Ünlü kimyacı Linus Pauling’in (1901-1994) onu eşsiz kılan bir özelliği var: Tek başına yaptığı çalışmalarla iki Nobel Ödülü alan tek insan o. 1954’te Kimya, 1962’de de Barış Ödüllerini aldı.
Kimyasal bağlar ve molekül yapısı konusundaki çalışmaları dolayısıyla Nobel Kimya Ödülü’nü aldığında çok şaşırmış Pauling; “O güne dek yaptığım buluşlardan hiçbirisinin böylesine önemli bir şey olduğunu düşünmemiştim” demiş.
Diyalektik materyalizme aykırı mı?
1949 yılında 800 Sovyet kimyacısı onun yankılaşım (rezonans) kuramına karşı çıkmaya karar vermişlerdi. Yankılaşım özetle, organik maddelerin, benzen gibi iki ya da daha çok molekülsel yapı arasında hızla gidip gelerek kararlılık sağlamalarıdır. Sovyet kimyacıları bu kuramı diyalektik materyalizme aykırı bulmuşlardı. Pauling birdenbire SSCB’de istenmeyen adam oldu. Fakat 30 yıl sonra, 1978’de Sovyetlerin en büyük bilim ödüllerinden birisi olan Lomonosov Madalyası kendisine verildi.
Bombaya karşı çıkarsan…
50’lerde ABD’de anti-komünizm fırtınası eserken, Pauling atom bombasının yeryüzündeki testlerine son verilmesini isteyen kampanyaya katıldı. Bu barış kavgasında tüm saygınlığını ortaya koydu.
Kendi onuruna verilen Beyaz Saray’daki resepsiyona katıldıktan 5 dakika sonra, Beyaz Saray önünde ‘Atom bombasına hayır!” pankartı açarak gösteri yaptı. Beş dakika önce onu kutlayanlar bu kez sorguya çektiler, pasaportunu elinden aldılar. Çünkü kampanyaya destek veren, imzalar toplayan arkadaşlarının adlarını sorguculara vermemişti. Pauling 1962’de de Nobel Barış Ödülü’nü aldı.
Hangi Nobel Ödülü daha önemli?
Ona “Hangi Nobel Ödülü sence daha önemli?” diye sorduklarında hep şu yanıtı verdi: Barış Ödülü. Kimya Ödülü’nü yapmaktan zevk duyduğum işler için verdiler bana. Barış Ödülü’nü ise yapmak zorunda kaldığım işlerden dolayı aldım. Onu almak bana ve aileme çok pahalıya mal oldu; bu çabalarım bana zevk vermedi, ama onlar benim görevimdi.”
Kaynak
1) Ömer Kuleli – Osman Gürel, Kimya Güzeldir, Nar Yayınları, Eylül 1997, İstanbul.