Ana Sayfa Bilim Gündemi 130 yıl sonra ilk kez boynuz burunlu ejderha kertenkelesine rastlandı

130 yıl sonra ilk kez boynuz burunlu ejderha kertenkelesine rastlandı

736

Neredeyse 130 yıl önce, İtalyan kâşif Elio Modigliani, Cenova’da bir doğa tarihi müzesine, beyanına göre Endonezya ormanlarında bulduğu bir kertenkeleyle geldi.

Burnundan çıkan boynuzuyla belirgin olan kertenkele, resmi taksonomik tanımını ve adını, Harpesaurus modiglianii, 1933’te aldı. Ancak o günden sonra başka bir gözlemci bu kertenkele türüne rastlamamıştı, ta ki şimdiye kadar.

Modigliani’nin boynuz burunlu kertenkelesinin bu çizimi, 1891’de bulunan asıl kertenkele baz alınarak 1933 yılında yılında yapıldı. Örnek saklanma koşullarından dolayı soluk mavi renkteydi.
(C.A. PUTRA ET AL/TAPROBANICA: THE JOURNAL OF ASIAN BIODIVERSITY, 2020, ANNALI DEL MUSEO CIVICO DI STORIA NATURALE DI GENOVA 56, PL. VI)

Temmuz 2018’de, Endonezya, Kuzey Sumatra’da Toba Gölü’nü çevreleyen dağlık bölgedeki kuşları inceleyen yaban hayatı biyoloğu Chairunas Adha Putra, herpetolog (sürüngenleri ve amfibileri inceleyen bilim) Thasun Amarasinghe’yi çağırdı. Amarasinghe “Putra, bir süpervolkanın kalderasını (patlama sonrası krater zemininde oluşan çukur) dolduran gölün yakınlarında ilginç morfolojik özellikleri olan ölü bir kertenkele bulmuştu, ancak ne olduğundan emin değildi” dedi. Amarasinghe daha sonra biyoloğa örneği Jakarta’ya göndermesini söyledi.

Amarasinghe’nin Modigliani’nin kertenkelesini elinde tuttuğundan şüphelenmesi için boynuz yapısının bulunduğu burna bir kere bakması yetti. Amarasinghe “Bu, Kuzey Sumatra’da bulunan tek boynuz burunlu kertenkele türü” dedi.

Bölgenin yerlisi olan Batakların tahta eserleri ve halk efsaneleri, kertenkelelerin bu insanların mitolojisinde önemli bir yeri olduğunu gösteriyor. Depok’taki Endonezya Üniversitesi’nden Amarasinghe, “Modigliani’den sonra bu tür ile ilgili hiçbir kayıt yoktu” açıklamalarında bulundu.

Amarasinghe, Putra’ya kalderaya geri dönmesini ve canlı bir nüfus olup olmadığını araştırmasını söyledi. Beş gün sonra bir akşamüstü Putra aradığını buldu. Biyolog Putra gözlemlediği canlı için “Alçak bir dalda yatıyordu, muhtemelen uyuyordu” dedi. Putra kertenkelenin fotoğraflarını çekti ve boynuz yapısının bulunduğu burnu ve kafası gibi vücudunun belli bölgelerinin büyüklüğü ölçtü ve şeklini inceledi, davranışlarını da gözlemledikten sonra onu aynı gece serbest bıraktı.

Elindeki verileri kullanarak Amarasinghe kertenkeleyi 1933’te anlatılanla karşılaştırdı, canlı olanın ve Putra’nın ölü olarak bulduğu kertenkelenin, Modigliani’nin boynuz burunlu kertenkeleleri olduğu sonucuna vardı. Cenova’daki örnek saklanma koşulları nedeniyle soluk mavi renkte, ancak artık kertenkelenin doğal renginin çoğunlukla parlak yeşil olduğu biliniyor. Putra ve meslektaşlarının Mayıs ayı Taprobianca: Asya Biyoçeşitlilik Günlüğü’nde bildirdiklerine göre, kamuflajı ve ağaçlarda gösterdiği davranışlarıyla kertenkele, Afrika dağ bukalemunlarına benzerlik gösteriyor.

Moldigliani’nin boynuz burunlu kertenkelesi tipik olarak parlak yeşil ve sarı renktedir (üst) ancak sürüngen stres altında kahverengimsi turuncu bir renk alır (alt).
(C.A. PUTRA ET AL/TAPROBANICA: THE JOURNAL OF ASIAN BIODIVERSITY, 2020.)

Sürüngen kertenkelelerin, ejderha kertenkeleleri olarak da bilinen Agamidae ailesinde yer alıyor, aile içerisinde sakallı ejderha gibi türleri barındırıyor. Tel Aviv Üniversitesi’nden herpetelog Shai Meiri’ye göre birçok ejderha kertenkelesi, küçük ve ulaşılması zor bölgelerde yaşıyor, bu da sürüngenleri incelemeyi zorlaştırıyor. Meiri, “İlk defa gözlemlenmelerinden beri bir daha görülmeyen 30 agamid türü, yalnızca tek örnek üzerinden bilinen 19 agamid türü var” açıklamalarında bulundu.

Amarasinghe ve Putra keşifleri için çok heyecanlansalar da, kertenkelenin geleceği için endişeliler. Amarasinghe, “Kertenkele koruma bölgesinin dışında bulundu ve yakında bulunan ormanlar ciddi derecede zarar görmekte ve yok olmakta” dedi.

Ancak Meiri’ye göre kertenkelenin yeniden bulunması türün korunması için bir miktar umut verici. Sürüngen yeniden bulunmadan önce hiç kimse türün bireylerinin yaşayıp yaşamadığını veya neslinin tükenip tükenmediğini bilmiyordu. Meiri, “Artık onu inceleyebilir, korunması için neler yapılması gerektiğini anlayabiliriz ve bununla gerekli önlemleri alabilmeyi umuyoruz” dedi.

Kaynak: https://www.sciencenews.org/article/nose-horned-dragon-lizard-lost-science-found

Önceki İçerikÖlümünden 500 yıl sonra Kristof Kolomb’un cenaze töreni; Tarihe ölüm!
Sonraki İçerikBatı Uygarlığı büyük suçlar işleyeceği Amerika’ya onunla ayak bastı…