Dinlerin özünde aynı oldukları, hemen hemen aynı şeyleri söyledikleri, genellikle kabul edilen bir düşüncedir. Oysa ki durum tam olarak böyle değildir. Dinler toplumsal düzenin oluşması ve sürmesi için biçimlenmiş ve biçimlendirilmişlerse de, bu durum, ait oldukları toplumların özelliklerine göre olmuştur. Toplumların hepsi de aynı özellikleri göstermediklerine göre, ait oldukları dinlerin de birbirleriyle aynı olmaları mümkün […]
Hint, Çin ve Ortadoğu kutsal kitapları Eskisi yenisini etkilemiş
Düşünceler nasıl birbirleri üstüne eklene eklene gelişmişlerse, kutsal kitaplar da öyle gelişmişlerdir. Eski söylemler üstüne yeniler eklenerek “mükemmel” yakalanmaya çalışılmıştır. Her derlemeci kendinden önceki külliyatı derleyip üstüne yeni fikirleri de koymayı düşünerek “en güzeli” yaratmaya çalışmıştır. Bu yapılırken bazı kavramlara daha üst düzey yaklaşımlar kazandırılmış, öte yandan bazen, zamana ve taşıyıcılara bağlı yıpranmalardan ve yanlış ya da eksik aktarmalardan kurtulunamamıştır. Hint ve Çin kutsal kitapları ile Kuran’ı bu açıdan irdeleyelim.