Ana Sayfa Dergi Sayıları 139. Sayı İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nun ilk kadın üyesi: İsabella Bird (Bishop)

İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nun ilk kadın üyesi: İsabella Bird (Bishop)

1414
0
Isabella Bird Bishop (en sağdaki), İsfahan’da Bahtiyari aşeritinin yaşadığı bölgede, çadırının önünde görülüyor, 1890’lar.

İsabella Bird Bishop, üzerinde “temellerinde emperyalist bir zihniyet bulunduğu” analizi yapılan “Fars Ülkesi ve Kürdistan’a Seyahat” adlı iki ciltlik eserini yayımlandıktan bir yıl sonra, 1892’de, kendinden önceki bütün üyeleri erkek olan İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu’na (Royal Geographical Society) seçildi. Bu topluluğun varlığını İngiliz emperyal gündemini desteklemeye adadığı bilinir. İsabella Bird Bishop’un topluluğa kabülüne, bu bilginin ışığında bakmak yararlı olacaktır.

Sonradan evlenerek Bishop soyadını alacak İsabella Bird (1831-1904), 19. yüzyıl İngiliz gezgini, yazarı ve misyoneridir. 15 Ekim 1831’de Yorkshire’da doğdu. Kültürlü bir ortasınıf ailenin çocuğuydu. Babası Anglikan (devlet kilisesine bağlı) din adamı Edward Bird ve annesi Dora Lawson’dur. İsabella’nın çocukluğu boyunca, babasının görev yeri değişiklikleri, bazen bulunduğu yerde kalmasını olanaksızlaştıran görüşleri ve sağlığı gibi nedenlerle, bir-iki yılda bir taşındılar. İsabella, erken çocukluğundan itibaren çelimsizdi, omurgasıyla ilgili şikayetleri vardı, sinirsel başağrıları ve uykusuzluk çekiyordu. Doktorlar açık havada bulunmasını öneriyordu.

Isabella Bird, Çin yolculuğunda Mançurya kıyafetleri içinde.

İsabella eğitimini ailesinden aldı; hem annesi, hem de babasından bilim ve sanatla ilgili konular öğrendi. Parlak zekâsı, ev dışındaki dünyaya olan büyük ilgisi, İsabella’nın zihni ve doğasının, Protestan bir atmosfer tarafından sımsıkı kuşatılarak cendereye sokulmasına engel oldu. Emperyal İngiltere’de, evlenme hayalleri kurmayan, akıllı bir kadının önüne fırsatlar çıkarabilecek bir dönem yaşanıyordu. İsabella, ilk metnini 16 yaşındayken yazdı: Serbest ticaretle ilgili bir broşür. Çeşitli dergilerde yerli ekonomiyle ilgili yazmayı sürdürdü.

1850’de omurgasından bir tümör çıkarıldı. Halsizlik, uykusuzluk, başağrısı gibi nedeni anlaşılamamış rahatsızlıkları ameliyattan sonra da geçmedi. Ailesi onun kırılgan sağlığına olumlu etki eder düşüncesiyle, yaz aylarını İskoçya’da geçirmeye başlamıştı. İskoçya’nın sakinliği, İsabella’nın canlılığını öldürüyor, onu hepten depresifleştiriyordu.

Bir fırsat: Amerika kıtasına yolculuk

1854’de 22 yaşındayken ortaya çıkan fırsatla yolculuk hayatı başladı. Kanada’daki aile evine dönecek olan bir kuzene eşlik edecekti. Babası ona 100 sterlin vererek, “bitirine kadar eve dönmemesini” söyledi. İsabella, Kanada’dan sonra Toronto üstünden ABD’nin içlerine doğru yolculuk yaptı: Boston, Cincinati, Şikago ve St. Lawrence’a geçti. Geçtiği yerlerden ailesine yolladığı, gezip gördüklerini anlattığı mektupları, ilk kitabının temelini oluşturdu. İsabella fazla gösterişli bir isim olduğunu düşünmesine rağmen, yayıncısının ısrarıyla kitabın adı “Amerika’da bir İngiliz Kadını” (The Englishwoman in America) oldu. 1856’da kitabı yayımlayan John Murray, İsabella’nın yakın arkadaşı ve bütün kitaplarının yayıncısı olacaktı. İlk kitabı iyi sattı ve ona ciddi bir gelir sağladı. Çıkacağı yeni yolculukların bütçesini, yazdığı kitaplar ve yazılardan çıkarmaya başlamıştı.

1857’de ailesinin yanına geri döndü. Kısa bir süre sonra, “hayatımın gayesi ve baş nedeni” dediği babasını kaybetti. Edinburgh’a taşındılar. Kız kardeşi Henriatte ile büyük dostlukları vardı, ona yazdığı mektuplar “benim evcil hayvanım” benzeri sıcak hitaplarla başlardı.

İsabella, çok sayıda kişinin dahil olduğu buluşmalar, ziyaretler, toplantılarla bitkin düşüyor, yataktan çıkamaz hale geliyordu; ait olduğu topluluğun geçersiz bir parçası olduğunu hissediyordu. Tedbirli sosyalliğine rağmen, küçük bir arkadaş çevresi oluşturmayı başardı. Bunlardan bazılarıyla, örneğin Miss Cullen ve Mrs. Blackie ile ömrünün sonuna kadar dostluğu sürdü. Fakat İsabella bir konfor kozası içinde yaşamaktan fena halde bunalıyordu: “Kendime sürekli dikkat etmek zorunluluğu nedeniyle, hayatımı aşağılık bir işe harcıyormuşum gibi hissediyorum. Bencillikle mükemmel bir kabuk bağlamak tehlikesi içindeyim” diyordu.(1) O yıllarda, biri Eski Edinburgh ile ilgili olmak üzere, üç kitabı daha yayımlandı.

Hawai: “Merhem gibi bir hava, gerçek sosyallik”

1872’de tekrar yola çıktı, ilkönce hiç hoşlanmadığı Avustralya’ya, oradan Sandviç Adaları olarak bilinen Hawai’ye gitti. Buradan Henrietta’ya, “havanın her zaman ağrılarını dindiren bir merhem” gibi olduğunu yazdı. “Sağlığım her geçen gün iyileşiyor, çürük olduğum düşüncesine itibar etmiyorum artık” diyordu, “Geçen gün camda kendi yansımamı gördüm, ben oluşuma şaşırdım, çok genç gözüküyordu. Oysa Edinburgh’dayken kendi bitkin ve gergin yüzümden korktuğum olurdu.” İngiltere’deki Viktoryen ortasınıf yaşantısından bunalmışlığını, “Burada insanların birbirine resmi ziyaretleri yok, ama gerçek bir sosyallikleri var,” diye yazarak ifade ediyordu,“Yüzleri görüntüyü kurtarmak kaygısıyla buruşturulmamış bu insanlar arasında olmak çok keyifli.”(1)

Hawai’de, Mauna Kea ve Mauna Loa Yanardağlarına tırmandı. Sonra Colorado’ya hareket etti. Hawai, Atlantik yolculuğu ve Avustralya yolculuklarını anlatan kitaplar da yayımlayacaktı.

“Âşık olunacak ama evlenilmeyecek erkek”

1873’te Rocky Dağları’na çıkarken, ata tek taraflı olarak değil, erkekler gibi iki bacağını açarak binmesini sağlayan bir kıyafet giydi. Hawai’de volkanlara tırmanırken ata tek taraflı biniyor oluşu ona çok acı vermişti. Times dergisinde yayımlanan bir yazıda erkek kıyafeti giydiği iddia edilince, dergiyi dava etmekle tehdit etti.(2)

“Rocky Dağları’nın Jim’i” diye anılan Jim Nugent’ın Rocky Dağları’nda rehberliğini yapması, İsabella’nın yolculuğunu oldukça canlandırmıştır. Jim “tek gözlü haydut” gibi kötü bir üne sahiptir. İsabella Henrietta’ya yazdığı mektupta onu şöyle anlatır: Jim, insanın içine işleyen, büyüleyen biridir; şiire, mizaha ve güçlü bir doğa sevgisine sahiptir; harika bir sözel belleği, her kişi ve konu hakkında fikri vardır; kadınları hem eğlendirir, hem onlara bir şövalye gibi saygıyla davranır; çocuklar ona âşıktır, Jim’in omuzlarına tırmanır ve bukleleriyle oynarlar.(1)

Nugent çok geçmeden Bird’e aşkını ilan etti, ama İsabella, Henrietta’ya yazdığı bir mektupta ondan, “Her kadının âşık olabileceği, ama aklı başında bir kadının asla evlenmeyeceği bir erkek” olarak söz ediyordu.(2) Bird Rocky Dağları’ndan ayrılarak Edinburgh’a, ağrılar, uykusuzluk ve gerginliğe geri döndü. Nugent bir yıl sonra vurularak öldürülecekti.

İsabella Bird’in kız kardeşine bu dönemde yazdığı mektuplar, ilk önce Leisure Hour (Boş Saatler) dergisinde yayımlanmış, daha sonra “Rocky Dağları’nda Bir Leydinin Yaşamı” (A Lady’s Life in the Rocky Mountains,1879) adıyla basılmıştır. Bird’in en ünlü eseri olacak kitapta, mektuplarda yer alan Nugent ile ilgili kimi bölümler sansürlenmiştir.

İsabella, karalar giyerek evleniyor

Tahmin edileceği gibi, İsabella Edinburgh’da çok uzun süre kalamadı, bu kez Asya’ya, Japonya, Çin, Vietnam, Singapur ve Malezya’ya yolculuğa çıktı. Geri döndüğünde, “Japonya’da Ayak Basılmamış Parçalar” (Unbeaten Tracks İn Japan, 1880) kitabını hazırlamaya başladı. Bu sıralarda, bir süredir tifonun ateşiyle baş etmeye çalışan Henrietta’yı kaybetti.

İsabella önsözüne şu eki yaptı: “Bu harfler baskıya geçerken, kitapta anlatılanları ilkönce kendisine yazdığım, yetenekli ve dikkatli eleştirilerine çok şey borçlu olduğum, gezilerimin ilham kaynağı, çok sevdiğim, sevgi dolu tek kız kardeşim vefat etti.”(1) Bu sözler, bir duyarlılığı yansıtsa da, İsabella’nın gerçekte yaşadığı ıstırabın aynası değildi, bir arkadaşına şöyle yazacaktı: “Yaşadığım ıstırap korkunç. O benim dünyamdı. Düşüncelerimden nadiren çıkıyor.”(1)

Uzun süredir İsabella’nın ve Henrietta’nın hekimliğini yapan Dr. John Bishop, öteden beri İsabella ile evlenmek istiyordu. İsabella, sonunda onun teklifini kabul etti, ama düğünde matem giysileri giymekte ısrarlıydı. Bir arkadaşı düğün izlenimini şöyle yazacaktı: “Matem giysileri, düğünü protesto ettiğini gösteriyordu. Onun gerçek varlığı, kardeşiyle birlikte gömülmüştü.” (1)

Sonraki beş yıl boyunca İsabella, sağlığı yeniden kötüleşse de, özenli bir eş gibi davranmaya çabaladı. Eşi Dr. Bishop, onun mümkün olduğunca iyi olması için uğraşıyordu. Fakat anlaşılan kendisine pek iyi bakamamıştı, John Bishop 1886’da öldü.

Gezilerini İngiltere’nin emperyalist çıkarlarıyla birleştiriyor

Artık Bishop soyadını almış olan İsabella, eşini kaybettikten sonraki yolculuklarına, bir misyoner olarak devam etti. 60’lı yaşlarında olmasına rağmen, Hindistan’a doğru yola çıktı. Burada Fanny Jane Butler ile birlikte, eşine adadığı John Bishop Memorial Hastanesi’ni kurdu. Tibet sınırındaki Ladakh’a geçti.

1890’da bir yıl boyunca, İran ve Kürdistan’da (bu tanımla, coğrafi bir bölge kast edilmektedir) dolaştı. 10 Ocak – 26 Şubat 1890 arasında, Bağdat ve Tahran arasında yolculuk yapan İngiliz askerlerine katıldı. Bölgede araştırma yapan Binbaşı Sawyer ile birlikte kaldı. 1 – 30 Nisan arasında İsfahan’daydı. 1 Mayıs – 9 Ağustos 1890 arasında gene Binbaşı Sawyer ile birlikte, İsfahan’dan Bahtiyari aşeritinin yaşadığı bölgeye geçti. 9 – 26 Ağustos 1890 arasında Hemedan’daydı, Hemedan- Urmiye arasında 15 Eylül-5 Ekim arasında gezdi; Ekim- Aralık 1890 arasında ise Van-Trabzon-İstanbul hattında dolaştı.(5) Bu yolculuklar sırasında, İsabella’nın yanında bir revolver vardı. Kurumsal sponsorluğun olası ilk örneklerinden olarak Londralı Henry Welcome Şirketi tarafından alınmıştı. Bird Bishop bir yıl süren gezisinin notlarını, 1891’de yayımlanan, “Fars Ülkesi ve Kürdistan’a Seyahat” (Journeys in Persia and Kurdistan) adlı iki ciltten oluşan bir kitapta topladı.

Bird Bishop’un eserini tarihsel bağlamı içinde analiz eden Wan Roselezam, Wan Yahya, Farah Ghaderi ve Kamaruzaman Jusoff, ortak çalışmalarında, bu eserin temellerindeki emperyalist zihniyeti ortaya seriyorlar.(3) Özellikle Bird-Bishop’un Fars kadını sunumunda, çokeşli yaşamın egzotik bir temsili yoluyla, baskın Oryantalist söylencelere uygun bir resim çizdiğini belirtiyorlar. Bird-Bishop’un zalimane muamaleler altındaki İranlı kadınların, vesayet yoluyla, şövalyelikle kutarılmaya ihtiyaç duyduklarını vurguladığını; bu yolla İran’da İngiltere’nin istenmeyen, sömürgeci varlığını haklılaştırmaya çalıştığını belirtiyorlar.(3)

İngiliz devlet adamı ve yazar George Nathaniel Curzon, Persia and the Persian Question adlı iki ciltlik eserinde, İran’a 900-1891 arasında yapılan seyahetlerin envanterini çıkarır.(3) Bu envantere üstünkörü bir göz atışta bile, 19. yüzyılda İran’a yapılan seyahatlerde belirgin bir artış olduğu görülüyor. 19. yüzyılda çoğu İngiliz seyyah omak üzere 192 Avrupalı İran topraklarına gelmiştir.(3) Bu büyük artış, İngiltere’nin Ortadoğu’ya yönelik emperyalist ilgisiyle açıklanabilir: Bakanlar, elçiler, misyonerler, seyyahlar bu toprakları dolaşmış ve seyahat deneyimlerini kitap olarak bastırmışlardır. Bird Bishop da, 19. yüzyılın son yıllarında İran’a yolculuk yapan az sayıdaki kadından biridir.(4)

Ben de ilgili kitaptan Kasım 1890’da ziyaret ettiği Bitlis’le ilgili bölümü okudum. Bird bu bölümde Bitlis’e gidişini “Ben bu ihtişamlı ve bir resim gibi güzel şehir Bitlis’e, yılın bu geç mevsiminde şehri görmekten ziyade, özellikle iki Amerikalı misyoner bayanı ziyaret için geldim”(6) diye açıkladıktan sonra, şehrin nüfusunu oluşturan etnik topluluklardan Kürtler, Hıristiyan Ermeniler ve Türklerin kaç kişi olduklarını, birbirleriyle ilişkilerini, aralarındaki toplumsal gerilimleri anlatıyor; halk içindeki çatışma potansiyellerini vurguluyor ve şehirde askeriyenin ve güvenliğin durumunu ayrıntılı olarak belirtiyor.(6) Bölüm bütün halinde değerlendirildiğinde, gezi izlenimlerinin paylaşılması kadar, belki de ondan daha fazla, bölgenin sosyal ve siyasi yapısının analiz edildiği izlenimini edinmek mümkün.

İsabella Bird-Bishop, “Fars Ülkesi ve Kürdistan’a Seyahat” kitabını yayımlandıktan bir yıl kadar sonra, 1892’de, kendinden önceki bütün üyeleri erkek olan İngiltere Kraliyet Coğrafya Topluluğu’na seçiliyor. Bu topluluğun varlığını İngiliz emperyal gündemini desteklemeye adadığı bilinir. Bird Bishop’un topluluğa kabülüne de, bu bilginin ışığında bakmak gerekiyor. İsabella, 12 Ocak 1897’de de Kraliyet Fotoğraf Topluluğu’na üye seçilecektir.

İsabella, son büyük yolculuğuna 1897’de çıktı. Sırasıyla, Yangtze ve Han Nehri’ne, Çin ve Kore’ye gitti. 1897’de 60’larının ortasındayken uzun yıllardır dostu olan Miss Cullen’e şöyle yazacaktı: “Hava harika, aşırı soğuk bana gayet uygun… Özgürüm ve bunu ne kadar sevdiğimi iyi bilirsin! Böyle bir ilgi için bir potansiyele sahip olduğuma minnettarım. O olmadan yalnız yaşamım nasıl olurdu?” (1) Bird, oradan Morocco’ya geçti. Berberiler arasında yolculuk yaparken, kendisine Sultan tarafından hediye edilen siyah bir aygıra binmek için merdiven kullanıyordu. 1904’de Edinburgh’a dönüşünden birkaç ay sonra öldüğünde, 73 yaşına basmak üzereydi ve Çin’e yeni bir yolculuğun planlarını yapıyordu. İsabella Bird-Bishop arkasında gezilerini anlattığı 18 kitap bırakmıştır.

Kaynaklar

    1. Cara Parks, “The Peripatetic Life of Isabella Bird”, The Appendix, Cilt 2., Sayı:4, Ekim 2014 (http://theappendix.net/issues/2014/10)
    2. https://en.wikipedia.org/wiki/Isabella_Bird
    3. Wan Roselezam Wan Yahya, Farah Ghaderi ve Kamaruzaman Jusoff, “The Exotic Portrayal of Women in Isabella Bird Bishop’s Journeys in Persia and Kurdistan”, Iranian Studies, Cilt: 45, S:6, Kasım 2012,ss.779-793.
    4. Jennifer Scarce, “Isabella Bird Bishop (1831- 1904) and Her Travels in Persia and Kurdistan in 1890”,Iranian Studies, Cilt: 44, S:2, 2011, s.246-247.
    5. http://turkyurdu.com.tr/795/batili-seyyahlarin-gozuyle-dogu.html

Kadın Gezginler – 1: Atlasa düşmüş dişi ayak izleri
Kadın Gezginler – 2: Jean Baret: Dünyanın çevresini dolaşan ilk kadın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz