Ana Sayfa Bilim Gündemi Uykudaki hareketlerimiz, uyanıkken yaptıklarımızı şekillendiriyor

Uykudaki hareketlerimiz, uyanıkken yaptıklarımızı şekillendiriyor

264

Uykudaki hareketlerimiz, rüyalarımızın içine bir anlık bakıştan çok daha fazlası olabilir. Birkaç saatlik uykunun koordinasyonumuzda bir fark yaptığı giderek açık hale geliyor. Araştırmalar tutarlı bir şekilde, uykunun, bir ayna görüntüsünün kopyasını çıkarmaktan, tenis ya da basketbol gibi bir sporda başarılı olmaya kadar birçok motor görevdeki performansı artırdığını buluyor. Bu tür bulgular, biz orada değilken, beynin son yaptığımız hareketleri tekrarladığını ve motor anıları güçlendirdiğini gösteriyor. Yani, bütün o gece gevezeliklerimiz belki de bununla ilgilidir.

Şimdiye dek, motor anıların güçlendirilmesiyle ilgili kanıtların çoğu, hayvan çalışmalarından gelmişti. Örneğin, beynine bir çip implante edilmiş olan bir fare labirentte nasıl gezeceğini öğrenirken, biz labirentin haritasının yer hafızasıyla bağlantılı bir bölge olan hipokampusta kodlanışını gerçek zamanlı olarak izleyebiliriz. Farenin beynini, insanlarda da rüyaların çoğunun ortaya çıktığı hızlı göz hareketi (REM) uykusu sırasında gözlediğimizde, aynı nöral örüntüler ortaya çıkar; beyin labirentteki güzergâhı tekrarlıyor gibidir.

Araştırmacılar parasomnia olarak bilinen uykumuzdaki alışılmadık fiziksel hareketlerin öğrendiklerimizi tekrar etmemize karşılık gelip gelmediğini görmek için, hafif homurtular çıkaran ya da yatakta doğrulanlardan, uykudayken yemek yiyen, araba kullanan, hatta seks yapan daha ekstrem vakalara kadar uykusunda daha hareketli olan insanlar üzerinde çalışmaya başladılar.

Paris’teki Pierre ve Marie Curie Üniversitesi’nden nörolog Isabella Arnulf ve ekibi, daha fazlasını öğrenme gayretiyle, 19 uyurgezeri laboratuvarlarında birkaç gece geçirmeleri için davet ettiler. Yatmalarından önce, 19 uyurgezere ve 18 uyurgezer olmayan kişiye, vücutlarının etrafına yerleştirilmiş bloklara olabildiğince hızlı dokunmalarını içeren bir oyun öğretildi.

Laboratuvarda uyudukları ilk birkaç gece çok fazla bir şey olmadı. Ama sonra nihayet, Arnulf ve ekibi uyurgezerlerden birinde bir şey gördü: “Bu hasta gözlerini açtı, yataktan kalkmak ya da konuşmak yerine, elleriyle pozisyon aldı, bekledik… ve havada hayali dokunuşlar yaptı.” Oyun oynuyordu. Arnulf’un ekibinin uykusunda konuşan 18 kişiye bir hikâye ezberlettiği benzer deneylerde, deneklerden birinin uyurken, ezberlenen hikâyeden cümleleri yüksek sesle tekrarladığı duyuldu. Bu büyüleyici bulgular, kimi uzun dönemli fikirleri baş aşağı çevirdi. Şimdiye dek, uyuyan beyin içinde motor öğrenmenin bir yeri olduğunu biliyorduk. Ama bu çalışmalar ilk kez, fiziksel eylemlerin rüyanın dünyasında tekrarlandığını ve bedende de prova edildiğini gösterdi.

Elbette Zadra’nın son dönemde bulduğu gibi, aslında uyurgezerler, uyku ve uyanıklığın karması bir durum içindedir. Peki daha güvenilir olan bunca sayıda derin uyuyan? Arnulf’un söylediği gibi, teoride benzer bir süreç iş başında olabilir: Hareketlerimizi kontrol eden motor korteksin parçalarının biz uyurken aktif olduğunu destekleyen kanıtlar var, ama nihai fiziksel hareketi engelleyen kaslardaki felce yakın gevşeme (atoni) olabilir. Başka deyişle, asıl hareket noktasına kadar her şeyin provasını yapıyoruz. Ama sonuçta bu, her şeyin kafamızda olduğu anlamına gelmez mi?

Iowa Üniversitesi’nden uykudaki hareketleri çalışan Mark Blumberg “Kesinlikle hayır” diyor. “Birçok insan uykuyu, hareketsiz bir periyot olarak düşünür, ama bu gerçeklikten çok uzak bir düşüncedir.” Özellikle REM uykusunda, bir kedinin bıyıklarında, ya da bebeğin kırpışan göz kapaklarında görebilecekleriniz gibi, bedenimiz sıçramalar, seğirmeler biçiminde çok fazla hareket eder. Aslında, kol ve bacaklarımızdan, parmaklarımızı ve yüzümüzü kontrol edenlere dek bedenimizin her bir iskelet kası REM uykusu sırasında seğirir.

Not: Bu yazı Bilim ve Gelecek dergisinin 173. sayısında yer alan “Beyniniz uykuda, peki bedeniniz?..” başlıklı çalışmadan alınan kısa bir bölümdür. Makalenin tümünü okumak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

Beyniniz uykuda, peki bedeniniz?..

Önceki İçerikEge’de bir deprem fırtınası 19 aydır sürüyor
Sonraki İçerikGünümüzde antropolojinin ırk kavramına yaklaşımı