Karl Marx, Neue Rheinische Zeitung’da yayımlanan 1850 tarihli bir makalesinde dönemin tanınmış Alman misyoneri Gützlaff ile dalga geçer.
Gützlaff’ın bitmeyen kâbusu
Gützlaff, 20 yıl Çin’de misyonerlik faaliyetlerinde bulunduktan sonra Avrupa’ya geri döner. O yıllarda Avrupa’da, Marx’ın ünlü deyişiyle “sosyalizm hayaleti” dolaşmaktadır. Marx’ın makalesinde aktardığına göre, durumu gören Gützlaff şaşkınlıkla şu sözleri sarf etmiştir:
“Şu iğrenç doktrinden hiçbir zaman kurtulamayacak mıyım? Çin’de, ayaktakımından birçok insanın, söyleyip durdukları ve tuttukları şey de bu zaten!”
Çin’e kaçmanız da çare olmayacak
Marx makalesini şu satırlarla bitiriyor:
“Diyelim ki, Çin sosyalizmi ile Avrupa sosyalizmi arasında, Çin felsefesi ile Hegel felsefesi arasındaki kadar bir benzerlik vardır. Ama yine de, dünyanın en sağlam ve en eski imparatorluğunun, İngiliz burjuvalarının pamuk balyaları yüzünden, uygarlık için her halükarda önemli sonuçlar verecek bir toplusal değişikliğin eşiğine sekiz yıl içinde gelmesi, sevindirici bir olaydır. Bizim Avrupa gericileri, yakında Asya’ya kaçtıkları ve nihayet en katmerli muhafazakârlığın ve gericiliğin kalesine açılan kapılara, Çin Seddi’ne vardıkları zaman, belki de şu yazılarla karşılaşacaklar: ÇİN CUMHURİYETİ: ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, KARDEŞLİK.”
Tam 100 yıl sonra…
Marx’ın Avrupa gericilerinin Çin’e kaçacaklarına dair öngörüsü gerçekleşmemiştir ama Marx’ın bu satırları yazdığı tarihten tam tamına 100 yıl sonra, 1 Ekim 1949’da, Mao Zedung önderliğindeki ÇKP’li komünistler Çin’in kapısına o sözcükleri yazmayı başarmışlardır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 69. yıldönümünde biz de buradan bir selam yollayalım.
Kaynak
1) K. Marx, F. Engels, Sömürgecilik Üzerine, Çev. S. Hilav, Gerçek Yayınevi, Ekim 1966.