Görsel açıklaması: Sorguçlu akbabalar beslenirken. Araştırmacılar, leşçil ya da etle beslenen ve mikrobik bulaşıcılık riskinin yüksek olduğu türlerde daha fazla mide asidi olduğunu gözlemledi. Bu etkinlik sayesinde mide, bir filtre gibi görev yaparak mikropların mideden bağırsağa kontrollü bir şekilde geçebilmesini sağlıyor.
Bir araştırmanın sonuçlarına göre, kuşlarda ve memelilerde mide asidinin, sadece diyetle alınan besinleri parçalamaya yardım etmekle kalmayıp; hayvanları besin zehirlenmesine karşı da koruyabildiği anlaşıldı. Bu çalışma, insanlarda midedeki asitliğin evrimi ve modern yaşamın mide asidimizle bağırsaklarımızda yaşayan mikroorganizma topluluğunu nasıl etkilemiş olabileceği konusunda yeni sorular ortaya koydu.
Kuzey Karolina Devlet Üniversitesi’nde araştırmayı yürüten, post doktora yapmakta olan De DeAnna Beasley, “Bu çalışmaya, kuşlarda ve memelilerde mide asiditesi, diyet ve bağırsak bakterileri arasında nasıl bir ilişki olduğunu daha iyi anlayabilmek için başladık” diyor. “Mide içeriğine bakarak, bunun bağırsak mikropları tarafından nasıl etkilenebildiğini ve bunun insan sağlığı için ne anlama geldiğini belirlemek düşüncesindeydik.”
Araştırma ekibi, bugüne kadar kuş ve memelilerin mide asiditesi konusunda yapılmış tüm çalışmaları tarayarak 68 türün bilgisine erişti. Daha sonra her bir türün kendine özgü beslenme alışkanlıklarını belirlediler. Bundan sonra da bu alışkanlıkların mide asidiyle nasıl bir bağlantısı olduğuna baktılar.
Sonuçta, leşçiller veya etle beslenip yüksek mikrobik risk taşıyan türlerin mide asit düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlendi. Bu asit fazlalığı bir filtre görevi görerek, mideden bağırsağa mikroorganizma geçişini kontrollü olarak sağlıyordu.
Beasley sonuçların kendi hipotezlerini doğruladığını, ancak daha da ilerleyebilmek için başka onaylara da ihtiyaç olduğunu belirtiyor. “Bir sonraki adım, bu hayvanların bağırsaklarındaki mikrobik ekosistemin nasıl evrilmiş olduğunu incelemek olacak.” Yüksek mide asiditesi olan hayvanların bağırsak florası daha küçük ya da daha mı değişken bir yapıda, yoksa bu küçük misafirler asiditeye daha mı dayanıklı?
Sürpriz olarak, araştırmacılar insan türünü omnivor (et ve ot yiyen) olarak sınıflandırdıklarında, midelerindeki asit düzeyleri leşçillerle bağlantılı olarak yüksek düzeydeydi. Bu arada yapılan çalışmalarda, giderek artan medikal tedavilerin (cerrahiden antiasit ilaçlara kadar) bu düzeyi değiştirdiği belirlendi.
“Şu anda giderek artan sorularımız, insanın nasıl evrildiği, türümüzün zamanla yiyeceklerle ilişkisinin nasıl olduğu ve diyet-ilaç gibi konulardaki modern değişimlerin midemizi, bağırsaklarımızdaki florayı ve sonuçta sağlığımızı nasıl etkilediği üzerine” diyor Beasley.
Çeviren: Dr. Ebru Oktay
Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2015/07/150729155141.htm
