Ana Sayfa Bilim Gündemi Köpekler gerçek konuşmayla anlamsız sözler ve diller arasındaki farkları ayırt edebiliyor

Köpekler gerçek konuşmayla anlamsız sözler ve diller arasındaki farkları ayırt edebiliyor

426
0
Köpekler üzerinde yapılan araştırmalar, insan dilleriyle rastgele kelimeler arasındaki farkı ayırt edebildiklerini göstermekte.

Geçtiğimiz günlerde araştırmacılar, insana ait olmayan bir beynin dili algıladığını ortaya koyan ilk çalışmayı yayınladılar. Birçok hayvan, insan konuşmasındaki işitsel kalıpları ayırt edebilmektedir; ancak köpeklerin bunu yapmakta özellikle iyi olduğu bu çalışmayla ortaya çıktı.
Köpeklerin biz insanlara yakın ilgileri ve etkileşime girme şekilleri konusunda oldukça özel bir tür olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Peki köpekler ağzımızdan çıkan dilin inceliklerini ne kadar yakalıyorlar? Dilimizi, kulaklarına ulaşan diğer seslerden farklı olarak algılıyor olma ihtimalleri var mı? En sevdikleri komutları vermesek bile beyinleri söylediklerimizi işliyor mu? NeuroImage dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre soruların cevabı evet. Köpekler, ağzımızdan çıkan dilin inceliklerini yakalayabiliyor ve işittikleri kelimeler komut olmasa dahi bunları işleyebiliyorlar.
Yaklaşık dört yıl önce iki Border Collie ve bir kediyle birlikte Meksika’dan Budapeşte’ye taşınan sinirbilimci Laura Cuaya ve Raúl Hernández-Pérez, anadili İspanyolca olan Meksika’dan Macarca konuşan insanlarla çevrili Budapeşte’de olmanın birbirinden farklı olduğunu biliyorlardı ve köpeklerinin de kendileri gibi bu farklılığın bilincinde olup olmadıklarını merak ettiler.

Farklı diller aynı bölgeleri uyarılıyor
Cuaya ve Hernández-Pérez, Macaristan’daki Eötvös Lórand Üniversitesi’nde, köpekler de dahil olmak üzere memelilerde konuşma algısının evrimini, beyin kan akışındaki değişiklikleri izleyen fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) gibi araçlarla inceleyen bir araştırma grubunda çalışıyor. Çalışmaları kapsamında, beynin belirli bir bölgesine daha fazla kan akmasının bu bölgede daha fazla aktivasyon olduğu anlamına geldiğini doğrular nitelikte sonuçlara ulaştılar. Beyindeki kan akışı ve aktivasyon arasındaki ilişki, araştırmacıların belirli uyaranlara yanıt olarak beyin aktivitesindeki değişiklikleri anlık olarak görmelerine yardımcı oluyor.
2016 yılında üniversitede bir çalışma grubu, köpeklerin beyinlerindeki farklı sinir yollarının duygusal tonlamadaki değişiklikleri algılamak yerine kelimelerin anlamını tanımak için devreye girdiğini gösterdi. Ancak hiç kimse, hayvanların gerçek insan konuşmasını uzun bir kelime dizisi oluşturmayan biraz farklı seslerden ayırt edip edemediğini bilmiyordu.
Araştırmacılar, Laura Cuaya ve Raúl Hernández-Pérez’in border collie cinsi köpekleri Kun-Kun ve Odín de dahil olmak üzere 18 köpek üzerinde çalıştılar. Araştırmaya dahil edilen köpekler Macarca veya İspanyol dillerinden yalnızca birine aşinaydı ve daha önce bir fMRI makinesinde hareketsiz yatmak üzere eğitilmişlerdi. Köpekler bir çift gürültü önleyici kulaklık aracılığıyla Antoine de Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’inden İspanyolca veya Macarca dinleme metinlerine maruz bırakıldılar.

Macarca ve İspanyolca Küçük Prens
Araştırmacılar, FMRI taramalarından köpeklerin hikayeyi kendi ana dillerinde mi yoksa yeni bir dilde mi duyduklarına bağlı olarak beyinlerinde aynı yere denk gelen alanın farklı aktivasyon örüntüleriyle aydınlandığını keşfettiler. Bu durum bize köpeklerin diller arasındaki farklılıkları nörolojik olarak işlediklerini düşündürüyor.
Bunun ardından, araştırma kapsamında köpeklerin her bir dile özgü spesifik özelliklere tepki verip vermediğini test edilmeye çalışıldı. Bu amaçla tasarlanan araştırmada hayvanların, Macarca kelimelerin ilk heceye vurgu yapması gibi konuşma kalıplarındaki gerçek değişikliklere mi yoksa sadece iki dil arasındaki temel işitsel imzalardaki ana farklılıklara mı tepki verdikleri incelendi.
Araştırmacılar, dinletilen bir önceki hikayede konuşmanın çarpıtıldığı veya Macarca ve İspanyolcada “kulağa anlamsız gelen” kelimelerden oluşan bir ses kaydını köpeklere tekrar dinlettiler. Burada köpeklerin anlamsız sözler yerine, gerçek insan konuşmasını duyduğunda beyin aktivitesinde farklı kalıplar olduğu görüldü; ancak araştırmacılar bunun köpeklerin insan konuşmasını konuşma olarak tanıyabildiğine dair kanıt olup olmadığını henüz belirtmediler. İspanyolca anlamsız sözcükler duymak ile Macarca anlamsız sözcükler duymak arasında beyin aktivitesinde hiçbir değişiklik yoktu; bu yalnızca köpeklerin beyninin farklı ton niteliklerine yanıt vermediğine işaret ediyordu.
Çalışmanın tamamı, köpeklerin beyinlerinin konuşma ve konuşmaya benzer sesler arasındaki farkı algılayabildiğini ve hatta farklı insan dillerini ayırt edebildiğini gösteriyor. “İnsana ait olmayan bir beynin dili ayırt edebildiğini ilk kez kanıtladık” diyen Cuaya, diğer hayvanların insan dilleri arasındaki farkı duymak için eğitilebileceğini; fakat köpeklerin bunu açık bir eğitim olmadan da yapabildiğini ifade etti. Araştırma ekibinde yer almayan, İngiltere Lincoln Üniversitesi’nden hayvan davranışları bilimci Holly Root-Gutteridge, köpeklerin konuşma algısı üzerine yapılan çalışmanın önemini “Pek çok insan, konuştuğumuzda köpeklerin sadece ‘falan filan’ duyduğunu varsayıyor” ancak aslında konuşma ritimlerimizi ve bir dili konuştuğumuzda nasıl ses çıkardığımızı anlıyorlar.” sözleriyle ifade etti.
Araştırma sonuçları ayrıca bazı ilginç evrimsel verileri de ortaya koydu. Hernández-Pérez, “Köpekler ve insanların birbirinden son derece farklı türler olmasına rağmen bu kadar yakın etkileşimde olmaları oldukça ilginç” diyor. Fakat insanların ve köpeklerin evriminde her iki türün de karmaşık sosyal ortamlara maruz kaldığı bir nokta var. Beyin yapılarında biyolojik ve evrimsel farklılıklar olsa da, her iki tür de insan konuşma kalıplarındaki değişiklikleri tespit etmek için farklı yollar geliştirmiştir. Bununla birlikte, köpeklerin insan konuşmasındaki değişiklikleri tespit etmeye adanmış beyin bölgelerine sahip olup olmadıklarını veya insanlarla zaman geçirmelerinin ardından yeteneklerinin daha genel işitsel örüntü tanımayı temsil edip etmediğini ayrıştırmak için ileri çalışmalar gereklidir.
Cuaya, birçok hayvanın işitsel örüntü tanıma yeteneğine sahip olmasına rağmen, köpeklerin insanlara olan sürekli ilgileri nedeniyle benzersiz olduğunu ekleyerek “Köpeklerle ilgili harika olan şey, işbirliği yapmak istemeleridir. Bizi anlamak istiyorlar” diyor.

KAYAK: Annie Melchor, Scientific American