuştur. Bundan başka, “patlama” sözünden kaynaklanan ve kuramın özüne ters gelen bir sakınca daha söz konusudur. Çünkü bu modellerdeki olay istediği kadar hızlı gerçekleşsin (örneğin “inflasyonist” modellerde olduğu gibi) gene de bir patlama değil, bir genişlemedir.”
İlerleyen günlerde Büyük Patlama ve evren modelleri gibi konulara yeniden değiniriz elbet. Şimdilik, evrene ve oluşumuna dair en zihin açıcı görselleştirmelerden birini şuraya bırakalım. Haftaya görüşmek üzere…
Kaynak
1) Hotinli, Metin, 50 Soruda Büyük Patlama, Bilim ve Gelecek Kitaplığı, İstanbul 2010.