Ana Sayfa Dergi Sayıları 49. Sayı Anadolu’da yönetici sınıfın ortaya çıkışı (MÖ 11500-3400)

Anadolu’da yönetici sınıfın ortaya çıkışı (MÖ 11500-3400)

Erken dönem kültürleri için ileri sürülen “eşitlikçi” toplumsal yapının aksine, tabakalı toplumun varlığı Anadolu’da MÖ 11. binyıldan itibaren görülmektedir. Tarımsal artı, asal üretim araçları, hammadde vs. gibi tüm kaynaklar ile ticaret ve emeğin (işgücü) tekellerinde olduğu, yerleşmelerin sosyal, politik, ekonomik ve dini liderlerini -yönetici- oluşturan otorite figürü kişi/ler - grup/lar- sınıflı toplumların ne denli erken dönemlerden itibaren var olduğunu ortaya koymaktadır.

81
0

Yerleşik düzene geçiş sosyopolitik ve ekonomik yapıdaki bazı temel değişmeler sonucu gerçekleşmiş olup bu temel değişimlerden biri de toplumda yönetim fonksiyonunun belirmesidir. Toplumda var olan yönetim işlevinin ve yönetici sınıfın ilk fiziksel yansıması yerleşmelerde var olan tapınak benzeri kült yapılarının varlığına bağlamaktadır. İktidarların dinsel nitelikte olduğu ilk hiyerarşik toplumlarda tapınak yapıları aynı zamanda ilk yönetici sınıf olan ruhban sınıfın da işaretidir. Yerleşim biriminin organik farklılaşması olarak yorumlanan bu yapılar, sosyal yapıda var olan yönetim katmanına işaret eder. Örgütlü işgücüne de gösteren bu yönetsel kurumlar -merkezi otorite-, ekonomik ve politik yaşamın yanı sıra sosyal hayatı da denetleme yetkisine sahiptir.

Yönetici erki gösteren en eski yapı bulguları
Toplumsal yapıda yönetsel erke işaret eden kamu yapılarının Anadolu’daki en erken yansıması Batman’da bulunan Hallan Çemi yerleşmesinde görülür. MÖ11. binyıla tarihlenen bu küçük köyde, ilk kez yerleşmenin sakinlerinin konutlarıyla birlikte bu konutlardan plan, ebat, inşa tekniği, dekorasyon ve içerdiği nesnelerle ayrılan iki yapı bulunur. Tapınak olarak yorumlanan bu kamu yapıları yerleşmede var olan ruhban sınıfın kanıtıdır. Yapıların dinsel kimliğinin sembolleri olarak girişlerinin karşısındaki duvarlara birer tüm koyun kafatası asılıdır (1). Merkezi güç tarafından yönlendirilmiş organize işgücünü de temsil eden bu yapılardaki diğer litürjik (ayinsel) öğeler de yapı içlerinde kült objesi olarak kullanılmış olan hayvan başı şeklindeki havan elleri, boğa başı şeklindeki figürünler ile süslü kâselerdir (2).
Toplumsal yaşamı denetim altında tutan merkezi yetkenin Anadolu’daki bir diğer erken örneği Urfa’daki Nevali Çori yerleşmesinde ortaya çıkar. Burada konut yapılarından farklı olarak yerleşmenin doğu ucunda 188 m² boyutunda kare bir tapınak yapısı bulunur. Son derece özenli bir işçilikle yapılmış tek bir salondan oluşan yapının ortasında 3 m yüksekliğinde, üzerinde şematik olarak uzu kollu bir insanın resmedildiği iki stel (dikilitaş) bulunur. Bu stellerin etrafında ise yapı içten dört köşesi boyunca daha küçük kabartmalı steller ile çevrelenmektedir. Törensel ve dinsel işlevi açıkça belli olan yapıdaki diğer kültsel işleve sahip nesneler ise, stilize hayvan betimleri, pişmiş topraktan yapılmış kadın ve erkek figürünleri ile mask şeklindeki insan yüzlerinden oluşan yontulardır (3).
Yönetim olgusunun erken köklerinin sayı ve çeşitlilik olarak hayranlık uyandıran düzeydeki bir diğer uygulaması ile Diyarbakır Çayönü yerleşmesinde karşılaşılır. Kamusal alan ile konut yapılarının belirgin şekilde ayrıldığı yerleşmede, bu yapılardan yerleşmenin erken evrelerinden itibaren Saltaşlı Yapı, Kafataslı Yapı, Terrazo Yapısı ve Sekili Yapı olmak üzere dört tane bulunur. Toplumda var olan yönetim organı ve karmaşık sosyal organizasyonun manifestosunun en önemli uygulaması ise yerleşmenin MÖ 8600-8300 yıllarına tarihlenen “hücre planlı yapılar” evresinde görülür. Bu evrede yerleşmenin doğusunda bulunan 1000 m²’lik bir alan düzeltilip dikilitaşlarla süslenerek bir meydan oluşturulmuş, bu meydanın ortasına ise taban döşemesinde kullanılan terrazo denilen çimentomsu maddeden dolayı “Terrazo Yapısı” adı verilen bir tapınak inşa edilmiştir. 100 m² genişliğinde, dikdörtgen tek bir hacimden oluşan yapının içerisinde dekoratif amaçlı payandalar yerleştirilmiştir (4). Bu kutsal binanın etrafında ise yerleşmenin batısındaki konutlardan ebat, duvar kalınlığı, yapı malzemesi ve duvar işçiliği açısından farklı olan, yan yana konumlandırılmış dört ev bulunur. Yerleşmenin varsıl yönetici elitlerine ait olan bu yapılarda egzotik statü objelerinin yanı sıra obsidyen ve çakmaktaşından oluşan ithal hammadde -kapital- bulunması, ürün ve üretim üzerindeki ekonomik kontrolün ilk kanıtıdır. Yöneticilerin aynı zamanda tapınaktan da sorumlu olduğu bu siyasal sistem “tapınak ekonomisi” adı verilen, ekonominin tapınak tarafından denetlenme olgusunun en erken köklerine işaret eder (5).
Yönetici zümrenin yerleşmelerin mekânsal yapısında filizlenmesinin bir diğer izi Aksaray ilindeki Aşıklı Höyük yerleşmesinde görülür. Burada ana arter niteliğindeki ana yolun kuzey ve doğusunda yer alan sıradan Aşıklı sakinlerinin konutlarına karşılık yolun güneyinde sosyoekonomik olarak üstünlüğe sahip aristokratik elitlerin rezidansları bulunur. Yerleşmenin akropolü –yönetim birimi- görünümündeki bu alandaki konutlar sıradan halkın konutlarına göre daha büyük, taş temelli, tabanları sıvalı, duvarları boyalı yapılardır (6). Burada yerleşmenin ileri gelenlerinin evlerinin yanında oldukça büyük, kuzeyi sandık duvar sistemiyle güçlendirilmiş bir yapı, yönetici konutu olarak dikkat çekmektedir. Bu konuta bitişik olarak inşa edilmiş tapınak ise yönetim organının tapınaktan da sorumlu olduğunun özgün bir temsilidir. Hayli gelişkin bir sosyal örgütlenmenin bulunduğu yerleşmenin 3. yapı evresinde ise yönetici seçkinlerin evleri yerleşmenin kuzeydoğusuna taşınmış ve bir sur duvarı ile çevrelenerek yerleşmenin geri kalan bölümünden ayrılmıştır (7).

Üretim ve işgücü üzerinde yönetici denetiminin işaretleri
Sosyal piramidin tepesindeki yönetici ailelere rastlanılan bir diğer yerleşme Orta Kalkolitik Çağ’a tarihlenen Malatya Değirmentepe’dir. Güneydoğu Toroslar’daki bakır yataklarını işleten bir Ubaid kolonisi olan yerleşmede, tamamı aynı mimari planda –tripartite plan- inşa edilmiş konut yapılarından ikisi -BC ve I evleri- iç buluntularıyla topluluk önderlerine ait olduklarını sergiler. Yönetim aygıtı olan farklı malzemeden yapılmış damga mühür, kil mühür baskısı, token ve bulla ile mühürlü-mühürsüz kapakların yanı sıra orjinal mühürlerin kendisinin bu yapılarda yoğunlaşması, metal üretiminin ve ticaretinin bu yönetici seçkin aileler elinde merkezileştiğini ve idare edildiğini, yöneticilerin sahip olduğu ekonomik ve politik erki sembolize etmektedir (8). Yönetimsel malzemenin dışında seramik üretimi ve metalurjik aktivite gibi diğer zanaatkârlık üretimi ve önemli bir hammadde olan çakmaktaşı aletle ilgili buluntuların da bu yapılarda yoğunlaşması her türlü zanaat etkinlikleri -üretim- ve kapitalin kontrolünün bu yönetici ailelerin denetiminde olduğuna işaret etmektedir (9). Yerleşmede işgücü organizasyonu üzerinde de yönetsel erkin izleri görülür. Burada bulunan “Coba Kâseleri” adı verilen, seri bir şekilde, hiçbir yüzey işlemine tabi tutulmadan özensizce yapılmış, bezemesiz ve aceleyle fırınlanmış kaba kâseler, yönetici konumdaki aileler -işveren- hesabına karın tokluğuna çalışan işçilerin yemek dağıtım kâseleri -tayın kapları- olarak yorumlanmaktadır (10). Egemen yetkelerin işgücü organizasyonu üzerindeki denetiminin önemli ifadeleri olarak alt tabakadaki işgücüne işaret eden ve işçilere hizmetin ödenmesinin ilk biçimi -ücret- olduğu düşünülen bu kaplardan yerleşmede büyük miktarlarda bulunmuştur (11).
Yönetim katmanının varlığının açıkça görüldüğü bir diğer Orta Kalkolitik Çağ yerleşmesi de Mersin Yumuktepe yerleşmesidir. Yerleşmenin bu döneme tarihlenen XVI. yapı katı taş temel üzerine kerpiç bloklardan yapılmış bir sur duvarıyla çevrili yönetici sınıfın yaşadığı akropol alanı –içkale- ile bunun çevresinde, höyüğün eteklerine kurulmuş sıradan sakinlerin yaşadığı aşağı şehirden oluşur (12). Akropol alanında elit zümre konutlarının yanında yöneticiye ait tripartite plan tipinde inşa edilmiş büyük bir yönetici konutu bulunur. Burada bulunan konutlarda ortaya çıkan maden üretimine dair çok sayıdaki buluntu, yerleşmede önemli bir üretim alanı olan madenciliğin ve metal hammaddenin -kapital- yönetici ve elit zümre tarafından denetlendiğini, bir diğer deyişle yöneticilerin ürün ve üretim üzerindeki egemenliğine işaret etmektedir.
Yönetici soylu ailelerin ekonomik ve siyasal önder olarak görüldüğü sosyal yapının Kalkolitik Çağ’ın geç evresindeki bir diğer örneği Burdur’daki Kuruçay 6A yerleşmesinden gelir. Savunmaya yönelik olarak ileri-geri şekilde yerleştirilerek bir dış halka oluşturan halkın oturduğu konut yapılarının ortasında bazı ek kapı sistemleriyle koruma altına alınan çekirdek alanda tapınak, iri tahıl çömlekleri ile özgün kapların bulunduğu depo ve yönetici ailelerin evlerinin bulunduğu yönetim biriminin -akropol- konumlandırılmış olduğu yerleşme dinsel, ekonomik ve politik işleve sahip bir yönetici katmana sahiptir (13). Topluluğun artı ürününün depolandığı ambar ile tapınak ve yönetici konutunun aynı alanda yan yana bulunması, yönetim tabakasının sahip olduğu dinsel, ekonomik ve politik işlevin önemli bir göstergesidir.
İktidar ailelerinin politik ve ekonomik etki kapsamından oluşan yönetimsel etkinliğin yansımasının bu dönemdeki diğer bir örneği Malatya Arslantepe yerleşmesinde görülür. Oldukça gelişmiş, ileri derecede hiyerarşik yapıdaki arkaik devlet örgütünün Anadolu köklerinin temsil edildiği yerleşmenin akropol alanında bulunan tapınak-saray kompleksinde yönetici tabakanın varlığı oldukça belirgindir. Burada bulunan binlerce mühür baskısı, farklı kamusal etkinliklerden sorumlu çok sayıda bürokrattan oluşan gelişmiş bir yönetim organına işaret eder (14). Yine bu alanda bulunan düzinelerce tayın kâsesi devlet yetkesi tarafından denetlenmekte olan işgücünün –işçiler- kanıtlarıdır (15). Bu kutsal-idari alanda bulunan bir depoda ortaya çıkarılan üstün nitelikli silahlar ise, zanaat üretimi üzerindeki yönetici seçkinlerin hegamonyasının göstergesidir.
Yerleşmelerin sakinlerinin statülerinde üst-düzey hiyerarşinin görüldüğü toplumsal modelin Geç Kalkolitik Çağ’daki bir diğer örneği Aksaray İli’ndeki Güvercinkayası’nda ortaya çıkar. Burada tapınak benzeri bir kutsal yapı olmamasına rağmen yöneticiye işaret eden bir yapı, sosyal dokudaki yönetim organının yansımasıdır. Kayalık bir araziye kurulmuş olan yerleşmede kayalığın en yüksek noktasındaki korunaklı bölüm, genel hatlarıyla yerleşmedeki konut yapılarına benzemekle birlikte konumu, oranları, kalın duvarları ve iç donanımı ile bu yapılardan ayrılan bir yapı yerleşmenin yöneticisine ait “ağa/bey konağı” görünümdedir (16). Yapıda bulunan bir kilerin farklı boyutlarda 22 tane depo küpü ile çok sayıda sürtme taş alet ve hammadde olarak geyik boynuzları (17) içermesi -depolanması- yöneticinin ürün ve üretim üzerindeki ekonomik yetki gücüne işaret eder.
Görüldüğü gibi erken dönem kültürleri için ileri sürülen “eşitlikçi” toplumsal yapının aksine, tabakalı toplumun varlığı Anadolu’da MÖ 11. binyıldan itibaren görülmektedir. Tarımsal artı, asal üretim araçları, hammadde vs. gibi tüm kaynaklar ile ticaret ve emeğin (işgücü) tekellerinde olduğu, yerleşmelerin sosyal, politik, ekonomik ve dini liderlerini –yönetici- oluşturan otorite figürü kişi/ler –grup/lar- sınıflı toplumların ne denli erken dönemlerden itibaren var olduğunu ortaya koymaktadır.

DİPNOTLAR VE KAYNAKLAR
1) Michael Rosenberg, “Hallan Çemi”, Neolithic in Turkey. The Cradle of Civilization, (eds). Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, İstanbul, 1999, s.27.
2) Age, s.28-30.
3) Harald Hauptmann, “The Urfa Region”, Neolithic in Turkey. The Cradle of Civilization, (eds). Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, İstanbul, 1999, s.74.
4) Mehmet Özdoğan, “Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ”, Arkeo Atlas 1, 2002, s.71; Wulf Schirmer, “Some Aspects of Building at the Aceramic Neolithic Settlement of Çayönü Tepesi”, World Archaeology 21, 1990, s.382.
5) Mehmet Özdoğan, “Neolithization of Europe: A View from Anatolia. Part 1: The Problem and the Evidence of East Anatolia”, Procilo 9, 1995, s.43; Mehmet Özdoğan, “The Beginning of Neolithic Economies in Southeastern Europe: An Anatolian Perspective”, Journal of European Archaeology 5/2, 1997, s.11; Mehmet Özdoğan, “Concluding Remarks”, Neolithic in Turkey. The Cradle of Civilization, (eds). Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, İstanbul, 1999, s.231; Mehmet Özdoğan, Aslı Özdoğan, “Buildings of Cult and the Cult of Buildings”, Light on Top of the Black Hill. Studies Presented to Halet Çambel, (eds). Güven Arsebük, Machtet J. Mellink, Wulf Schirmer, İstanbul, 1998, s.582.
6) Ufuk Esin, “Aşıklı Höyük”, Arkeo Atlas I, 2002, s.83; Ufuk Esin, Savaş Harmankaya, “Aşıklı”, Neolithic in Turkey. The Cradle of Civilization, (eds). Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, İstanbul, 1999, s.115, 129.
7) Ufuk Esin, Savaş Harmankaya, 1999, age, s.115, 129.
8) Ufuk Esin, “The Functional Evidence of Seals and Sealings of Değirmentepe”, Archives Before Writing, (ed). P. Ferioli, E. Fiandra, G. G. Fissore, M. Frangipane, Torino, 1994, s.60-61; Barbara Helwing, “Feste in Değirmentepe?. Die Sociale Dynamik des Feierns in Frühen Komplexen Gesellschaften”, From Village to Cities. Studies Presented to Ufuk Esin, I, (eds). M. Özdoğan, H. Hauptmann, N. Başgelen, İstanbul, 2003, s.62, 65; Aslıhan Yener, The Domestication of Metals: The Rise of Complexity Metal Industries in Anatolia (c. 4500-2000 BC), Amsterdam, 2000, s.35-38.
9) Ufuk Esin, 1994, age, s.60-61; Ufuk Esin, “Die Tempel von Değirmentepe wahrend der Chalkolithischen Obedperiode”, Rencontre Assyriologique Internationale XXXIV, 1998, s.670; Barbara Helwing, 2003, s.62, 65; Aslıhan Yener, The Domestication of Metals: The Rise of Complexity Metal Industries in Anatolia (c. 4500-2000 BC), Amsterdam, 2000, s.35-38.
10) Marcella Frangipane, “Centralization Process in Greater Mesopotamia. Uruk Expansion as the Climax of Systemic Interactions among Areas of the Greater Mesopotamian Region”, Uruk Mesopotamia and Its Neigbors: Cross-Cultural Interactions and their Consequences in the Era of State Formation, (ed) M. S. Rothman, Santa Fe: SAR Press, 2001, s.322; Marcella Frangipane, Yakındoğu’da Devletin Doğuşu, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2002, s.167; Marcella Frangipane, “Developments in Fourth Millennium Public Architecture in the Malatya Plain: From Simple Tripartite to Complex and Bipartite Pattern”, From Village to Cities. Studies Presented to Ufuk Esin, I, (ed: M. Özdoğan, H. Hauptmann, N. Başgelen), İstanbul: Arkeoloji ve Sanat, 2003, s.150.
11) Marcella Frangipane, “Centralization Process in Greater Mesopotamia. Uruk Expansion as the Climax of Systemic Interactions among Areas of the Greater Mesopotamian Region”, Uruk Mesopotamia and Its Neigbors: Cross-Cultural Interactions and their Consequences in the Era of State Formation, (ed) M. S. Rothman, Santa Fe: SAR Press, 2001, s.322; Marcella Frangipane, 2002, age, s.167; Marcella Frangipane, 2003, age, s.150; Ufuk Esin, “Doğu Anadolu’da Bulunan Obeyd Tipi Çanak Çömlek ve Değirmentepe (Malatya) Kazıları”, Türk Tarih Kongresi IX/I, 1986, s.82; Ufuk Esin, “Değirmentepe (Malatya) Kurtarma Kazıları”, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi, (ed: O. Belli), İstanbul: İstanbul Üniversitesi, 2002, s.167.
12) Isabella Caneva, “Of Roads, Terraces and Watergates at Mersin XVI”, From Villages to Cities. Early Villages in the Near East. Studies Presented to Ufuk Esin 1, (eds). M. Özdoğan, H. Hauptmann, N. Başgelen, İstanbul, s.430-435; Isabella Caneva, “The Citadel Tradition”, Mersin-Yumuktepe, a Reappraisal, (eds). I. Caneva, V. Sevin, Lecce, 2004, s.57-72.
13). Refik Duru, “Göller Bölgesi’nde Neolitik Köyden Kasabaya Geçiş”, Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme, (ed). Yıldız Sey, İstanbul, 1996, s.56; Refik Duru, “Kuruçay Höyük II. 1978-1988 Kazılarının Sonuçları. Geç Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı Yerleşmeleri”, Ankara, 1996a, s.12, 14.
14) Marcella Frangipane, “Non-Uruk Developments and Uruk-Linked Features on the Northern Borders of Greater Mesopotamia”, Artefacts of Complexity: Tracking the Uruk in the Near East, (ed). J. N. Postgate, 2002, London, s.124-126, London; Marcella Frangipane, “Doğu Anadolu. Son Kalkolitik Çağ”, Arkeo Atlas 2, 2003, s.25; Marcella Frangipane, “Developments in Fourth Millennium Public Architecture in the Malatya Plain: From Simple Tripartite to Complex and Bipartite Pattern”, From Village to Cities. Early Villages in the Near East. Studies Presented to Ufuk Esin, (eds). Mehmet Özdoğan, Harald Hauptmann, Nezih Başgelen, İstanbul, 2003, s.154-156.
15) Marcella Frangipane, “Arslantepe-Melid-Malatya”, Arslantepe, Hieropolis, Kyme, Türkiyedeki İtalyan Kazıları, Roma, 1993, s.31-69; Marcella Frangipane, “Early Development of Metallurgy in the Near Esat”, Studi Di Paletnologia in Onore di Salvatore M. Puglisi, (eds). M. Liverani, A. Palmier, R. Peroni, Roma: Universita La Sapienza, 1985, s.215-229.
16) Sevil Gülçur, “Kentleşme Yolunda”, From Village to Cities. Studies Presented to Ufuk Esin, I, (ed). Mehmet Özdoğan, Harald Hauptmann, Nezih Başgelen, İstanbul, 2003, s.501.
17) Age.