Ana Sayfa Dergi Sayıları 106. Sayı İnsanlar gittikçe aptallaşıyor mu?

İnsanlar gittikçe aptallaşıyor mu?

598
0

Hazırlayan: Damla Göl

Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen atalarımızla kıyaslandığımızda, günümüz insanının zeki olma gerekliliği azalmış durumda. Bir biliminsanının da iddia ettiği üzere, bu durum insanların kademe kademe aptallaşmasına neden olabilir.

Stanford Üniversitesi’nden biyolog Geral Crabtree, insanların işler çığırından çıkmadan bu probleme teknolojik bir çözüm aradıklarını belirtiyor. Trends in Genetics dergisinde konuya dair hipotezinin genel bir çerçevesini çizen Crabtree’ye göre, bu sayede insanların öylece oturup sonsuza kadar televizyondaki programların tekrarlarını izleyeceği bir geleceği de düşünmek zorunda kalmayacağız.

Zekâ gerektiren davranışlar, genlerin yerinde ve doğru şekilde görev yapmasını gerekli kılıyor. Bu da, Crabtree için bu problemin ortaya çıkışının esas nedeni. Genlerin bu düzenli işlevlerinin devamlılığı, pek çok evrimsel süreci de beraberinde getirmeli.

Hayat, ilk insanlar için çok acımasızdı. Örneğin, büyük ve tehlikeli bir hayvanı öldürecek kadar zeki olmayan insanlar doğada hayatlarını sürdüremezlerdi. Bu amansız yarış, insan türünün sürekli dikkatli ve zeki olmasını zorunlu kıldı. Crabtree’ye göre, bugün de zeki olmaya yönelik baskı söz konusu olabilir; ancak bu artık bir ölüm kalım meselesi değil. İnsanların entelektüel yetileri için “Belki de bundan 2000-6000 yıl önce doruğa ulaşmıştı.” diyor biyolog.

Beyin işlevlerimizi gerçekleştirmemizi sağlayan karışık gen ağları mutasyonlara oldukça yatkın ve bu beyinsel işlevler artık acımasız doğal ortamlarda da ayıklanmıyor. “Entelektüel yetilerimizin ve zekâ ile ilgili binlerce genin olabileceği en iyi duruma gelmesi, atalarımız Afrika’dan dışarı çıkmadan önce, sözsüz iletişim kuran ve dağınık yerleşim sisteminde yaşayan insan gruplarının döneminde yaşanmıştır.” diyor Crabtree. Ona göre, böyle bir ortamda zekâ hayatta kalmanın tek yoluydu.

Bu açıdan baktığımızda, yavaş yavaş gerilemeye başladığımızı görebiliriz. Tarımın gelişmesiyle birlikte, kentleşme ortaya çıktı. Bu kentleşme, doğal seleksiyonun gücünü yani çevresel baskıların entelektüel yetersizliklere neden olan mutasyonların ayıklanması üzerindeki etkisini zayıflatmış olabilir.

İnsan genomunda ortaya çıkan zararlı mutasyonların görülme sıklığıyla ilgili incelemelere dayanarak ve entelektüel yetiler için 2000 ila 5000 gen gerektiği varsayımını göz önüne alarak, Crabtree önümüzdeki 3000 yıl içinde, yani yaklaşık 120 nesil sonra, hepimizin entelektüel ya da duygusal dengelerine zarar verecek iki ya da daha fazla mutasyon taşıyacağımızı öngörüyor. Üstelik sinirbilimdeki son bulgular da beyin fonksiyonlarında görev yapan genlerin mutasyona belirgin bir yatkınlığı olduğunu ortaya koyuyor.

Rahatlatan açıklama da yine araştırmacının kendisinden geliyor: Bu gerileme yavaş bir seyir izlemekte. Toplumların keşif ve ilerleme hızlarını düşündüğümüzde, geleceğin teknolojileri bu probleme yeni çözümler ortaya koyabilecektir. “Bana kalırsa, entelektüel işlevlerimize gölge düşüren milyonlarca insan mutasyonunun her birini ve bunların birbirleriyle, çevresel faktörlerle ve diğer süreçlerle nasıl etkileşime geçtiklerini ileride öğrenebileceğiz.” diyen Crabtree, şöyle ekliyor: “Belki de zamanı geldiğinde herhangi bir organizmanın herhangi bir gelişimsel evresinde rastlanan bir mutasyonu sihirli bir şekilde düzeltebiliyor olacağız. Böylece vahşi hayatın doğal seleksiyon sürecine gerek kalmayacak.”

Bu arada, son birkaç on yıllık dönemlerde nüfus genelinde yapılan IQ ölçümlerinde rastlanan gelişmeler, türümüzün zekâ düzeyindeki genel bir artışı işaret etmiyor. Crabtree bu artışların son yıllarda anne-çocuk sağlığı hizmetleri, okul öncesi eğitim ve çevre kirliliği denetimi gibi alanlarda yaşanan gelişmelere dayandırılabileceğini düşünüyor.

Kaynak: “Are people getting dumber?”
http://www.world science.net/othernews/121113_intelligence.htm.