2016’nın Ağustos ve Ekim aylarında merkezi İtalya’da art arda gelen yıkıcı depremler gerçekleşti. İtalya’da Apenin Dağlarına paralel uzanan ve kıta içi büyük bir normal faylanma kimliği taşıyan Etruriyan Fay Kuşağı üzerindeki büyük deprem tetiklenmeleri önümüzdeki yıllarda daha fazla incelenmeyi gerektiriyor.
Bu yılın Ağustos ve Ekim ayları arasında merkezi İtalya’da Apeninler dağlık bölgesinde büyüklüğü M=6’dan fazla ve önemli kayıplara neden olan üç tane deprem oldu. Bu makalede merkezi İtalya’daki bu son depremleri yaratan jeolojik koşullar ve deprembilim (sismoloji) açısından ilginç özellikler sergileyen deprem kimlikleri değerlendirilecektir.
Türkiye gibi İtalya da Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerindedir. Adından da anlaşılacağı gibi bu kuşak Portekiz’den başlamakta, Himalayalar’a kadar uzanmaktadır. Milyonlarca yıldır süren kıta hareketleri sırasında Afrika, Arap ve Hindistan kıta parçalarının hareketleri ile oluşan Alp-Himalaya dağ silsilesi çok karmaşık bir jeolojik ve coğrafik yapıya sahiptir. Dünyanın sayılı büyük deprem kuşağı olan Alp-Himalaya coğrafyasında bazı yerler sıkışıp ve yükselip dağları oluştururken (Alpler, Toroslar, Himalayalar), bazı yerler de yanal kırılmalarla (Kuzey Anadolu Fayı) veya açılarak çöküntü alanlarını, ovaları ve vadileri (Ege, Batı Anadolu) biçimlendirmektedir. Tabi bütün bu jeolojik değişimler sırasında yamulan ve kırılan yerkabuğu bugünkü gibi depremler üretmeyi de sürdürmektedir. 2016’nın Ağustos ve Ekim aylarında merkezi İtalya’da art arda gelen yıkıcı depremler, işte bu hareketlerin bir sonucudur.
Merkezi İtalya boylu boyunca kırılıyor ve açılıyor
Afrika kıtası İtalya’nın güneyindeki Tiren Denizi güneyinden yerin derinliklerine dalmayı sürdürürken Avrupa kıtasını kuzeye doğru yılda 7-8 mm’lik bir itme hızıyla sıkıştırır. Milyonlarca yıldır bu sıkıştırmanın etkisi altında yükselen Apenin Dağları İtalyan Yarımadasının ortası boyunca kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan bir “jeolojik omurga” oluşturmuştur. Ancak jeolojik kuvvetlerin son iki milyon yıldır yön değiştirmesi sonucu Tiren Denizi ve Apenin Dağları ekseni boyunca güneybatıya ve kuzeydoğuya doğru genişleyerek açılmaktadır (Şekil 1). Bu jeolojik değişim bugün 500 km’lik bir uzunluğa sahip Etruriyan Fay Kuşağı’nı oluşturmuş olup genişliği ortalama 30 km kadardır. Fay kuşağı Toskana’nın kuzeyindeki Lunigiana’dan Abruzza’nın güneyindeki Val di Sangro’ya kadar uzanır (Şekil 2). Fay kuşağı dik ve düşük açılı normal fay kümelerinden oluşmaktadır. 1900 öncesi tarihsel dönem kayıtlarına ve 1900 sonrası aletsel dönem kayıtlarına göre Etruriyan Fay Kuşağı üzerinde 7’den daha küçük olmakla birlikte özellikle eski ve tarihi yapılarda yaygın hasar ve yıkım yapan depremler olmuştur (Şekil 3). 1703 yılında Norcia’dan L’Aquila’ya kadar uzanan fay hattı üzerinde 19 gün süren ve 10.000 kişinin öldüğü deprem serisi çok önemli bir sismolojik olaydır. Bu deprem serisinde ilk deprem 14 Ocak 1703’de M=6.7 büyüklüğünde, ikinci deprem biraz güneydoğusunda 16 Ocak 1703’de M=6.2 büyüklüğünde ve üçüncü deprem ise yine biraz daha güneydoğuda 2 Şubat 1703’de M=6.7 büyüklüğünde olmuştur. Bu depremlerin önemli bir çoğunluğunun düşük ve dik açılı normal fay hareketleriyle geliştiği saptanmıştır.
Deprem tarihi tekerrürden ibarettir: 2016’nın ilginç deprem üçlüsü
Merkezi İtalya’nın ortasında uzanan Apenin Dağlarını, onun üzerinde gelişen Etruriyan Fay Kuşağını ve depremsellik kimliğini tanıtan yukarıdaki bu bilgilerden sonra, şimdi bu makaleyi yazmaya karar vermeme neden olan ve bu bölgede 2016 Ağustos ve Ekim ayları arasında arka arkaya olan üç tane 6’dan büyük deprem serisinin ilginç bilimsel özelliklerine bakalım ve bize ne öğrettiğini anlamaya çalışalım.
24 Ağustos 2016 depremi (M=6.2): 24 Ağustos 2016 tarihinde Umbria-Maeche bölgesindeki Amatrice şehri yakınında yerel saatle 03:36’da 6.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Oldukça sığ (4 km) olan bu kuvvetli deprem 298 kişinin ölümüne, 390 kişinin yaralanmasına ve 4500 kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Ölenlerin çoğunluğu (234 kişi) tarihi Amatrice şehrindeydi. Deprem 2500 civarında artçı deprem yarattı. Bunların 2 tanesi 5.5 büyüklüğündeydi. Bölgede eski ve tarihi yapılar çoğunlukta olduğu için hasar yaygın ve çok fazlaydı.
26 Ekim 2016 depremi (M=6.1): Deprem bölgesi halkı deprem yaralarını sararken ve o arada depremin artçı sarsıntıları azalarak sürerken, iki ay sonra 26 Ekim 2016 tarihinde yerel saatle 20:18’de 24 Ağustos 2016’daki deprem merkezinin 20 km kuzeydoğusunda Visso yerleşkesinin kuzeyinde, 6.1 büyüklüğünde ve yerin 10 km altında ikinci bir deprem daha oldu. Umbria-Marche bölgesini ikinci kez vuran bu deprem bazı deprembilimciler tarafından 24 Ağustos 2016 depreminin artçı depremi olarak değerlendirilmiş olmasına rağmen konu tartışmalıdır. Depremden 2 saat önce 5.5 büyüklüğünde bir öncü deprem olunca bölgede oturanlar evlerini terk ettiklerinden bu depremde oluşan yıkım ve hasarlardan dolayı can kaybı ve ağır yaralanma olmadı. Depremden sonra biri 4.9 büyüklüğünde artçı deprem olmak üzere birçok ufak deprem oluştu.
30 Ekim 2016 depremi (M=6.6): 26 Ekim 2016 tarihindeki hasar yapıcı depremden dört gün sonra 30 Ekim 2016 tarihinde Norci’da yerel saatle 07:40’da bir önceki depremin 8 km güneyinde (Visso ile Amatrice arasında) bu kez 6.6 büyüklüğünde ve 10 km derinliğinde bir yıkıcı deprem daha oldu. Dört gün önceki yıkıcı deprem ve onun çok sayıda artçı sarsıntıları nedeniyle halk uyarılarak tahliye edildiğinden can kaybı olmadı ancak deprem daha önce hasar verdiği yerlerde hasarları daha da artırdı. Bu deprem 1980’den bu yana güney İtalya’da İrpinia’da olan 6.9 büyüklüğündeki depremden sonra en büyük deprem olarak kayda geçti.
Bu üçlü deprem etkinliği yukarıda değindiğimiz benzer deprem etkinliklerini yaratan Etruriyan Fay Kuşağı’nın ürünleridir (Şekil 2). Eylül 1997’de aynı bölgede, Umbria-Marche’da 6.0 büyüklüğünde bir depremle başlayan ve iki ay içerisinde sekiz tane 5.0 den büyük artçı deprem içeren bir deprem kümelenmesi olmuştur. Keza, 6 Nisan 2009’da 30 Ekim 2016 depreminin 60 km güneyinde L’Aquila ve çevresindeki yerleşmelerde 295 kişinin ölümüne, 1000 kişinin yaralanmasına ve 55.000’den fazla kişinin evsiz kalmasına yol açan deprem de aynı fay kuşağı üzerindedir.
Deprembilimciler bölgede yıkıcı depremlerin tetiklenebileceği tahmini yapmışlardı
24 Ağustos 2016 tarihindeki 6.2 büyüklüğünde deprem sonrası USGS’den deprembilimciler Ross Stein ve Volkan Sevilgen 29 Ağustos 2016’da hızlı bir değerlendirme yapıp yayınladılar (3). 1703’de oluşan ve 19 gün süren üçlü deprem etkinliğini hatırlatarak bölgede iki deprem boşluğu (gap) olduğunu, buna dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak “benzer bir durum yeniden olur mu?” diye sordular (Şekil 4). Bu araştırmacılar şüphelerini Ocak-Şubat 1703 deprem serisinde, Eylül 1997’de ve 24 Ağustos 2016’da olan depremlerin yerleri, uzaklıkları ve oluşturduğu depremsellik dağılımı yanı sıra her depremden sonra oluşan ve fay çevresi “gerilme-yamulma” örüntülerini haritalayarak açıkladılar (Şekil 5). Stein ve Sevilgen bu bulgulardan hareketle, 24 Ağustos 2016 depreminin oluşmasına 2009 yılındaki L’Aquila depreminin kuzeyindeki gerilme artışı ile katkısı olduğunu öne sürdüler. Bu bir depremi önceden kestirme değil önceki depremlerin davranışları ve diğer deprembilim tekniklerine dayalı yalnızca yer konusunda bilimsel bir uyarıydı. Avrupa Birliği’nin ilgili komisyonunun etik kurallarına göre deprem kestirimi duyurusu için izlenecek yol olası depremin yeri, zamanı ve büyüklüğü ile ilgili kesine yakın bir kestirim yapmak ve bunu ilgili bilim komisyonu görüşünden geçirerek ilan edilmesini sağlamaktır.
Stein ve Sevilgen’in tehlike uyarısında bulundukları deprem 26 Ekim 2016’da olunca aynı tarihte bir rapor daha yayınladılar (4). Deprembilimciler bu depremin önceki raporlarında önerdikleri kuzey sismik boşluğunun (seismic gap) tam üzerinde olmadığını ama biraz kuzeybatısında olduğunu, bunun da yanılma payı içerisinde olabileceğini belirttiler. Bir önceki depremin fayın uç bölgelerinde yarattığı gerilme artışının karmaşık fay yapısı nedeniyle yakınlarında “bekleyen” başka bir diri fayı harekete geçirerek 26 Ekim 2016 depremini yarattığını söylediler. (3, 4)
Aradan dört gün geçmişti ki bu sefer 30 Ekim 2016 tarihinde hepsinden daha büyük olan 6.6 büyüklüğünde yeni bir deprem oldu. USGS’den Stein, Sevilgen ve Jacobson aynı gün yeni bir rapor yayınlayarak 6 Nisan 2009’da 6.3 büyüklüğündeki L’Aquila depremiyle başlayan ve Etruriyan Fay Kuşağı üzerinde domino etkisi görüntüsü veren bir tetikleme düzeniyle bölgede yıkıcı depremlerin daha önceki yayınlarında da işaret ettikleri gibi (3,4 kuzeybatıya doğru göç ettiğini söylediler (Şekil 6). Bu ardışık deprem göçü İtalyan Büyük Riskler Komisyonu’nu dikkatini çektiğinden 28 Ekim 2016 tarihinde bölgedeki halka 6-7 büyüklüğünde olabilecek deprem tehlikesinin yükseldiği ve yapıların boşaltılması uyarısı nedeniyle can kaybı yaşanmadı.
Dünyada bazı deprem bölgelerinde depremlerin yakın çevresindeki diğer depremleri tetiklediği ile ilgili örnekler vardır. Okyanus kıyılarındaki dalma-batma kuşaklarındaki büyük faylar ve kıta içlerinde gelişen büyük yanal atımlı faylar üzerinde zaman zaman bu tetiklenme olayları gözlenmiştir. Örneğin Türkiye’de Varto’dan Saros Körfezi açıklarına kadar uzanan 1500 km uzunluktaki Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde 1939 Büyük Erzincan Depremi (M=8) sonrası batıya doğru göç eden birçok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır. Nitekim bu göç sürecinin en son örneğini 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinin acı sonuçlarıyla yaşadık. KAF’ın bu kimliği nedeniyle büyük bir depremin Marmara Denizi içerisinde olma olasılığı önümüzdeki 20 yıl içerisinde % 70’e yükselmiş ve giderek artmaktadır.
Sonuç olarak Merkezi İtalya’da Apenin Dağlarına paralel uzanan ve kıta içi büyük bir normal faylanma kimliği taşıyan Etruriyan Fay Kuşağı üzerindeki bu büyük deprem tetiklenmeleri önümüzdeki yıllarda daha fazla incelenmeyi gerektiren bir durum sergilemektedir. USGS’den Stein ve arkadaşlarının 30 Ekim 2016 depreminden sonra yazdıkları raporda dikkat çektikleri “bundan sonra ne?” cümlesi umarım başta İtalya’daki deprembilimciler için oldukça önemli bir araştırma alanı açarken, deprem kuşakları üstünde yaşayanlar için de bazı umut verici buluşlar yaratır.
Kaynaklar
1) Seth Stein and Giovanni F. Sella, 2006. Pleistocene change from convergence to extension in the Apennines as a consequence of Adria microplate motion, The Adria Microplate: GPS Geodesy, Tectonics and Hazards, Volume 61 of the series Nato Science Series: IV: Earth and Environmental Sciences pp 21-34.
2) https://earthquake.usgs.gov/earthquakes/eqarchives/poster/2016/20161030.php
3) http://temblor.net/earthquake-insights/gaps-persist-beyond-ends-m6-2-rieti-italy-earthquake-progressive-sequence-large-shocks-struck-1703-1216/
4) http://temblor.net/earthquake-insights/italy-earthquakes-second-damaging-shock-rips-north-from-amatrice-1661/
5) http://temblor.net/earthquake-insights/italy-earthquakes-after-todays-m6-6-whats-next-1678/