Ana Sayfa Dergi Sayıları 236. Sayı Kitapçı Rafı

Kitapçı Rafı

70
0

Sözcükleri Tadan Adam – Duyularımızın Tuhaf ve Ürpertici Dünyası
Guy Leschziner, Çev. Deniz Keskin, Metis Kitap, 2023, 304 s.
Nörolog Guy Leschziner bu kitabında, duyuları bir şekilde değişikliğe uğramış, farklılaşmış, dünyalarının belli bir kısmına dair algıları azalmış veya artmış, gerçekliğe dair fikirleri duyuları tarafından sıradışı ve çoğunlukla da şaşırtıcı şekillerde biçimlendirilen çok sayıda insanın hikayesini anlatmayı amaçlıyor. Bunlardan bazıları doğuştan itibaren böyle yaşamış, bazılarıysa hayatlarının ileriki aşamalarında deneyimleri değişikliğe uğramış olan insanlar. Yazar amacını şöyle anlatıyor: Nörolojide öteden beri geçerli olan bir ilke vardır: Bir sistemde terslik yaşandığı zaman onu incelediğimizde, sistemin normal işlevine dair kavrayışımız artar. Bu kitapta aktarılan hikâyeler duyularımızın –her birimiz açısından– kısıtlarını ve tuhaflıklarını, sinir sistemimizin yapısal ve işlevsel bütünlüğüne ne kadar bağımlı olduklarını ve daha da önemlisi, her birimizin dünyaya dair algısının gerçeklikten epeyce farklı olabileceğini açık seçik ortaya koyuyor. Bu insanların tecrübeleri gerçekliğin tabiatına ve insan olmanın ne demek olduğuna dair sorular ortaya atıyor. Hiç fiziksel acı hissetmeyen Paul, kör olduğu halde etrafında zombi yüzleri gören Nina, sürekli ölüm ve çürüme kokusu alan Joanne, sıcak nesneleri soğuk, soğuk nesneleri de sıcak gibi hisseden Alison, sözcüklerin tadını alan James ve daha niceleri… Guy Leschziner bu kişilerin hikâyelerini, alışılmadık durumlarının neden ve sonuçlarını anlatmaya çalışırken, konuya sadece bilimsel değil insani bir açıdan da yaklaşarak bize her yaşamın kendi içinde biricik ve değerli olduğunu hatırlatmayı hedefliyor.

Yeryüzünün Kayıp Manzaraları
Aina Bestard, Çev. Çiğdem Öztürk, Meav Yayınları, 2023, 72 s.
Aina Bestard tarafından yazılan ve resimlenen bu kitap, okuru dünyanın oluşumundan günümüz dünyasında insanların yaşamına kadar olan sürenin, kronolojik bir görsel haritasını keşfetmeye çağırıyor. Yazar ve çizer Bestard kitabında, milyonlarca yıl boyunca pek çok farklı yaşamın doğduğu ve öldüğünü grafiklerle anlatmayı amaçlıyor. Dünyanın jeolojik oluşumundan başlayan kitap, bölümler halinde, evren öncesi, yaşamın başlaması, yeni türlerin ortaya çıkması, bitkilerin ve hayvanların ortaya çıkması, sürüngenler çağı gibi zaman çizelgesiyle ilerliyor. Hem küçüklerin hem de yetişkinlerin ilgi alanına girebilecek olan bu kitap, dünyanın ve yaşamın oluşumunu görsel çizimlerle anlamak ve bilgilerini pekiştirmek isteyenlerin ilgisini çekebilecek niteliktedir.

Devrim Nasıl Yapılır?
Erkin Özalp, Yordam Kitap, 2023, 240 s.
“21. Yüzyılda Marksizm ve Sosyalizm” alt başlıklı Teorisyeniniz Devrimciydi’nin yazarı Erkin Özalp, yeni çalışmasında, farklı ülkelerdeki görece yakın tarihli mücadele deneyimlerinden hareketle, “Küçük azınlıkların büyük çoğunluklara hükmetmesine son vererek, insanların kendileriyle ilgili her tür kararı özgürce kendilerinin almasını sağlamak mümkün mü?” sorusuna olumlu bir cevap vermenin yolunu arıyor. Kitapta incelenen çok sayıda örnek arasında, Nepal’de Maoistler tarafından yürütülmüş olan gerilla savaşı, Hugo Chávez’in Bolivarcı Devrimi, Meksika’daki Zapatistaların “aşağıdan yukarıya” devrim yapma mücadeleleri, Yunanistan’da Syriza’nın iktidara gelişi ve teslim bayrağını açması, İspanya’da popülizm teorisini hayata geçirmeye çalışan Podemos’un henüz muhalefetteyken yaşadığı dönüşümler ve Avusturyalı komünistlere Graz kentinin belediye başkanlığını kazandıran yerel çalışmalar da bulunuyor. Sosyalist sistemin çöküşü sonrasında başvurulan mücadele stratejilerini somut deneyimler ışığında değerlendiren Özalp, Türkiye’deki devrim mücadelesinin gereklerini de göz önünde bulundurarak, kitlelerin kendi eserleri olacak, geçmişteki zaafların yeniden ortaya çıkmasına izin vermeyecek ve insanlığın kurtuluşunu yakınlaştırabilecek olan devrimlerin nasıl yapılabileceğini ana hatlarıyla tartışıyor ve somut önerilerde bulunuyor.

Doğa Bilimsel ve Teknik Araştırma Yöntemleri
Carl Wagner, Doruk Yayınları, 2023, 256 s.
Çağımızda bilgi birikimi, geometrik bir diziyle artmaktadır. Bilimsel gelişmeleri izlemekten, üretmek aşamasına geçme çabasındaki her ulus, kendi bilim dilini, kavram üretirken anlaşılır biçimde, kendi dilinin köklerinden, yaratmak zorundadır. Yoksa, gelişimin öznesi olamaz, ona yalnızca seyirci kalır. Bu anlamda, Carl Wagner’e göre, “bilim insanı, dil yaratıcılığı rolünü de üstlenmek durumundadır” ve yine, “yeni kavram ve sözcüklerin oluşumu, halk dilinin kullanılmasıyla başarılabilir”. Bu bağlamda bir bilim insanı, dilbilim ve anlambilim konularında derinlik kazanmalıdır. bu kitapta Carl Wagner, kendi bilimsel deneyimlerinden kimilerini, yetişmekte olan bilim insanlarının yararına sunmaktadır. Her bölümün sonunda verilen kaynaklar, bölümde ele alınan konulara ilişkin önde gelen yapıtları sunarken, bilim felsefesi ile ilgilenenler için ufuk açıcı ileri okumaların kapısını aralamayı amaçlamaktadır.

Evreni Kurmak – Doğa Yasalarının Kökenleri
Peter Atkins, Çev. Murat Havzalı, Ginko Bilim, 2023, 160 s.
Evrenin olağanüstü karmaşıklığı, onun şeklini, ölçeğini ve yoğunluğunu belirleyen birkaç temel yasadan ve bir avuç temel sabitten kaynaklanır. Derinliklerinde yalın, zarif ve güzel olan bir yapıya sahiptir. Bu yasalar ve bu sabitler nereden gelir? Ayrıca bu yasalar neden matematik dilinde ifade edildiğinde böylesine verimlidir? Peter Atkins’in, Evreni yasalarıyla ve sabitleriyle donatmanın en az çaba gerektiren yolunu değerlendirdiği ve enerjinin korunumu, elektromanyetizma, klasik mekanik ile kuantum mekaniği ve termodinamiğin kökenlerini araştırıp tüm bu yasaların derinlerde yatan simetrilerden nasıl kaynaklandığını gösterdiği bu yapıtı, fiziğin temellerinde bulunan fikirlerin kısa ancak son derece kapsamlı bir anlatımını oluşturmayı amaçlıyor. Atkins kısa ve öz anlatımıyla doğa yasalarının elde edilmesi için ne kadar az şeye gerek olduğunu, hatta belki de hiçbir şeye gerek olmadığını gözler önüne sermeyi hedefliyor.

Ötekilerin Ekolojisi – Antropoloji ve Doğa Sorunu
Philippe Descola, İmge Kitabevi, 2023, 126 s.
Modern düşüncenin inşasında temel bir araç hâline gelen doğa ve kültür ayrımı, bilimlerin iki ayrı alana bölünmesine yol açmakla kalmayıp, dünyayı anlama şeklimizi ve diğer varlıklarla olan ilişkilerimizi de derinden etkiliyor. Philippe Descola, çevrelerindeki varlıklarla ilişkilerini farklı şekillerde kuran diğer halklarda böylesi bir ayrımın bulunmadığının önemini vurgularken, bu halkların nasıl bizimkinden farklı gerçeklikler yarattıklarını anlamaya çalışan antropolojininse, dünyayı doğal ve kültürel olarak ikiye ayıran kendi kozmolojisinin dışına çıkmak konusunda yaşadığı zorlukları göstermeyi hedefliyor. Doğanın mı kültürü belirlediği yoksa kültürün mü doğanın ne olduğunu belirlediği sorusundan artık kurtulmak gerekiyor. “Doğaya yalnızca onu nesnelleştiren kültürel kodlama düzenekleri aracılığıyla erişebildiğimize şüphe yoktur: estetik formlar, bilimsel paradigmalar, teknik aracılıklar, sınıflandırma sistemleri, dinî inançlar…” Yazar, antropolojiyi insanmerkezciliğinden vazgeçmeye davet ederken, varlıkların birbirlerine atfettikleri nitelikler dolayısıyla sürdürdükleri ilişkilerin incelendiği, doğa ve kültürün ötesinde radikal yeni bir dünya görüşünü savunuyor.

Antroposen ve Yeni İnsan
Çiler Çilingiroğlu, Yeni İnsan, 2023, 96 s.
Yazar Çiler Çilingiroğlu kitabını şu cümlelerle özetliyor: Bu kitabı Antroposen konusunu toplumsallaştırma yolunda mütevazı bir adım olarak okuyabilirsiniz. Elbette politik bir duruşu var buradaki yazıların. Salt bir betimleme veya kavram tanıtımı değil. Amaç buradaki yazılar aracılığıyla ani ekosistem değişimi ve onun yarattığı insanlık krizi hakkında okuru bilgilendirmek. Şikayeti, hüznü ve kıyametçiliği terk edip mücadelenin içinde olmanın önümüzdeki tek doğru patika olduğunu savunmak. Bu nedenle Cerattepe`den Kaz Dağları`na, Akbelen`den Kuzey Ormanları`na ekoloji ve yaşam mücadeleleri Antroposen`in başkaldırı tarzı olmuştur artık. İrrasyonel bir biçimde büyümeye odaklı vahşi ve talancı kapitalist düzenin karşısına dikilen rasyonalite budur. Bu çağın isyanı adaleti önceler, holistik düşünür, ontolojik alanda bir sıçrayış yaşamıştır; insan olan ve olmayanları birbiriyle ilişkileri içinden ve hiyerarşik olmayan bir zeminden kavrar. Toplumsal alanda unutulmuş örgütlülüğü yeniden keşfeder. Türlerarası dayanışmanın ve birbirinden güç almanın çağını inşa etmektir hedef. Yanımıza sadece sınıfsal olarak ezilenleri değil, şirket-devlet gericiliği karşısında ezilmeleri bakımından kardeş olan tüm canlıları ve grupları katmaktır mesele. Günbegün maruz bırakıldığımız orantısız Golyat kötülüğünün karşısında durabilecek güçte bir Davut sadece özgeci ve tüm varlıkları kucaklayan bir ortak iradeden türeyebilir.

Dünden Bugüne Siyaset Bolşevik Beykoz
Kolektif, Yeni alan Yayıncılık, 2023, 280 s.
Bugünlerde çokça tartışılan ve yaratılmak istenen sosyalist hareketin yerelleşmesi ve öne çıkması yaklaşımına özgül de olsa bir katkı Bolşevik Beykoz deneyimidir. İşçi sınıfı ve emekçilerle beraber bölge halkının sorunlarına yaklaşımda, kapitalist düzenle çelişik olan ilişkilerindeki dolayımı kurgulamış ve yine bu kurguladığı dolayımı sınıf mücadelesinin siyaset ve örgütlenme ayağına bağlamasını bilmiştir. Tarihsel sorumluluğu ölçüsünde partili sosyalist mücadele geleneğini sürdüren Bolşevik Beykoz, emek yüzlü Marx’a ve Marksizm’e ve devrimi arayanlara yol göstermeye devam eden Lenin’e ve Leninizm’in özgül bağlamlı sosyalist devrim kuramına sahip çıkmış, yerellikte yeni kadrolarıyla birlikte kuram, ideoloji, örgüt ve siyaset ayaklarının bütünselliğini kurabilmek adına çok çaba sarf etmiştir.

Anne Ben Düştüm mü? Kurmacalara Neden Muhtacız?
Beliz Güçbilmez, Kolektif Kitap, 2023, 256 s.
“Hayat çoğu zaman ‘Neden?’ sorumuza sağır, olup biteni bir mantığa oturtma çabamıza kayıtsızdır. Nedenleri görememenin yol açtığı keyfilik izlenimi, zihnimizi işlevsiz bırakıp bizi gafil avlar, güvenimizi sarsar, kaygılarımızı artırır. Oysa kurmaca, tekil bir yazarın zihinsel tasarımı olduğundan bizi düzenli, kavranabilir, rasyonel bir evrenle buluşturur. Bir romanın, bir filmin karşısında, hayatın ıskartaya çıkardığı anlama hünerimize kavuşuruz. Kurmacanın derli toplu zihni, bizimkine model olur. Öyleyse belki de kurmacalara yönelirken niyetim kafamı dağıtmak değildir de, gündelik hayatın darmadağın ettiği zihnimi toplamaktır. Neden-sonuç miyopisinden kaynaklanan yarın endişesinin pansumanıdır kurmacalar. Anlam veremediğim gündeliğin zihnimde açtığı yaralar, kurmaca karşısında tatlı tatlı kaşınarak iyileşir. Ertesi sabah yataktan kalkıp aynı keşmekeşin içine girebilecek gücü bulabiliyorsam, uzun günün sonunda beni şefkatle beklediğini bildiğim kurmacalar sayesindedir.” Gerçek olmadıklarını, üstelik er ya da geç hikâyelerini unutacağımızı bildiğimiz halde filmlerden, romanlardan neden vazgeçemiyoruz? Karşıladıkları ihtiyaç tanımlanabilir mi? Kurmacalara neden muhtacız? Beliz Güçbilmez kurmaca-gerçek ilişkisini, ilk bakışta göze çarpan benzerlikleriyle değil de benzerliğin bağrındaki farkla düşünmeyi öneriyor. Kurmaca evreninin kişisel deneyim arşivimize ve duygusal repertuvarımıza katkısını da ürettiği hakikati de ancak o farkı koruyarak tecrübe edebileceğimizi anlatmaya çalışıyor.

Anneni ve Babanı Terk Edeceksin
Philippe Julien, Fol Kitap, 2023, 112 s.
Ailenin temeli nedir? Tüm toplum modellerinde ortak olan ensest yasağı mı? Eşlerin özgür seçimi ve ortak rızası mı? Hukuki bir tanıma sözleşmesi mi? Yoksa biyolojik olsun olmasın ebeveynlik deneyimi mi? Aile kurumunun psikolojik ve antropolojik temellerini ele alan bu kitabında Fransız psikanalist Philippe Julien, bireyin aile kurmak için ebeveynlerinden kopma zorunluluğunun tarihsel ve psikolojik dayanaklarını ve bu zorunluluğun kuşaklar arasında nasıl aktarıldığını gayet sade ve akıcı bir dille tahlil ederek okurlarıyla paylaşıyor. Peki modern toplumlarda aile nasıl bir dönüşüm geçiriyor? Özel yaşamın kamusal alanı istilası, babanın sarsılan otoritesi, cinsellik ile evlilik arasındaki ilişki, gittikçe daha görünür hâle gelen eşcinsellik gibi tartışmalı konuları değerlendiren Philippe Julien, Lacancı anlayışın yardımıyla ailenin kuruluşunda rol oynayan psikolojik yapıları felsefi bakımdan derinlikli bir analize tabi tutarak bu meseleye farklı bir ışık altında bakılmasını sağlamayı amaçlıyor.