Darwin’in Türlerin Kökeni adlı eseri 1859 Kasım ayında yayımlandı. Aynı yıl Marx da Kapital’e hazırlık niteliği taşıyan Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’yı kaleme almıştı. Kapital’in ilk cildi ise 1867 yılında yayımlandı. 1859-1867 arasında Marx ve Engels, Darwin’in eserlerini okuma ve değerlendirme fırsatı buldular. Marx bu değerlendirmeleri, Kapital’in ilk ve sonraki ciltlerine yansıtmıştır.
“Doğal tarihte görüşümüze temel sağlayan kitap bu”
Marx’ın Ekolojisi adlı kitabında John Bellamy Foster, Darwin’in Türlerin Kökeni’nin Marx ve Engels üzerindeki ilk etkisine ilişkin şu bilgileri aktarır.
Türlerin Kökeni’nin 1859 Kasım’ında basılan 1250 nüshasından birini ele geçiren ve hemen okuyan Engels, aynı yılın Aralık ayında Marx’a yazdığı bir mektupta Darwin’in eseri hakkında şunları söylemiştir:
“Büyüleyici. Erekbilimin şu ana dek yıkılamamış bir yönü vardı, artık o da yapılmış oldu. Doğadaki tarihsel evrimi sergileme yönünde böyle görkemli bir girişim asla yapılmamıştı ve asla böylesine etkili olmamıştı. Tabii, insan kaba İngiliz yöntemine katlanmak zorunda.”
Marx bir yıl sonra Darwin’i incelemeye başladı. 19 Aralık 1860’da Engels’e şunları yazdı:
“Bu çetin günlerde, son dört hafta içinde (Marx o sıralar ağır bir hastalık geçiren eşi Jenny’ye bakıyordu) her türden şeyi okudum. Bunlar arasında Darwin’in Doğal Seçme hakkındaki kitabı da var. Kaba İngiliz üslubunda geliştirmiş olsa da, doğal tarihte görüşümüze temel sağlayan kitap bu.”
Marx bir ay sonra da Alman sosyalist Ferdinand Lassalle’a şöyle yazdı:
“Tarihsel sınıf mücadelesine doğa bilim içinde bir temel sağlayan Darwin’in eseri en önemlisi ve benim amacıma en uygunu. Tabii, insan kaba saba İngiliz stiline katlanmak zorunda. Bütün eksikliklerine rağmen, ilk defa olarak bu kitapta doğal bilim içindeki ‘erekbilime’ öldürücü bir darbe indirilmekle kalmıyor, bu erekbilimin ussal içeriği de görgül olarak açıklanıyor.”
Foster’ın aktardığına göre, “Darwin’in eserinin Marx’ın üzerindeki etkisi öyle büyüktü ki, Alman komünist arkadaşı ve sürgün yoldaşı Wilhelm Liebknecht bunu sonraları şöyle hatırlayacaktı: “Darwin araştırmasından sonuçlarını çıkarıp genel kamuya açıkladığı zaman, aylarca Darwin’den ve bilimsel bulgularının muazzam etkisinden başka bir şey konuşmadık.’”
Öte yandan Marx ve Engels’in, felsefelerini geliştirirken, doğabilimi alanında kendilerine esin kaynağı oluşturmuş çağdaş gelişmeler arasında, enerjinin sakınımı yasası ve hücrenin keşfi ile birlikte Darwin’in evrim kuramını da saydıkları bilinir.
Marx ile Darwin’in tek yazışmaları
Bazı yorumcular, Marx’ın Kapital’i Darwin’e adamak istediğini söylerler. Fakat Kapital’in herhangi bir baskısının veya çevirisinin Darwin’e adandığına veya adanmak istendiğine dair hiçbir kanıt yoktur.
Sadece Marx, Darwin’in diğer bir önemli eseri İnsanın Türeyişi’nin basımından iki yıl sonra (1873) yayımlanan Kapital’in ilk cildinin ikinci Almanca baskısının bir örneğini Darwin’e şu ithafla yollamıştır: “Bay Charles Darwin. Samimi bir hayranından. (imza) Karl Marx. Londra 16 Haziran 1873. Modena Villas, Maitland Park.”
Marx, Kapital’i, Darwin ile birlikte birçok yazar ve düşünüre de göndermiş ve eleştirilerini istemiştir. Kitabı olan Darwin de dört ay sonra (Ekim 1873) Marx’a şu karşılığı yazmıştır:
“Saygıdeğer Bayım,
“Büyük eseriniz Kapital’i göndermekle bana bahşettiğiniz onur için teşekkür ederim. Ekonomi politiğin derin ve önemli konusunu daha iyi anlayarak bu onura daha layık olmayı yürekten arzulardım. Çalışma konularımız böylesine farklı da olsa her ikimizin de bilginin genişlemesini içtenlikle arzuladığımıza, bunun uzun vadede insan soyunun mutluluğuna katkıda bulunacağına inanıyorum.
“Saygılarımla. Charles Darwin”
Marx ile Darwin arasında bilinen tek yazışma olan bu notların, dönemin farklı alanlarda çalışan iki önemli entelektüelinin resmi yazışmasından öte bir anlamı yoktur.
Bazı eleştiriler
Marx ve Engels, Darwin’in, daha sonraları biyolojik evrimin mekanizmalarını aynen toplumsal evrim alanına da uygulayan ve ırkçılığa kadar giden “Sosyal Darwinizm” akımına kapı aralayabilecek hatalarına da daha o dönemde dikkat çekmişlerdir.
Marx, 18 Haziran 1862’de, Türlerin Kökeni’nin çıkışından üç yıl sonra Engels’e şöyle yazar:
“Yeniden gözden geçirdiğim Darwin, ‘Malthusçu’ teoriyi hayvanlar ve bitkiler dünyasına da uyguladığını söyleyerek beni çok eğlendiriyor. Sanki Bay Malthus’un tek sorunlu tarafı, teoriyi bitkiler ve hayvanlara değil de yalnızca insanlara -ve bitkilerle hayvanların tersine geometrik bir diziyle- uygulamasıymış gibi.”
Engels de Doğanın Diyalektiği adlı eserinde benzer eğilimleri şu sözlerle eleştirir:
“Darwinci yaşam mücadelesi teorisinin tümü basitçe, Hobbes’un Bellum Omnium Contra Omnes (herkesin herkese karşı savaşı) teorisinin ve burjuva ekonomik rekabet teorisinin ve bir o kadar da Malthusçu nüfus teorisinin toplumdan organik doğaya taşınmasıdır. Bu büyük ustalık bir kez başarıldığında (bunun koşulsuz doğrulanışı, hele ki Malthusçu teori söz konusu olduğunda, hâlâ oldukça şüphelidir), bu teorileri tekrar gerisin geriye doğa tarihinden toplum tarihine aktarmak çok kolaydır, ve böylelikle bu iddiaların toplumun ölümsüz doğal yasaları olarak kanıtlanmış bulunduğunu savunmak hepten bönlüktür.”
Toparlarsak: Marx ve Engels, Darwin’in büyük katkısı olan evrim kuramını coşkuyla karşılamış, onda kendi çalışmaları için doğabiliminden gelen güçlü bir destek bulmuşlardır. Öte yandan, Sosyal Darwinizm adlı, ırkçılığa da zemin hazırlayan akımı şiddetle eleştirmişler; Darwin’in Sosyal Darwinizme kapı aralayabilecek bazı fikirlerine dikkat çekmişlerdir. Elbette, Darwin’in bir toplumbilimci veya filozof olmadığını göz önüne alarak.
Kaynaklar
1) J. B. Foster, Marx’ın Ekolojisi, Çev. Ercülent Özkaya, Epos yayınları, Ankara, 2001.
2) Marksist Düşünce Sözlüğü, “Darwinizm” maddesi, Türkçe çeviriyi derleyen Mete Tuncay, İletişim Yayınları, 2. baskı, İstanbul, 2001.