Ana Sayfa Bilim Gündemi Sıcağı seven deniz bakterisi, asbestin zehirleyici etkisini yok edebilir

Sıcağı seven deniz bakterisi, asbestin zehirleyici etkisini yok edebilir

Asbest malzemeleri bir zamanlar evlerde, binalarda, otomobil frenlerinde ve diğer birçok yapı malzemesinde, ısıya ve ateşe dayanıklılıkları ve dirençlerinin yanı sıra düşük elektrik iletkenlikleri nedeniyle yaygın olarak kullanılıyordu. Ne yazık ki günümüzde, küçük lif parçacıklarının solunması yoluyla asbest maruziyetinin oldukça kanserojen olduğu gösterildi. Şimdi, ilk kez, Pennsylvania Üniversitesi'nden araştırmacılar, yüksek sıcaklıktaki deniz ortamlarından gelen ekstremofilik bakterilerin( çoğunlukla tek hücreli olup olağandışı koşullarda yaşama gereksinim duyan ve bu koşullara en iyi uyum sağlayan organizmalar) asbest toksisitesini azaltmak için kullanılabileceğini gösterdi.

116
0

Araştırma, American Society for Microbiology’nin bir dergisi olan Applied and Environmental Microbiology’de yayınlandı. Araştırmalarının çoğu, demiri asbest minerallerinden anaerobik solunum yoluyla çıkarmak için termofilik bakteri Deferrisoma palaeochoriense kullanımına odaklandı. Dünya ve Çevre Bilimleri Yardımcı Doçenti Ph.D. Ileana Pérez-Rodriguez, “Demir, asbest minerallerinin toksisitesini yönlendiren önemli bir bileşen olarak tanımlandı ve asbest minerallerinden çıkarılmasının, demirin toksik özelliklerini azalttığı gösterildi” dedi.
D. palaeochoriense’nin ayrıca mineral yapısını değiştirmeden asbestin içerdiği demir içindeki elektrik yükünün transferine aracılık ettiği gösterilmiştir. Pérez-Rodriguez, bunu yapmanın asbestin elektrik iletkenliğini artırabileceğini söyledi.
Bu gözleme dayanarak, bakteri, demiri uzaklaştırma asbest toksisitesinin azaltılması sağlanabilir. Alternatif olarak, elektriksel iletkenliğin yeni özellikleri, işlenmiş asbestin bu amaç için yeniden kullanılmasını sağlayabilir.
Demirde olduğu gibi, asbestin lifli silikat yapıları da kanserojendir. Asbestten silikon ve magnezyumun çıkarılmasının lifli yapısını bozduğu gösterilmiştir. Araştırmacılar, termofilik bakteri Thermovibrio ammonificans’ın, biyosilikleşme olarak bilinen bir süreçte biyokütlesinde silikon biriktirerek bu elementleri asbest minerallerinden uzaklaştırma yeteneğini test ettiler.
Pérez-Rodriguez, T. ammonificans’ın, kıvrımlı liflere sahip “serpantinin” asbestin varlığında biyokütlesinde silikon biriktirdiğini, ancak düz liflere sahip “amfibol” asbestin varlığında büyüyemediğini söylüyor. Bu fark, farklı asbest türleri ile mikrop-mineral etkileşimleri sırasında salınan elementlerin değişen miktarları ve türleri ile benzersiz kimyasal bileşimler ve kristal yapılar göz önüne alındığında, herkese uyabilen asbest tedavileri için verimli bir yaklaşımın zorluğunu vurgulamaktadır. Konu her bir asbest minerali ile ilişkili gibi görünmektedir.
Pérez-Rodriguez, genel olarak, bu deneylerin asbestin detoksifikasyonu için demir, silikon ve/veya magnezyumun uzaklaştırılmasını, asbestin mantarlar gibi diğer biyolojik aracılı detoksifikasyonuna kıyasla daha üstün bir şekilde desteklediğini söylüyor. Bununla birlikte, asbestin ikincil ham maddeler olarak detoksifikasyonu ve/veya yeniden kullanımı için en pratik yöntemleri belirlemek üzere asbest muamelelerini en uygun hale getirmek için daha fazla analiz yapılması gerekecektir.