Ana Sayfa Dergi Sayıları 177. Sayı Şiir okurluğunun ekonomisi

Şiir okurluğunun ekonomisi

253
0

Başlığın biraz tuhaf olduğunun ben de farkındayım. Nitekim şairimiz gibi benim de yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Konunuzu, probleminizi sınırlandıracaksınız. Bilmediğiniz konular ve ayrıntılar hakkında ahkâm kesmeyeceksiniz. Umarım bu konunun, her konunun veya herhangi bir konunun uzmanlarının öfkesini üzerime çekmeden derdimi anlatmanın bir yolunu bulabilirim.

Hiç okumayanlar, bilmeyenler tarafından bile çoğu şiirin bir anlam ve biraz da yücelik barındırdığına inanılır. Zaten sırrına eremediğini hissettiği şeylere mana ve yücelik atfetmek de homo sapiens sapiens namlı “eşref-i mahlûkat”a mahsus değil mi? Şiir de bunlardan biri sanırım. Biçimi, biçemi, anlam veya imge zenginliği, çok veya az katmanlılığı, politikası, poetikası yerine okur açısından şiirin ekonomisinden söz etmek istiyorum. Günümüzün sağlık, menfaat, kariyer, statü, saygınlık, karizma peşinde koşan, güçlü olmak ve olduğundan da güçlü görünmek isteyen insanına şiir okuyarak kazanabileceklerinin elle tutulur, gözle görünür, ölçülebilir, tartılabilir bir kısmını anlatmak istiyorum.

Uygun fiyatlıdır
Evvela memleketimizde içeriği ne olursa olsun kitabın fiyatını kapak kalınlığı, kâğıt kalitesi ve sayfa sayısı belirlediği için şiir kitapları kurgu veya kurgudışı diğer kitaplara göre hayli ucuzdur. Fiyatı ortalama hacimdeki bir romanınkinin yaklaşık üçte biri, en kötü ihtimalle yarısı kadardır. Böyle basit bir hesapla bile tercihinizi şiirden yana kullanırsanız aynı bütçe ile iki üç kat fazla sayıda kitaba sahip olursunuz.

Tasarrufludur
Aynı zamanda fiziksel olarak hafiftir, hacimsizdir. Okuması, taşıması kolaydır. Okurunu, sahibini bedenen yormaz. Enerji tasarrufu sağlar. Enine, boyuna, tersine, karışık, kısmen veya bütün olarak tekrar tekrar, deyim yerindeyse kafanıza göre okuyabilirsiniz. Sizden beklentisi yoktur, varsa da çaktırmaz. Okumadığınız, kapağını kaldırmadığınız halde rafta dururken gözünüze batmaz, vicdanınızı rahatsız etmez. Tutun ki etti. On dakikalığına açar, birkaç şiir okuyuverirsiniz içinden. Ruhen de yormaz.

Uzun ömürlüdür
Yazın ve yayın dünyasının profesyonel okurlarından biri değilsek ister roman, öykü olsun, ister kurgudışı olsun, çoğu kitabı ömrümüz boyunca bir kez okur geçeriz. Bir daha yüzüne bakmayız. Yeni okunacak o kadar çok kitap karşısında hem bir kez daha ele almanın psikolojik zorlukları vardır hem de anlatıya ana hatlarıyla aşina olduğumuz için önceki okumalarda dikkatimizden kaçmış küçük ayrıntılara rastlamak dışında keyif almamız da pek kolay değildir. Şiir ise tamamen farklı hatta neredeyse tersi bir okuma tarzına uygundur. Aylar, yıllar boyu tekrar tekrar okunabilir. Bir yerden sonra belki birkaçı ezberimizde yer eder fakat yine de bir şiir kitabını bütün olarak tüketmek neredeyse imkânsızdır. Sanki dibini bulduktan sonra köşesine bıraktığınızda kendi kendine dolan bir şarap testisi gibidir. O anki ruh halimize göre sonsuz sayıda okuma deneyimi vaat eder. Elimizde tuttuğumuz şiirlerin her biri, âşıksak başka, terk edilmişsek başka, işten kovulmuşsak, yeni iş bulmuşsak, bir dostumuzun kalbini kırmışsak, bir dost kazanmışsak, açsak, açıktaysak veya çakırkeyifsek, karnımız tok, sırtımız pekse bambaşka renklere giren sözcüklerle adeta birer kaleydoskopa dönüşür.

Yatırım aracıdır
Hayli ucuza temin edilebilen ve kolay tüketilemeyen şiir kitabı aynı zamanda maddi bir yatırım değeri de taşır. Az okunduğu ve çoğu internetten de kolayca temin edilebildiği için şiir kitapları genellikle “çok az satar” kategorisindedir. Bu nedenle o ucuz kitaplar çok az sayıda basılıp, sınırlı sayıda kitabevine dağıtılmalarına rağmen uzun süre de rafta kaldıkları için çoğunun yeni baskılar yapması mümkün olmaz. Böyle bir kitabı edinirseniz yukarıda anlattığım gibi hem ucuza aldığınız hem de kullanım değerini hiç yitirmeyen kitabınızın yıllar sonra bir sabah aniden değer kazanmış olduğunu fark edebilirsiniz. Kitabınız artık koleksiyoncuların ilgisine mazhar olmaya hak kazanmıştır. Elinizdeki baskının sınırlı sayıda kopyası müzayedelerde görücüye çıkmaktadır. Siz o kadar uzun süre vakit geçirdiğiniz, neşenize, hüznünüze, derdinize ortak ettiğiniz kitabınıza kıyamasanız da sonunda kıyan ve kazanan biri çıkacaktır. Eşiniz, çocuğunuz, torununuz, ödünç verdiğiniz arkadaşınız olabilir. Bu konuda tehdit uzaktan değil, en yakından gelir.

Kaybolmaz
İyi kötü bir kütüphanesi olan hemen herkes kitaplarına sahip çıkamamaktan yakınır. Ödünç vermiştir de geri gelmemiştir, biri istemiştir de kıramamıştır, armağan etmek zorunda kalmıştır vs. Şiir kitabı bu tip olaylara en az konu olan türdendir. Evinize misafir ettiğiniz yakın dostunuz dahi özel ilgisi yoksa şiir kitaplarınızı pek merak etmez. Şiir kitapları ismiyle, arka kapak yazısıyla, sunuşuyla kendini az ele veren kitaplardır. Şiir kitabını kısmen de olsa okumadan bilmek, ayaküstü karıştırmak kolay değildir. Bu nedenle ilk karşılaşmada pek ilgi çekmez. “Ödünç” istenmez. O nedenle kaybedilmesi zordur şiir kitaplarının.

Vakit kazandırır
Vakit belki tam doğru seçilmiş sözcük olmayabilir. Ömür kazandırır da diyebilirdim. Malumunuz, şair azdır ama şiirin yazarı okurundan fazladır. Hal böyle olunca şiir okumadığı için şair olabileceğinden şüphe etmeyenlerin sayısı da az değildir. Şiir okursanız, yüzeysel merakın da biraz ötesine geçerseniz şair olup olamayacağınızı erken yaşta idrak etme, yol yakınken vazgeçme şansınız olur. Sonra başka türlere mi yöneleceğinize, şarkı sözü yazarı mı, reklamcı mı, yoksa avukat, mühendis, doktor mu olacağınıza, “akademik kariyer” mi yapacağınıza bir an evvel karar verip yolunuza devam etme şansınız olur. Şairlere, denemecilere, kimi filozoflara soracak olursanız başka faydaları da olduğuna şüphe yoktur. Hatta onlar daha değerlidir ama bence okurun onları elinde harita ve fenerle aramak yerine kendiliğinden keşfetmesi daha güzeldir. Kaybettirdikleri yok mudur? Elbette vardır. İnsan haysiyetine yakıştıramadığımız ne varsa hepsini birer birer ve yavaş yavaş kaybettirir zaman içinde.