Ana Sayfa Dergi Sayıları 252. Sayı Orhan Küçüker’in ardından Kültürel belleğe büyük önem verirdi

Orhan Küçüker’in ardından
Kültürel belleğe büyük önem verirdi

140

Mehmet Sakınç

Değerli arkadaşım Prof. Dr. Orhan Küçüker’i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.

Orhan’ı erken yaşta kaybettik. Her zaman nüktedan, her zaman sevgi doluydu ve özellikle bilimi konusunda tutkuluydu. Orhan bir bitki bilimciydi, ama sıradan bir biliminsanı değildi; tüm doğabilimlerini kucaklayan geniş bir bakış açısına sahipti. Bilimsel makalelerinin yanı sıra, doğabilimlerini -özellikle botanik ve zooloji- halka aktarmanın yollarını aradı ve bu alanda başarılı eserler ortaya koydu. Ayrıca, bu konuda zengin bir arşive de sahipti.

Süleymaniye’deki Botanik Anabilim Dalı binasının alt katında (şimdi yok) dağınık halde bulunan ve geçmişin değerlerini hatırlatan birçok nesneyi toplayarak koruma altına aldı. Bu çabalarını, İstanbul Üniversitesi Biyolojik Bellek Koleksiyonları I ve II adlı iki önemli eserle belgeledi. Kültürel bellek onun için çok önemliydi ve Bellek Koleksiyonları adlı kitabında bu konuda şöyle diyordu:

“Kültürel bellek, anlamlar belleğinin katmanları olan dil, gelenek, yaşayış ve kültürel miras alanlarının bütününü kapsar. Doğal ya da yapay, estetik, tarihsel, bilimsel veya dinsel önemi olan her şeyi ya da her düşünceyi içine alarak bellek kültürü (anımsama sanatı) ve geçmişe başvuru gibi iki temel içeriğe sahiptir. Bellek kültürü, bir toplumun kendi sürekliliğini anlama biçimi olarak tarif edilebilir. Toplumdaki anımsama sanatı, bir ülkedeki müze, arşiv ve kütüphanelerin niteliğini belirler. Bu çerçevede müzelerin, arşivlerin ve kütüphanelerin niteliği, toplumun bellek kültürü ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle müzelerdeki nesnelerin nötr karakterde olmayıp tarihsel ve kimliksel özellikler taşıdığı, paylaşılan ortak bir görüştür.”

O, doğanın “kültürel bellek değerlerine” her zaman bu gözle baktı.

Onunla ilk kez 1997 yılında tanıştım. Üniversitede Doğal Zenginlikler Araştırma ve Uygulama Merkezinin kuruluşu için beni yönetim kuruluna davet ettiğinde, bu alanda çok geri kalmış olan ülkeme katkıda bulunmak ve Orhan’a yardımcı olmak amacıyla çalışmalara katıldım. İkimiz de biyoloji kökenliydik ve bu konuda neler yapabileceğimizi iyi biliyorduk. Bir süre sonra, arka arkaya yapılan toplantılar amacına ulaşmıştı. Toplantılarda yapılan sunumlar ve konuşmalar, Orhan’ın editörlüğünü yaptığı Acta Naturae (Doğanın Eylemleri) adlı dergide yayımlanmaya başladı. İlk sayılarda şu yazılar dikkat çekiyordu: İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi 65 Yaşında, Geçmişten Günümüze İÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Müzesi, Doğa Tarihi Müzelerine Tarihsel ve Felsefi Bağlamda Bir Bakış. Bunlar Orhan’ın doğanın tüm katmanlarını bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin tipik örnekleriydi. Orhan verdiği derslerde de son derece titizdi. Birçok ders kitabı yayımlamıştı. Yaşam Bilimlerinde Kültürel Miras: Koleksiyonlar ve Müzeler, Adli Botanik, Biyoloji Tarihi ve Biyolojik Çeşitlilik isimli kitapları ile botanik eğitimine kalıcı eserler bıraktı.

Daha sonra birlikte yeni projeler üretmeye karar verdik. İlk olarak, Özel Saint Joseph Lisesi’nin müzesinde bulunan Kadıköy tarihsel bitki koleksiyonunun İş Bankası Yayınları için basıma hazırlanması sırasında danışmanlık görevini üstlendi ve bunu büyük bir titizlikle yerine getirdi. Yine İş Bankası Kültür Yayınları tarafından 2022’de yayımlanan ve Orhan’ın yazılarıyla daha da çekici hale gelen, Çekiç, Mercek ve Yelkovankuşları: Türkiye’nin Doğa Bilimleri Tarihinden İnsanlar, Mekânlar ve Anılar adlı kitap onun bilimsel mirasına önemli bir katkı sundu.

Geride bıraktığı eserler ve eşsiz kişiliğiyle her zaman hatırlanacak ve asla unutulmayacaktır.