Ana Sayfa Bilim Gündemi Hayvanların atası olduğu düşünülen canlının fosil kalıntıları keşfedildi

Hayvanların atası olduğu düşünülen canlının fosil kalıntıları keşfedildi

2055

Avustralya’nın Adelaide kentinin yaklaşık 600 kilometre kuzeyinde bulunan Nilpena fosil alanındaki eski kayalıklar, dünyanın en önemli fosil bulgularından bazılarının keşfedilmesini sağlamıştır.

Jeolog Reg Sprigg 1946 yılında bu kayalıklarda yer alan fosilleri keşfettiği sırada aslında Batı Flinders Range’deki Ediakara dönemine ilişkin mineralleri araştırıyordu. Bu sırada bulduğu yumuşak gövdeli canlılar o kadar önemliydi ki, bazıları Sprigg ve şimdilerde Nilpena olarak bilinen sitenin adını aldı. Günümüzde ise Kaliforniya Riverside Üniversitesi’nden jeologların katılımıyla yapılan çalışmada ekip, Nilpena’da günümüzde en iyi bildiğimiz hayvanları ve insanları içeren aile ağacının ilk atası olduklarını düşündükleri bir canlıyı keşfetti.

Ikaria wariootia ismi verilen bu canlı, bilateral özellik gösteren yani vücut simetrisi bulunan ve bağırsaklar vasıtasıyla birbirlerine bağlanan sindirim açıklıkları olan bir organizmadır. Süngerler ve algler gibi en eski çok hücreli organizmalar değişken vücut formlarına sahipti. “Edikaran Biota” olarak bilinen grup ise karmaşık yapılı çok hücreli organizmaların en eski fosillerini içerir.

Ancak bu fosillerden bazıları günümüzdeki hayvanlarla doğrudan ilişkili değildir. Bazıları ise hayvanların evriminde kritik bir öneme sahip olan bilateral simetriye sahiptirler. Tarih boyunca solucanlardan böceklere, dinozorlara ve hatta insanlara kadar pek çok hayvan, temelde aynı bilateral vücut planına sahiptir. Modern hayvanların genetik yapısını inceleyen evrimsel biyologlar, bu özelliğin tüm bilateryenlerin en eski atalarında da olacağını düşündü. Ancak böyle bir hayvanın kalıntılarına ulaşabilmek çok düşük bir ihtimaldi. Biliminsanları Nilpena’daki 555 milyon yıllık Ediacaran Dönemi’ne ait sahada yaptıkları çalışmada fosilleşmiş yuvaların bilateral simetri özelliği gösteren bir hayvan tarafından yapıldığını ortaya çıkardılar. Ancak bu yuvaları oluşturduğu düşünülen canlıyla ilgili hiçbir ize ulaşılamamıştı.

3 boyutlu tarayıcı ile elde edilen görüntü.

Çalışmalarını sürdüren araştırmacılar, bu yuvaların bazılarında küçük oval yapılar olduğunu fark ettiler. Bu oval yapıları incelemek için 3 boyutlu lazer tarayıcı kullanan biliminsanları, yaklaşık 2-7 milimetre uzunluğunda ve yaklaşık 1-2.5 mm genişliğinde olan bir hayvan fosilini keşfetti. Bu canlı topluluğunun en büyük bireyleri bir pirinç tanesi boyutundaydı. Araştırmaya katılan biliminsanlarından Scott Evans, “3 boyutlu taramaların ardından önemli bir keşif yaptığımızı biliyorduk” açıklamalarında bulundu. Bu canlıya verilen cins adı için Adnyamathanha dilinde “buluşma yeri” anlamına gelen “Ikara”dan esinlenildi. Tür adı ise Flinders Range’den Nilpena’ya uzanan Warioota Deresi’nden esinlenilerek belirlendi.

Fosil kalıntıları keşfedilen canlı, bu döneme ait diğer fosillerle karşılaştırıldığında daha karmaşık bir yapıya sahipti. Canlının yuva olarak kullandığı oyuklar, oksijene ulaşılabilecek konumda olan okyanus tabanındaki kum katmanlarında oyulmuştu. Bu durum, söz konusu canlının ilkel duyusal yeteneklerini göstermektedir. Söz konusu çalışma Ulusal Bilimler Akademisi’nin bir yayınında yer aldı.

Kaynak: https://cosmosmagazine.com/palaeontology/animal-ancestor-primera

Önceki İçerikAvustralya yangınları yüzlerce insanın ölümüne sebebiyet vermiş olabilir
Sonraki İçerikOtomasyonlu gelecek ütopik mi distopik mi?
İstanbul Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Evrim, Populasyon Genetiği, Moleküler Ekoloji ve Entomoloji alanlarıyla ilgiliyim. Bu alanların yanı sıra müzik ve tiyatro ile de ilgileniyorum.