5) Obstetri̇k açmaz çokkültürlü dünyaya yeni̇ldi̇:
Leğen kemiği evrimsel süreçte pek çok varyasyon geçirdi!
Hiçbir bilginin mutlak olmaması, kendi kendini düzeltme becerisi, sorgulanabilirlik… İşte bilimin güzelliği tam da burada. Yaklaşık yarım yüzyıldır ders kitaplarına girecek kadar şaşmaz bir kesinlik atfedilen “obstetrik açmaz” 2018’de bir büyük darbe aldı. Nedir bu açmaz? Kısaca leğen kemiğinin insanlarda dik yürüme işlevini yerine getirebilmek için yaşadığı evrimsel daralmayla, fetüsün büyüyen beyninin, dolayısıyla kafatasının rahatça geçebileceği genişlikte bir doğum kanalına sahip olma gereksinimi arasındaki çelişki… 1960’ta Sherwood Washburn tarafından tarif edilen bu karşıt güçler, yaygın kabule göre insan yavrusunun gelişimini tamamlamadan doğmasına yol açıyor ve kadınların leğen kemiği anatomisindeki varyasyonları kısıtlıyordu. Doğum da işte bu açmazdan, yani bebeğin doğum kanalına oranla hâlâ fazla büyük kaçmasından ötürü aşırı ağrılı ve hatta kimi örneklerde ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli kabul ediliyordu. Taa ki biliminsanları “neden” ile başlayan bir dizi soru sorana kadar. Neden etkili dik yürüme için leğen kemiğinde daralma gerekli olsun? Neden evrim erken doğum yerine leğen kemiğini genişletme yoluna gitmesin? Neden… neden?
Washburn’un açmazına ilk karşı çıkan Holly Dunsworth oldu. Doğumun 39. haftada gerçekleşmesinin beynin daha fazla büyümesini engellemek için değil, kadının bu haftalarda metabolik enerji sınırına dayanmış olmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Helen Kurki dar leğen kemiğinin etkin yürüme sağladığı tezinin doğru olmadığını ortaya koyarak ona destek çıktı. Jonathan Wells tarım toplumuna geçişle yaşanan beslenme tipindeki değişimin fetüs boyuna ve anatomimize olan etkisinden söz etti. Ve nihayet 2018 Ekim’inde Lia Betti ve Andrea Manica asıl darbeyi vurdu: Farklı kıtalara dağılmış 24 popülasyondan toplam 348 kadının leğen kemiği ve doğum kanalı ölçümleri, bu yapıların obstetrik açmazın baskısı altında olmak şöyle dursun, şekil bakımından ciddi varyasyon sergilediğini gösteriyordu. Söz konusu biçimsel farklılıklar özellikle coğrafi dağılıma bağlı olarak şekilleniyordu. Yani dünyanın farklı bölgelerindeki kadınlar farklı doğum kanalı biçimlerine sahipti.
Peki bu gerçek, anatomi kitaplarındaki basitleştirilmiş kanal morfolojisi çizimlerinden başka neyi değiştirecek? Belki ortalama Avrupalı anatomisinin tek norm olarak alınamayacağını, Avrupalılara özgü doğum deneyiminin günümüzün çok-etnisiteli toplumlarına uyarlanamayacağını kabul eden yeni bir obstetrik eğitimi ve pratiği terbiyesi olabilir!
6) Deni̇sova+Neandertal=Denny:
13 yaşındaki melez kızla tanışın!