Ana Sayfa 170. Sayı Coumbary’nin ‘Fırtınaların Kavanini’ adlı eseri

Coumbary’nin ‘Fırtınaların Kavanini’ adlı eseri

740

Fırtınalar… İnsanlığın var olduğu günden beri yaşamı, inançları ve daha pek çok sosyal yaşam unsurunu etkileyen muhteşem doğa olayları… Antik Yunanlılar, fırtınalara Thyphon adlı tanrının neden olduğuna inanıyordu. Hititler de onu tanrı olarak kabul etmiş ve Teşup adını vermişti. Yüksek basınç alanları ile alçak basınç alanları arasında yatay yönde gelişen hava akımının bir türü… Gemicilerin korkulu rüyası… Ve bu doğa olayıyla ilgili Türkiye’de yazılan ilk eser Aristide Coumbary’ye ait. Fırtınalar üzerine modern bilimin ışığında yazdığı Fırtınaların Kavanini, meteoroloji alanında yazılmış ilk eserlerimizden.

Osmanlı döneminde ilk meteorolojik çalışmalar, 1867 yılında Kandilli Rasathanesi’nin kurulmasıyla başlar. Fransız hükümetinin teşvikiyle kurulan bu kurum o zamanlar Rasathane-i Amire adını taşıyordu. İlk müdürü de Aristide Coumbary olmuştu. Astronomi üzerine yaptığı çalışmalarıyla meşhur olup Osmanlı İmparatorluğu’na telgraf şebekesini yenilemek için gelmişti. Fransa’dan ısmarlanan gözlem aletleri, o zamanlar İsveç Konsolosluğu’nun bahçesinde evi bulunan Coumbary’nin evinde kurulmuş, daha sonra rasathane hazırlandıktan sonra asıl yerine taşınmıştı. Doğum tarihi bilinmiyor. 1896 yılında hayatını kaybetti.

Fırtınaların oluşumu ve karakteristik özellikleriyle ilgili yazmış olduğu Fransızca Lois Des Témpes et Prescriptions Nautiques adlı eseri Osmanlı Türkçesine Fırtınaların Kavanini adıyla çevrildi. 1875 yılında İstanbul’daki Votira ve Şürekâsı Matbaası’nda basıldı. Eserin hem Fransızca aslı hem de Türkçe çevirisi birlikte yayımlandı. Eserde ayrıca 2 harita ve şekle yer verildi. Bu haritalardan biri 8 Mart 1865 tarihinde meydana gelen bir fırtınanın hareketini gösteriyor.

Eserin mukaddimesindeki (önsöz) satırlardan Coumbary’nin Kandilli Rasathanesi’nin kuruluşuyla ilgilendiği, çalışanlarının büyük kısmının deniz bilimlerinde uzman oldukları anlaşılıyor. Eserin yazılış amacı fırtına ve kasırgaların nasıl oluştuğu, hangi güzergâhı izleyerek ilerledikleri ve telgraf yoluyla uyarılması gereken bölgelere nasıl haber iletildiğinin açıklanmasıdır. Eser ile hedeflenen, bu bilgilerin Osmanlı denizlerinde seyir halinde olan gemilere yararlı olmasıdır.

“Bihar-ı muhtelifede (çeşitli denizlerde) zuhura gelen furtınaların harekâtı.”

Kitabın iç başlığında “Furtınaların Kavanini ve Bunların Denizlerde Müstelzim Olduğu Mehalik ve Muhatarattan İhtiraz İçün İttihazı İktiza Eden Suver ve Tedabir-i Fiiliyeden Bahs Eder Bir Risaledir” yazmaktadır. Başlık günümüz Türkçesine “Fırtınaların Kanunları ve Bunların Denizlerde Oluşturduğu Tehlikelerden ve Zararlardan Korunmak İçin Yapılması Gereken Fiili Tedbirlerden ve Suretlerden Bahseden Bir Risaledir” şeklinde çevrilebilir.

Solda: Nısf-ı Küre-i Şimalde (Kuzey Yarım Küre) zuhura gelen kasırgaları ihdas eden rüzgârlar sağdan sola yani saat ibrelerinin harekâtı aksi istikametinde devir ederler. Sağda: Nısf-ı Küre-i Cenubda (Güney Yarım Küre) zuhura gelen rüzgârlar soldan sağa yani saat ibrelerinin harekâtı istikametinde devir ederler.

Bu başlık altında ele alınan konular şunlardır: Fırtınalar başta olmak üzere hava olaylarının nasıl oluştuğu, nasıl bir güzergâh izlediği, yaptığı dairesel hareketler, kuzey yarım kürede saat yönünün tersi istikametinde dönüşü, güney yarım kürede saat yönünde dönüşü, kendi ekseni etrafındaki ve güzergâhındaki karakteristik hareketleri, gemilerin fırtınaların esiş yönlerine göre almaları gereken pozisyonlar, özellikle Yengeç ve Oğlak dönenceleri arasında meydana gelişleri, Atlas ve Hint okyanuslarındaki fırtınaların hareket yönleri, Bengal Körfezi’ndeki fırtınaların bu okyanuslardakinin aksi istikametindeki hareketleri, Çin Denizi’ndeki fırtınaların birbirinden farklı yönlere savruluşları, Gulfstream sıcak su akıntısı, Grönland ve Asor adalarındaki akıntılar.

Sayfa 7’den itibaren ise fırtınanın özelliklerinden ve yönünden yola çıkarak alınması gereken önlemlerden bahsediliyor. “Denizlerde Zuhura Gelen Dönücü Fırtınalardan İhtiraz İçün İktiza Eden Usul ve Kavaid” başlığı altında bu bahis açılıyor. Bugünün Türkçesine “Denizlerde Meydana Gelen Kasırgalardan Korunmak İçin Gerekli Olan Usuller ve Kurallar” şeklinde çevrilebilir.

“1865 senesi Mart’ının sekizinci günü zuhur eden furtınanın hareketi.”

Bu başlık altında alınması gereken önlemler olarak şu konulara değiniliyor: Fırtına merkezinden uzak durmak, seyir halindeyken fırtınanın oluştuğu görüldüğünde tehlikeli ve tehlikesiz alanların tespit edilerek yeni harekât hatları belirleme, havadaki rüzgâr yönü ve basınç alanlarının değişimini gözlemleyerek oluşabilecek fırtınaları önceden kestirme, fırtına hattını tespit etmek için yüzü rüzgâra dönüp kolları açma ve kuzey veya güney yarım kürede olunmasına göre fırtınanın sağ veya sol kısımda meydana geldiğini tespit etme, rüzgârın hız miktarına bakılarak fırtına merkezine uzaklığın hesaplanması, rüzgâr şiddetini arttırdığında ilk önlem olarak yelkenlerin indirilmesi, esiş yönüne ve şiddete bakılarak tehlikeli bölgelerin tespiti ve gemiyi bu bilgiler doğrultusunda çevirme ve yelkenlerin pozisyonlarını değiştirme, esiş yönüne göre rüzgârı geminin sol veya sağ tarafına alma.

Kitapta, fırtına esnasında bulunulan koordinata göre dahi alınması gereken önlemlerden söz edilmiştir.

Kaynaklar

1) http://www.dmi.gov.tr/genel/meteorolojitarihi.aspx

2) Fırtınaların Kavânîni, Coumbary, Votira ve Şürekâsı Matbaası, İstanbul, 1875, 23 s.

Önceki İçerikMaddenin Gizemleri
Sonraki İçerikOrta, mesaj vermez!
MEB Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Çalışma Alanları: Türkoloji, Arkeoloji, Tarih, Antropoloji, Felsefe