Yeni araştırmalar, atletlerin geçirdikleri kazalar sonrası hızlı iyileşmelerini sağlayabilecek ya da atletlere “beyin dopingi” ile rekabet avantajlarını geliştirebilme olanağı tanıyacak gibi görünüyor.
Sunuş
Okuyacağınız haber, Nature dergisinin 17 Mart 2016 tarihli 531. sayısında yayımlanmıştır (ss.283-284). http://www.nature.com/news/brain-doping-may-improve-athletes-performance-1.19534 adresinden aldık, spot ekledik, sunuyoruz. Yazar: Sara Reardon
Kayakla atlamacı atletlerin en iyileri, dik bir yokuştan kayarak saatte 100 kilometreyi bulan hıza ulaşıp sonra da yere sağlam inebilmek için uç noktalarda bir denge-güç sistemleri olduğuna güvenirler. Bu konuda kendilerini geliştirirler. ABD Kayak ve Kar Kayağı Birliği (USSA), bu seçkin atletlerin kendilerini geliştirebilmeleri için sınırlarını zorlayarak eğitebilecekleri farklı bir kas grubu arayışına girdi: Beyin ve zihin.
Kaliforniya San Fransisko’daki Halo Nörobilim Şirketi, bir grup kayakla atlamacı atletin beyinlerini elektrik yoluyla uyararak yeteneklerini daha da geliştirip performanslarını arttırıp arttıramayacaklarını anlamaya çalışan testler yapıyor. Diğer bir araştırma ise, belli bir hedef bölgeye yönelik beyin uyarısının atletlerin “tükenmişlik algısını” azaltabileceğini kanıtlamaya çalışıyor. Bu tip teknolojiler, atletlerin geçirdikleri kazalar sonrası hızlı iyileşmelerini sağlayabilecek ya da atletlere “beyin dopingi” ile rekabet avantajlarını geliştirebilme olanağı tanıyacak gibi görünüyor.
Birçok bilim insanı henüz sadece küçük gruplarda ve az sayıda insanda çalışmalar yapıldığı için beyin uyarısının etkinliği konusunda kararsız. Avustralya Melbourne Üniversitesi’nden bilişsel psikolog Jared Horvath’a göre bunlar çok iddialı bulgular, ancak ne anlama geldiklerini tam olarak anlamamız ne yazık ki henüz olası değil.
USSA, Halo Şirketiyle birlikte çalışarak, beynin fiziksel aktiviteleri kontrol eden bölgesi olan motor kortekse elektrik gönderen bir cihazın etkinliğini belirlemek istedi. Şirketin savı, bu beyin uyarısının beyinde yeni bir beceri geliştirmeye yarayacak şekilde yeni iletişim ağları oluşturabileceği yönündeydi. Cihazı, yayımlamadıkları bir çalışmada, aralarında olimpik atletlerin bulunduğu yedi kuzeyli seçkin kayakla atlamacı atlette denediler.
İki hafta boyunca, haftada dört kez kayakçılar, sabit olmayan bir platform üzerine atlama pratiği yaptılar. Dört atlet “beyin geçişli doğrudan akım uyarısı” ( tDCS= transcranial direct-current stimulation) almıştı. Diğer üçü ise kontrol grubuydu ve akım verilmiş gibi yapıldı. Uyarı sonrası gerçekten verilen grubun “atlama” gücü yüzde 70; diğer koordinasyon becerileri de kontrol grubuna göre yüzde 80 artmıştı. Halo bu bulguları Şubat 2016’da duyurdu.
USSA yöneticilerinden Troy Taylor, sonuçları cesaret verici bulduklarını, ancak tam bir kabul için çok başlangıçta olduklarını belirtti.
Limitleri zorlamak
İngiltere Nottingham’da yapılan Biyomedikal Kongresi’nde 7 Martta sunulan bir çalışmada da, tDCS yönteminin atletlerde tükenmişlik algısını azaltabileceği savlandı. İngiltere Canterbury Kent Üniversitesi’nden spor bilimci Lex Mauger ve çalışma arkadaşları, motor korteksin bacak işlevlerini kontrol eden bölgesine elektriksel uyarı verildiğinde bisikletçilerin yorgunluk hissetmeksizin çok daha uzun süre sabit pedal çevirebildiklerini gösterdiler.
Bu çalışmada profesyonel olmayan 12 gönüllü bisikletçinin beyni elektriksel olarak uyarıldı. Gönüllüler yorgunluktan bırakana kadar sabit pedal çevirdiler ve her dakika efor seviyelerinin oranları ölçüldü.
Ortalama olarak, beyin uyarısı alanlar almayanlara göre iki dakika daha fazla pedal çevirebilmişti. Bu kişiler aynı zamanda kendilerini daha az yorgun hissetmişlerdi. Ancak her iki grup arasında kardiyolojik oranlar ve kasta oluşan laktat düzeyiyle ilgili bir farklılık saptanmamıştı. Anlaşılan o ki beynin algıladığı durum, kas ağrısı ve diğer vücut geri bildirimlerinden çok daha önemliydi ve performansı arttırabiliyordu.
Yine Brezilya Rio Federal Üniversitesi’nde Alexandre Okano ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada, bisikletçilerde, vücut farkındalığı ve nefes alma gibi otomatik işlevlerden sorumlu “temporal korteks” bölgesi elektriksel olarak uyarıldığında performans artışı tespit edilmişti. Sonuçta Okano, temporal korteksle motor kortekslerin henüz tam anlayamadığımız şekilde bir bağlantı kurduklarını, ya da tDCS yönteminin beyinde özellikle bir bölgeyi hedef alamadığını düşündüklerini söyledi.
New York Burke Üniveristesi’nden nörofizyolog Dylan Edwards’a göre tüm bu sonuçlara göre beyin, elektriksel uyarıyla “geri bildirim” mekanizmasını bir şekilde işleterek kaslara “fazla yorulmadınız” mesajını yolluyor. Bu da egzersiz sırasında kendinizi ne kadar zorladığınızı düşünürseniz düşünün, daima yedek bir kapasiteniz olduğunu gösteriyor.
Hileli testler
Avustralya Merlbourne Üniversitesi’nden Horvath ise beyin uyarılmasının uzun süreli etkileriyle ilgili henüz çok az bilgimiz olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. Diğerleri de bu tekniğin performans arttırıcı etkisi konusunda şüpheciler. Londra’dan Nörobilimci Vincent Walsh’ göre de, çalışmalar çok farklı araştırma grupları arasında yapıldığından bir optimizasyon sağlamak zor görünüyor.
Örneğin çok yoğun miktarda elektrik uyarısının verildiği Mauger’in çalışmasında bazen istenmeyen kasıtsız beyin aktiviteleri gözlenmişti.
Bu konuda tekrarlayan çalışmalar yapmak, insanların beyninin nasıl tepki vereceğini bilemediğimizden zorluklar içeriyor. Bazıları hiç yanıt vermiyor. Bazıları sadece belli bir yolakta uyarı aldığında yanıt veriyor. Hatta bazen aynı kişinin günler içinde farklı tepkileri olabiliyor. Edwards’a göre eğer bu yöntem tedavi amaçlı kullanılmak isteniyorsa mutlaka farklılıkları da içeren yol gösterici bir harita çıkarılmasına çalışılmalı. Yani “ihtiyaca yönelik beyin uyarısı reçetesi” sağlanabilmeli.
Bununla birlikte tDCS’nin sporda kullanımı sadece “arttırma” ihtiyaçlı görünüyor. Örneğin motor korteksi uyarmak motor beceriyi arttıracak, video oyuncuları teknikleri hızla kapıp kazanmayı arttırıcı cihazların ortaya çıkmasını sağlayacak. Halo şirketi “atletik performansı arttırma” önerili pazarlama çalışmalarına başladı bile.
Taylor, herhangi bir atletik yarışma öncesi atletlerin karbonhidrat yiyerek dayanıklılıklarını arttırmaları yerine, bu yöntemin geçip geçemeyeceğini merak ediyor. İşbirliğinin, daha fazla öğrenme konusunda yardımcı olacağını söylerken, bu yöntemle sonuçta vücuda “yapay” bir şey uygulanmadığını da belirtiyor.
Edwards ise Tdcs uygulamasının “denetlenebilir” bir şey olmadığından atletler için “beyin dopingi” olarak kabul edilip akıllarının çelinebileceğini, bunun da olimpiyat kurallarını ve uygulayıcılarını endişeye sürükleyebileceğini vurguluyor.