Biz kara hayvanıyız, ayağımız yere basmalı. Yerden destek alamazsak tedirgin oluruz. Doğuştan bir yükseklik korkusu ile evrimleştiğimizi söyler uzmanlar. İçimizde bu duyguyu yaşamamış olanımız yoktur. Kimimiz zamanla bu korkuyu aşar, kimimizde kalıcı olur.
Uçaktan paraşütle atlamak ciddi bir eğitim ister. İlk paraşütle atlama deneyimi ise hayat boyu unutulmaz. “Uzaya çıkan ilk insan” unvanlı Sovyet kozmonotu Yuri Gagarin ilk paraşüt deneyimini şöyle anlatıyor:
“Titreyip durma Yuri!”
“Özellikle önümde zor ya da tehlikeli bir deney olduğunu bildiğimde beklemeyi hiç sevmem. Bu benim ilk uçuşumdu, üstelik paraşütle atlamam da gerekecekti. PO-2 eğitim uçağının nasıl havalandığını, nasıl atlayış yükseltisine çıktığını anımsamıyorum. Tek hatırladığım, eğiticinin kanada çıkmam için bana işaret vermesi. Nasıl olduysa kokpitten çıktım, kanat üzerinde durdum ve olanca gücümle kokpitin kenarına asıldım. Aşağıya bakmak dehşet vericiydi; yer o denli uzaktı ki…
“‘Titreyip durma Yuri!’ diye bağırdı eğitici. Ardından da sorusunu yineledi: ‘Hazır mısın?’ ‘Hazırım’ cevabını verdim. ‘Atla!’
“Bana öğretildiği gibi uçağın dış duvarlarını ellerimle iterek kendimi boşluğa bıraktım, ipi çektim. Paraşüt açılmadı. Haykırmak istedim, ama olanaksız; hava akımından boğulacak gibiydim. Elim bilinçsizce yedek paraşütün ipini aramaya koyuldu. Neredeydi? Nerede? Birden müthiş bir sarsıntı hissettim. Ardından da sessizlik. Ana paraşütün beyaz kubbesi altında havada süzülüyordum. Paraşüt zamanında açılmıştı; emniyet paraşütünü düşünmede aceleci davranmıştım. Bu benim ilk ciddi uçuş dersimdi. Havadayken aygıtınızdan kuşkulanmayın ve aceleci kararlardan kaçının.”
Belyayev’in irade gücü
İlk atlayışta sıkıntılı bir deneyim yaşayanların daha sonra atlayışlara devam edebilmesi ise çok büyük bir irade gücü gerektiriyor. Bir diğer Sovyet kozmonotu Pavel Belyayev’in başından böyle bir deneyim geçiyor.
İlk atlayışında şiddetli bir rüzgârla karşılaşarak havada sürüklenen Belyayev yere hızla çarpmış ve sol baldırının iki kemiği un ufak olmuştu. Altı ay hastanede kaldı, eğitimine bir yıl ara vermek zorunda kaldı. Zamanla yeniden eğitime hazır hale geldi, ama doktorlar doğal olarak iniş korkusuna kapılabileceğinden şüpheleniyorlardı.
Belyayev bir paraşütçüler grubuyla birlikte yine göklere çıktı. Grup çiftler halinde ayrılmıştı. Belyayev, deneyimli Gagarin ile birlikte atlayacaktı. Önce Gagarin, hemen ardından da Belyayev…
İkili uçaktan ayrılır ayrılmaz yine şiddetli bir rüzgâr çıktı. Paraşütçüler önceden kararlaştırıldığı gibi havaalanına inemeyeceklerdi. İplerine yükleniyorlar, ancak tüm çabalarına karşın demiryoluna doğru sürükleniyorlardı. Demiryolu hattının gerisinde ise yüksek gerilimli bir tel ve bir bıçkıhane vardı. Yüksek gerilimli telin ya da bıçkıhanenin önündeki kereste yığınlarının üstüne düşmenin ne denli tehlikeli olduğunu kavramak için uzman olmaya gerek yoktu.
Havaalanındakiler kaygı ve dikkatle iki paraşütçünün inişini izliyorlardı. Çok geçmeden içlerinden biri demiryolu yakınlarına inerek her şeyin yolunda olduğunu belirtmek istercesine el salladı. Gagarin’di. Ancak Belyayev ortalıkta yoktu. İzleyiciler onun demiryolu ve yüksek gerilimli telin üstünden kayarak bıçkıhanenin duvarı üzerinden yok olduğunu gördüler. Hemen ilkyardım için donanımlı bir araba bıçkıhaneye doğru hareket etti.
Belyayev’i sakin bir şekilde bir kereste üzerinde durup çevresini saran işçilerle sohbet ederken buldular. Rüzgârın kendisini bıçkıhaneye doğru sürüklediğini fark edince, kereste yığınları arasında bir baraka seçerek damına iniş yapmayı kararlaştırmıştı. Büyük bir dikkat ve özdenetim gerektiren bir işlem sonucu başarmıştı da…
Uzay öncüleri
Bilindiği gibi Yuri Gagarin 12 Nisan 1961’de Vostok uzay aracıyla uzaya çıkarak Dünya yörüngesinde turunu tamamlamış ve uzaya çıkan ilk insan unvanını kazanmıştır. Gagarin insanoğlunun uzay serüveninin başlangıcının simgesidir.
Pavel Belyayev de Sovyetler Birliği’nin 18 Mart 1965’teki sekizinci insanlı uzay uçuşunda Voshod-2 uzay aracını yönetmiş ve bu uçuş sırasında öteki kozmonot Aleksey Leonov uzayda yürüyen ilk insan olmuştur.
Bu uzay öncülerinin ilk uçuş ve ilk paraşütle atlama deneyimlerinde neler hissettiklerini görüyoruz. Cesaret, korkusuzluk değildir. Bilimsel gerekler eşliğinde irade gücüyle o korkunun üzerine gitmek ve aşmaktır cesaret.
Kaynak: Y. Gagarin ve V. Lebedev, Uzay ve Psikoloji, Türkçesi: Sibel Özbudun, Süreç Yayınları, Haziran 1984.