Hepimizin hayatının bir parçası, çocukluğumuzun en güzel anılarının nedeni, sosyalleşmenin en büyük aracı… Birçok sıfat bulabiliriz ‘oyun’u tanımlamak için. Peki gerçekten kavram olarak oyunun tanımı nedir? Oyun konusunun en büyük sorusu belki de bu: “Oyun nedir?”
Gelecek sayfalarda, bu soruyu yanıtlamak ve ‘oyun’ kavramını tartışmak için düzenlenen Oyun Buluşması’nın konuşmacılarının yazılarını okuyacaksınız. Buluşma Logos Seminerleri bünyesinde 23-26 Nisan 2016 tarihleri arasında Nesin Matematik Köyü’nde düzenlendi. 13 sunuştan oluşan buluşmanın ana hatlarını bu dosyada okuyacağınız yazılar oluşturdu: “Oyun’un Antropolojisi”, “Hayvanlarda Oyun”, “Yapay Zeka ve Oyun” ve “Beyin ve Oyun”.
Buluşma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Elif Kanca’nın ritüel-oyun ilişkisinin nasıl çalışma-oyun ilişkisine evrildiğini aktardığı antropoloji sunumu ile başladı. Sunuşunda Elif Kanca oyun kavramının tarih boyunca değişen tanımları, oyunun insan hayatındaki yeri ve oyunun endüstrileşmesi üzerine bilgiler verdi. Hemen ardından TOBB ETÜ Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Münire Özlem Çevik, iki önemli soru üzerinde kurguladığı sunuşunu gerçekleştirdi: “Hangi hayvanlar oyun oynar?” ve “Oyunlar beyin gelişimini nasıl etkiler?”. İkinci gün, Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emin Erkan Korkmaz, ilk yarısında oyunun bir bilgisayar için ne anlama geldiğinden ve oyun oynayan yapay zeka sistemlerinden söz ettiği sunumu ile başladı. Sunumunun ikinci yarısında Emin Erkan Korkmaz Go oynayabilen yapay zeka programı AlphaGo’nun bir Go ustası olan Lee Sedol’ü nasıl yendiğini ve bu yenginin yapay zeka çalışmaları için ne anlama geldiğini aktardı. Bunu yaparken ise Münire Özlem Çevik’in söz ettiği oyun oynarken beyinde meydana gelen değişikliklerin nasıl bilgisayarlarda taklit edildiğine de değindi. Hemen bu sunumun ardından, oyunun beyindeki etkisini, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Barış Korkmaz ayrıntılarıyla anlattı. Oyunun sinirbilim çalışmaları için öneminden söz eden Mehmet Barış Korkmaz sunumuna verdiği isimle de vurgusunu kuvvetlendirdi: “Oyunun vazgeçilmezliği”.
Okuyacağınız dosya bu dört sunuştan oluşmakta. “İnsan, hayvan ve makine için oyun ne demek?” “Oyun oynamak neden önemli?” ve “Oyun oynamaya neden hâlâ devam ediyoruz?” sorularının yanıtlarını bu dosyada bulabileceksiniz.
Dosyamızın buluşmada sunuşu yapılmamış önemli bir yazısı da İÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Serap Yüzgüller Arsal’ın “Çocuk Oyunları ve Bruegel’in oyunu” adlı makalesi. Arsal yazısında Yaşlı Pieter Bruegel’in 1560 tarihli “Çocuk Oyunları” başlıklı yapıtının ilginç bir analizini sunuyor.
Aynı buluşmadaki diğer sunuşları da dergimizin sonraki sayılarında okurlara aktarmayı düşünüyoruz.
Yazılara başlamadan önce izninizle Oyun Buluşması’nı beraber düzenlediğimiz arkadaşlarım Gökçer Eskikurt, Zeynep Küçük ve Mustafa Arslan’a teşekkürlerimi sunmak isterim. Yazıları okurken umarım siz de bizim kadar keyif alırsınız ve hayatınızda ‘oyun’u bundan böyle eksik etmezsiniz.