Fransız felsefeci Georges Politzer, Türkiyeli okur tarafından “Felsefenin Temel İlkeleri” adlı eseriyle bilinir. 80 öncesinde devrimci olup da bu kitabı okumayan yoktur; her sosyalist örgütün temel eğitim metinleri içinde yer alırdı. Sonraları bu eser, kaba materyalist ve fazla didaktik bulunarak gözden düştü ve neredeyse rafa kaldırıldı.
Eleştirilerde haklılık payı vardı elbet; ama bu kitabın Fransız Komünist Partisi’ne yeni katılmış işçiler için bir eğitim metni olarak hazırlandığı da unutulmamalıdır.
Öte yandan günümüzde toplumbilim, tarih ve felsefe alanlarında yaşanan, kavramların birbirine girmesi ve içinin boşaltılması, tarihsel süreç ve dönemlerin hiçbir yönteme bağlı kalınmadan kafaya göre karşılaştırılması, kısacası Tarihsel Materyalist yöntemden habersiz araştırmacıların ortalıkta kol gezmesi durumu göz önüne alındığında, insanın “Politzer’in kitabının gözünü seveyim” diyesi geliyor.
Neyse, konumuz Politzer ama içerik farklı…
‘Kurşuna da dizseniz…’
Georges Politzer, önde gelen bir Fransız Komünist Partisi yöneticisi ve Nazi işgaline karşı direnişin liderlerinden biridir. 1942’deki büyük insan avı sırasında Naziler tarafından tutuklanır. Ağır işkencelere karşın ağzından tek söz çıkmaz.
Gestapo subayları, Fransız gençlerini Nazi ideolojisi doğrultusunda değiştirme çabalarına destek olması karşılığında, kendisine ve yine tutuklu bulunan eşine mutlu bir hayat sağlanacağını söylerler. Yoksa kurşuna dizilecektir.
Düşünmesi için Politzer’e 8 gün süre verirler. Politzer süre bittiğinde Nazilerin karşısına çıkar ve tutumunu kesinlikle değiştirmeyeceğini söyler. Gerisini eşinden dinleyelim:
Ülkede ölmek…
“Kurşuna dizilmeden önce, benim hücremde yirmi dakika geçirmesine izin verildi. Bir yücelik vardı halinde. Yüzü hiç bu kadar aydınlık olmamıştı. Işıltılı bir sükûnet içindeydi ve her hareketi cellâtlarını bile duygulandırıyordu. Partisi ve Fransa uğrunda ölmekten ne kadar mutluluk duyduğunu söyledi bana. Özellikle Fransa topraklarında öleceği için mutluydu. Bunun, onun için ne denli önemli olduğunu biliyorsunuz.”
Nazi işgali başladığında birçok Fransız aydınının ülkeyi terk ettiğini, ama başta komünist partili bilim, düşün ve sanat insanları olmak üzere pek çok aydının da ülkede kalıp direniş örgütlerine katıldıklarını, hatta öncülük ettiklerini anımsatalım. “Fransa’da ölmenin” böyle kritik ve keskin bir anlamı vardır.
İşçileri eğiten Politzer’e de, vatanı uğruna ölümü göze alıp bu tutumuyla hepimizi eğiten Politzer’e de selam olsun!
Kaynak: G. Politzer, Felsefenin Temel İlkeleri, Georges Cogniot’nun Önsözü, Sol Yayınları, 13. baskı, Temmuz 1998.