Ana Sayfa 164. Sayı Tek bir güçlü hücre alışkanlıklarımızı belirleyebilir

Tek bir güçlü hücre alışkanlıklarımızı belirleyebilir

392

Yemekten önce ellerimizi yıkamak ya da her gün aynı yoldan işe gitmek gibi alışkanlıklarımızın bazıları faydalıdır. Çünkü bunlar, beyne kıymetli bir alan sağlayarak önemli bir işi tamamlar. Fakat bazıları da (her gün işten sonra bir kurabiye yemek gibi) getirileri iyi olmasa da, yapmaktan vazgeçemediğimiz hale gelir.

Duke Üniversitesi’nde bir grup sinirbilimci, davranışlarımızın “ana kumandası” olabilecek tek bir tip nöron grubunu beynin derinliklerinde buldu. Ekip, alışkanlık biçiminin, bu etkili hücrelerin aktivitesini arttırdığını ve şeker arayan farelerde bu hücreleri ilaçla bloke ettiklerinde alışkanlık davranışının da ortadan kalktığını gördüler.

Duke Üniversitesi Tıp Merkezi Nöroloji ve Nörobiyoloji Bölümü’nden Nicole Calakos, “Bunlar görece nadir nöronlar olmakla birlikte; beynin dışarı aktarılan mesajlarını oluşturan temel nöronlarla kuvvetli bir bağlantı içindeler. Bulgularımız, bu hücrenin ‘ana kumanda’ özelliği taşıdığını ve giden nöronlarca yollanan mesajları yeniden düzenleme yetileri olduğunu ortaya koydu” diyor. eLife’de yayımlanan makale, bağımlılık veya zorlantı bozukluğu olan kişilerin tedavilerine yeni kapılar açabilecek gibi duruyor.

Ekip bu konuya ilk kez 2016 yılında, alışkanlıkların beyinde yaratabileceği kalıcı izlerle ilgili yaptıkları bir çalışmada göz atmıştı. Calakos bu çalışmada yine Duke Üniversitesi psikoloji ve sinirbilim bölümünde çalışan Henry Yin’den de destek almıştı.

Ekip, çalışmasında bir grup sağlıklı fareye, lezzetli bir ödüle ulaşabilmeleri için bir kola basmaları konusunda eğitim yaptırdı. Pek çok fare, kola basma alışkanlığı edindi ve hatta bunu, sonunda ödül olmasa da yapmaya başladı. Ayrıca tüm ödüle ulaşma ve hepsini yeme şansları varken “ilk önce” yapmayı istiyorlardı.

Ekip daha sonra kola basma alışkanlığı geliştirenle geliştirmeyen fareleri karşılaştırdı. Bu konuda özellikle beynin “git” diyen ve faaliyeti tetikleyen yolağı ile “dur” diyen ve faaliyeti kesen yolağını içeren derin beyin bölgesi olan “striatum” incelendi.

Bulgular, alışkanlık edinen farelerde her iki yolağın da daha güçlü olduğunu gösterdi. Alışkanlık biçimi aynı zamanda bu iki yolağın zamanlamasını da görece değiştirmişti. “Git” yolağı “dur”dan daha önce faaliyete geçiyordu.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, kalıcı beyin değişikliğiyle çeşitlilik kazanan bu koordinasyon düzeneğinin şemasını çıkarmaya çalıştılar. Başlangıçtan itibaren bu nadir tek tip hücrenin (FSI) “ana kumanda”yı oluşturan ve dışa gönderilen mesajları yaygın şekilde değiştirebilen bir özelliğe sahip olduğunu sezdiler.

FSI, beynin belli bir bölgesindeki diğer tip nöronların arasında lokal mesaj iletiminden sorumlu ara nöronlardır. Striatum hücrelerinin sadece yüzde 1’ini oluşturmakla birlikte, sarmaşık gibi uzayan dallarıyla kalan yüzde 95 nöron arasındaki “dur” ve “git” yolağını tetiklerler.

Calakos, “Biz bu bulmacayı çözen bir mekanizma yaratmaya çalışıyoruz” diyor. “FSI’lar diğer tip hücrelerle bağlantılı olduklarından, tüm değişiklikleri de yöneten tek hücre olma olasılığı yüksek” diye de ekliyor. Bir sonraki çalışma sanırız bu noktadan başlayacaktır.

Alışkanlık oluştuğunda FSI’ların gerçekten bu hücresel orkestrayı yönetip yönetmediğini anlamak için kola basma alışkanlığı geliştiren farelerin beyinlerine daha da yakında bakıldı. Alışkanlık, FSI’ları daha uyarılabilir hale getirmişti. FSI tetiklenmesini azaltan ilaçlar verildiğinde ise, “dur” ve “git” yolağının alışkanlık öncesi halindeki düzenine döndüğü ve alışkanlık davranışının kaybolduğu gözlemlendi.

Calakos’a göre, zorlantı veya bağımlılık gibi bazı zararsız davranışlarımız, beynimizin “alışkanlık öğrenme” mekanizmasının uyumunda da bir yozlaşma yaratabilmektedir. Alışkanlıkların altında yatan sinirbilimsel mekanizmayı anlamak bu durumu da çözebilecektir. Calakos, “Kesin olan bir şey varsa o da, yeni tedavi yöntemleri geliştirerek insanlara yardımcı olmanın, aynı zamanda beynin normal çalışma biçimini de anlamamıza ve nasıl bozulduğunu belirlememize yarayacağıdır” diyor.

KaynakScıence Daıly
Önceki İçerikCRISPR ile insan embriyosunun ilk günlerine bakış
Sonraki İçerikEmoji fanları sevinebilir: Biliminsanları insanın 27 duygu durumu olduğunu belirledi!