Ana Sayfa Dergi Sayıları 93. Sayı İnsanlar dahil çoğu omurgalı, altıncı duyuya sahip bir canlının soyundan geliyor

İnsanlar dahil çoğu omurgalı, altıncı duyuya sahip bir canlının soyundan geliyor

201
0

İnsanlar hayatı beş duyu yolu ile tecrübe eden canlılardır. Ancak köpek balıkları ve bunun gibi bazı suda yaşayan omurgalıların altıncı bir duyusu vardır. Bu canlılar, sudaki zayıf elektriksel alanları tespit ederek bu bilgiyi avlanmak ve iletişim gibi ihtiyaçlarda kullanırlar.

Nature Communications’da yayınlanan ve geçtiğimiz 25 yılda bu konuda edinilen tüm çalışmaları içeren bulgulara göre, insanların da dahil olduğu omurgalıların büyük bir çoğunluğu, iyi gelişmiş bir elektroreseptif sisteme sahip tek bir atanın soyundan geliyor. Tahminen 65.000 omurgalının atası olduğu varsayılan bu canlı, yaklaşık 500 milyon yıl önce yaşamış olan, yırtıcı bir balık türü olarak tahmin ediliyor. Bu canlının iyi bir görme yeteneği ve kuvvetli bir diş ve ağız yapısına ve bunun yanı sıra çoğu balığın yan kısımlarında bulunan ve su hareketlerini tespit etmeye yarayan lateral bir çizgi sistemine sahip olduğu tahmin ediliyor.

Makalenin yazarlarından Cornell Üniversitesi Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Bölümü profesörü Willy Bernis’in görüşüne göre, bu araştırma gelişimsel ve evrimsel biyolojiyle ilgili merak edilen birçok soruya yanıt verme niteliğinde.

İnsanlar hayatı beş duyu yolu ile tecrübe eden canlılardır. Ancak köpek balıkları ve bunun gibi bazı suda yaşayan omurgalıların altıncı bir duyusu vardır. Bu canlılar, sudaki zayıf elektriksel alanları tespit ederek bu bilgiyi avlanmak ve iletişim gibi ihtiyaçlarda kullanırlar.

Yüzlerce milyon yıl önce, omurgalıların evrimsel ağacında büyük bir ayrılma yaşanmıştır. Bu ayrım sonucunda oluşan yollardan biri actinopterygian (ışınsal yüzgeçliler) olarak bilinen balık türüne, diğeri de sarcopterygian (et yüzgeçliler) olarak bilinen ve daha sonra karada yaşayan omurgalılara evrilecek olan başka bir balık türüne farklılaşma gerçekleşti. Meksika semenderleri gibi bazı kara omurgalıları elektroreseptif sisteme sahip. Bu sistem, şimdiye kadar bu konuda en iyi çalışılmış erken gelişimsel sensör modeli olarak bilinmekte. Karasal yaşama doğru olan gelişimle bu elektroreseptör özelliği, balıkların yan yüzeyindeki (lateral) çizgide olduğu gibi, sürüngenler, kuşlar ve memelilerde kaybolmuş.

Actinopterygian grubundan mersin balığı gibi bazı balık türlerinde bu reseptör özelliği baş kısımlarındaki deri üzerinde kalmış. Bernis’in açıklamalarına göre baş bölgesinde 70.000 civarında elektroreseptör bulunmakta olan Kuzey Amerika kaşıkbalığı türü, yaşayan canlı türleri arasında en çok elektrosensör dizilimine sahip.

Şimdiye kadar bu organların farklı gruplarda evrimsel ve gelişimsel açıdan aynı olup olmadığı bilinmemekteydi. Meksika semenderini evrimsel çizgide kara hayvanlarına geçiş için bir model olarak ve kaşıkbalığını diğer yol için bir model olarak kullanarak araştırmacılar elektrosensörlerin aynı şekilde aynı embriyonik dokudan geliştiğini, dolayısıyla bunun eskiden kalma bir sensör sistem olduğunu bulmuşlar. Araştırmacılar aynı zamanda bu elektrosensör organların lateral çizgi ile aynı zamanda geliştiğini bularak bu iki sensör sistemin aynı evrimsel kalıtıma sahip olduğunu kanıtlamışlar.

Artık ilerleyen çalışmalarda araştırmacılar bu iki evrimsel ayrımdan önceki atanın görünüşünü daha iyi bilecekler ve canlılar ile fosiller arasındaki duyusal bağlantıyı gerçekleştirebilecekler.

Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2011/10/111011163057.htm