Bu sayıdaki yazıda matematiksel bir oyunun analizini yapmaya çalışacaktım, ama olmadı. Bir hafta boyunca uğraşarak kaleme aldığım metin son kontrolde gördüğüm bir hata yüzünden tamamen geçersiz kaldı. Oyunun çözümlemesini yeniden yapmaya çalıştım, yazıyı dergiye gönderme süresini aşmıştım, panikledim, başaramadım. O an, müthiş bir iç sıkıntısıyla içimden “hüsran” sözcüğünü sayıklarken 1902’de Frege’nin yaşadığı hayal kırıklığının ilginç öyküsünü anımsadım. Bilim tarihinin “entelektüel dürüstlük” bağlamında en önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilen bu olayı kısaca anlatmaya karar verdim.
Analitik felsefenin ve çağdaş dil felsefesinin kurucuları arasında yer alan Alman asıllı matematikçi ve mantıkçı Frege (1848-1925), 1893’te ünlü Aritmetiğin Temelleri adlı yapıtının birinci cildini yayımlar. Bu çalışmasıyla aritmetiğin temelleri üzerine bir mantık sistemi geliştiren Frege beklediği ilgiyi göremez. Aritmetiğin Temelleri’nin ilk cildinin yayımlanmasından 9 yıl sonra ikinci cildini tamamlar, baskıya gönderir. Birkaç gün sonra Bertrand Russell’dan bir mektup alır. Russell, mektubunda Aritmetiğin Temelleri’ni okuduğunu, çok beğendiğini ve çok yararlandığını övgü dolu cümlelerle anlatarak ikinci cildin yayımlanmasını sabırsızlıkla beklediğini belirtir. Sonrasında da keşfettiği bir paradokstan (Russell paradoksu) söz eder. Frege bu paradoksun önemini hemen kavrayıpüzerinde 9 yıl boyunca çalışarak ulaştığı sonuçların temellerinin sarsıldığını anlar. Hayatını adadığı, yıllarca çalışarak ortaya çıkardığı kuramının sağlam olmadığını görür. Kitabın baskı plakaları hazırlanmıştır, temel değişikler yapabilmesi için çok geçtir. Sadece bir sonsöz yazmakla yetinmek zorunda kalır. (1)
Frege, bir hafta sonra müthiş bir düş kırıklığı ve hüsran duygusuyla Russell’ın mektubunu yanıtlar:
“Sevgili meslektaş,
“İlginç mektubunuz için çok teşekkürler. Benimle çoğu konuda aynı düşüncede olmanıza ve çalışmamı ayrıntılarıyla tartışmak istediğinize sevindim. […]
“Bulduğunuz çelişki beni çok büyük şaşkınlığa uğrattı, belki büyük üzüntüye demek daha doğru olur, çünkü aritmetik kuramını dayandırdığım temeli sarstı. […] Durum öylesine ciddi ki, 5. kuralın yanlışlığı, salt öne sürdüğüm temeli sarsmakla kalmıyor, galiba aynı zamanda aritmetiğin sağlam bir temele dayandırılamayacağını gösteriyor. […] Her durumda buluşunuz çok önemli – şimdilik bir müjde niteliği taşımasa da – ileride mantıkta büyük ilerlemelere neden olabilir.
[…] İkinci cilt yakında yayımlanacak. Kitabın sonuna bulduğunuz çelişkiden söz eden bir ek yazacağım elbet. Keşke doğru görüş açısına zamanında sahip olsaydım.”
Frege, kitabın sön sözünde şu cümlelere yer verir: “Bir bilim insanının başına gelebilecek en talihsiz şey, çalışması bittikten sonra, kurduğu yapının temellerinin sarsılmasıdır. Kitabımın ikinci cildinin tamamlanmasına yakın, Sayın Bertrand Russell’dan aldığım mektupla, ben bu duruma düştüm.”
Frege’nin takındığı tavır, sonrasında Russell’ı derinden etkiler. Bu çarpıcı hikâyeyi, günümüz bilim dünyası için de son derece dikkat çekici olan, Russell’ın 1962’de bu olayla ilgili kaleme aldığı bir mektuptan alıntılanmış cümlelerle sonlandıralım: “Entelektüel dürüstlük ve doğru sözlülük, örneklerini düşündükçe şunu anlıyorum ki, Frege’nin kendini hakikate adanmışlığıyla karşılaştırabilecek bildiğim hiçbir örnek yok. […] Temel varsayımının hatalı olduğunu fark etmesi üzerine kişisel hayal kırıklığı duygularını hiç kimselere göstermeden entelektüel bir zevkle buna yanıt verdi. Bu neredeyse insanüstü bir davranış örneği ve eğer insanlar egemenlik kurma ve tanınma yolunda sığ çabalar harcamak yerine kendilerini yaratıcı yapıtlara ve bilgiye adarlarsa, insanın nelere kadir olabileceğinin dokunaklı bir göstergesiydi.” (2)
Kaynaklar
1) Nesin, A, Matematik ve Korku, Nesin Yayınları, 2008.
2) Gottlob, F, Aritmetiğin Temelleri, Yapı Kredi Yayınları, 2008.