Geçtiğimiz Şubat ayında İtalyan Rai 3 kanalı Leonardo da Vinci ile ilgili bir belgesel yayımladı. Bu kez usta, bilim-sanat gündemine, kendi işi olduğu iddia edilen, altı yapraktan oluşan bir satranç oyunu elyazması ile oturdu.
Leonardo da Vinci’nin eseri olduğu öne sürülen satranç yazması, Gorizia Şehri’nde Coronini Vakfı’nın arşivinde saklı. 2006’nın sonunda yazma eserler konusunda araştırma yapan Duilio Contin, tesadüfen bu yazmayı keşfetmeseydi, Rönesans Dönemi’ne ait De Ludo Schacorum adlı yapıttan kimsenin haberi olmayacaktı.
Çoğu bilim tarihçisi bu eserin kaybolduğunu düşünüyordu. Ama yazma hiç beklenmedik bir şekilde Gorizia’da aristokrat bir ailenin kütüphanesindeki raftan çıkageldi. Yazmayı inceleyen ilk uzmanlar, satranç taşlarına ait desenleri görünce, bunların kitabın yazarı olarak ismi geçen Rönesans Dönemi matematikçisi Luca Bartolomeo Pacioli da Borgo San Sepolcro’nun işi olamayacağını, bu desenlerin ardında bir sanatçının kalemi olduğunu dile getirdiler.
Bu desenleri çizen gizemli ressam kim?
Kimdi bu desenleri çizen gizemli ressam? Tarihin en mükemmel satranç koleksiyonunu tasarlayan bu ustanın izine ulaşılabilir miydi? 70’li yaşlarını süren Milanolu mimar ve heykeltıraş Franco Rocco, “Hiç şüphesiz Leonardo” diye yorumladı. Rocco bir yıl boyunca Coronini Cronberg Vakfı’nın isteği ile bu yazmayı inceledi. Bu ekspertiz çerçevesinde stilistik ve kronolojik bir karşılaştırma yaptı, ilgili kaynakları ve görsel malzemeyi taradı, dönemin benzer başka yapıtlarıyla karşılaştırdı. Bu ayrıntılı araştırma sonucu, yazmanın yapraklarını süsleyen desenler ve metnin Leonardo da Vinci’nin işi olduğunu belirtti.
Son birkaç yıldır çözümsüz birçok konunun ustaya atfedilmesi konusundaki şüpheli yaklaşımları gerek Rocco, gerekse Coronini Vakfı, mevcut belgeler ışığında göğüslemeye hazırlar; bu konuda kendilerine güvenleri sonsuz. Rocco’nun keşfi, önümüzdeki günlerde ulusal çapta oluşturulan bir bilim konseyinde tartışılacak, ayrıca gelecek Haziran ayında bu konuya odaklanan bir de sempozyum gündemde. Öte yandan konu satranç olunca, Leonardo’nun tasarladığı satranç takımıyla oynanması hedeflenen bir turnuva da programda.
Halen İtalya’da yaşayan en ünlü Leonardo da Vinci uzmanı olan Carlo Pedretti de bu konuda görüş vermeyi kabul etti. Ama vakfın yöneticisi Serenella Ferrari Benedetti, “Elimizdeki belgeler, bu eserin Leonardo’nun işi olduğunu kanıtlamaya yetiyor” diye hatırlattı. Coronini Vakfı, bir sivil toplum kuruluşu ve 1990’dan bu yana ayni ismi taşıyan aristokrat bir aile olan Coroniniler’den miras kalan bir villa, botanik bahçesi, sanat galerisi, arşiv ve kütüphanenin idari yöneticiliğini yürütüyor.
Herkes, “Gerçekten Leonardo’nun mu bu desenler?” diye soruyor. Şimdilik karşı kanıt yok. Yapıt Leonardo’ya atfedilmiş durumda. Vakıf ekspertiz konusunda Rocco’ya başvurdu; çünkü Rocco’nun kendisi satranç tarihi konusunda uzman ve dünya çapında birçok satranç takımında imzası olan bir isim. Vakfın Rocco’dan, yazmada çizilen desenlerden hareketle bir satranç takımı siparişinde bulunduğunu da hatırlatalım.
Pacioli yazmış, Leonardo çizmiş
Rocco’nun araştırmasının çıkış noktası matematikçi Pacioli ile Leonardo’nun dostlukları oldu. Çünkü arkadaştılar ve 1497’ye kadar bazı projelerde işbirliği yaptıkları biliniyor. Her ikisi de Milano’da Ludovico Moro’nun sarayında konakladı. Rocco’ya göre bu konaklama sırasında matematikçi Pacioli De Divina Proportione adlı ünlü yapıtının metnini yazdı; Leonardo da Vinci ise desenleri çizdi. İki yıl sonra Milano, Fransızlar tarafından fethedildi. Her iki arkadaş bu kez Mantova’da bir başka soylu aile Gonzagalar’a sığındı. Aynı aileden İsabella d’Este’nin satranca tutkuyla bağlı olduğu biliniyor. Kendisi vasat bir oyuncu olmasına karşın, villasının kapılarını dönemin en usta satranç oyuncularına açmıştı. Matematikçi Pacioli de, İsabella d’Este’nin davetiyle bu ortama giren satranç teorisyenlerinden biriydi.
D’Este, Pacioli’den bir rehber kitap hazırlamasını istiyor, çünkü onun teorilerine güveni sonsuz. Oysa Pacioli’nin De Ludo Schacorum’u satranç konusunda bir rehber kitap olmanın ötesine giden, bugünkü söylemle, satranç oyunundaki bazı problemleri derleyen, birkaç hamleyle sınırlı matı tanıtan bir çalışma. Her bir problem için küçük bir şema mevcut. 140 satranç tahtası, kırmızı ve siyah renkte 1400 taştan söz edilmekte. Yüzyıllardır problemlere ait figürler, alfabenin harfleri ile gösteriliyordu; bu tarihi yazmada ise şimdiye kadar görülmemiş bir şey, taşların profilleri dikkat çekmekte. Rocco’ya göre, son derece “şık” bir tercih.
Leonardo da Vinci’nin satranç oynadığı biliniyor. Usta bir satranç oyuncusu olmasa da kuralları bildiğine dair kimsenin şüphesi yok. Rocco’ya göre resim konusunda yetenekli olmayan Pacioli, gün boyunca sarayda bir ihtimal birlikte sıkıcı saatler geçirdiği sanatçı dostu ve yakın arkadaşı Leonardo’nun yardımına başvurmuş olmalı. “Leonardo’nun tek başına yüzlerce figür çizmiş olması mümkün değil. Ama bazılarını çizmiş olmalı. İncelediğim bazı desenlerin usta bir elden çıktığını, bir sanatçının işi olduğunu, bazı desenlerin ise daha acemice olduğunu gözledim” diyor Rocco.
Leonardo’nun kendi satranç takımı var mıydı?
Bu ayrıntılı araştırmada Rocco, tüm desenleri ve figürleri tek tek ölçerek bir standart gözledi. Her birinde Leonardo’nun tutkusunu ve perspektifini keşfettiğini öne sürdü. “Bu veriler piyonların başı ve gövdesi, yükseklikleri ve kaideleri için geçerliydi” diye anlattı araştırmasına dair ayrıntıları. Ardından Leonardo’ya ait bazı elyazmalarını inceledi. Esinlenmiş olduğu bazı noktalar keşfetti. Örneğin Codice Atlantico adlı yazmada 293r ve 212r’de geçen “Fontane di Erone”nin satranç elyazmasındaki Kraliçe’nin görüntüsüne çok benzediğini öne sürdü.
De Ludo Schacorum’daki taşların, üzerinde çok düşünülmüş işler olduğunu anlattı Rocco. Emprovize tasarımları devre dışı bıraktı. Rocco’ya göre Leonardo’nun bir ihtimal kendi şahsi satranç takımı vardı. Bunu kendisi için tutuyordu. Belki de Pacioli, Leonardo’nun özgün desenlerini dönemin ressamlarına model olarak vermişti. Leonardo’nun elinden çıktığı öne sürülen taşlar çok nazik ve hassastı. 1400’lü yılların tornalarının tahtayı kırmadan çalışması mümkün değildi. Rocco’nun yorumuna göre Leonardo, 1510’da tarifini not düştüğü gibi narin parçaları kil ve balmumu karışımı bir yapıştırıcı ile sağlam kılıyordu. Usta içeriğindeki bu gizemli maddeler ile bıçak saplarının, kalem kutularının ve satranç tahtalarının yapılabileceğini vurguluyordu. Rocco, “İşte bir başka önemli not ve kanıt. Hepsi bir araya gelince gerçek bir kanıt olmuyor mu?” diye soruyor.
Belki de en mantıklı kanıt dehanın karakterinde gizli. “Satranca tutkusu olan her sanatçının kendisi için en az bir kez ideal satranç ordusunu yapmayı denediğine şüphe yok” diyor Rocco. Geçmişten Man Ray, Duchamp, Dali, günümüzden Enrico Baj ve Cattelan örnek verdiği sanatçılardan bazıları.
Saray satrancı için tasarlanmış
Rocco’nun uzmanlığı satranç olunca, satranç tarihine dair verdiği detaylar ağırlık kazanıyor. Örneğin 18. yüzyıldan itibaren bütün resmi satranç turnuvalarında, kolay tanınan, basit, sağlam ve dayanıklı Staunton satranç takımları kullanılıyor. Şampiyon Kasparov’un tarihin en mükemmel satranç takımını tasarladığından kuşku duymadığını, ama bunun satranç oyuncularınca benimsenmediğini hatırlatıyor. Yine Rocco’ya kulak verecek olursak, satranç oyuncuları usta bir elden çıkan satranç takımlarına zaaf gösterse de, oyun sırasında strateji üzerine odaklanıyorlar.
İtalya’da Satranç adlı tarihi derginin editörü Aldolivio Capace de, De Ludo Schacorum’un yeniden basımını hazırlarken bu tüy gibi hafif satranç taşları karşısında bir düş gördüğünü varsaydı. Çünkü dönemin satranç takımları ya kaba saba, hantal parçalardı ya da koleksiyoncular için tasarlanmış nazik taşlardı.
Capace’ye ,”Ardında usta bir imza olan bir satranç takımı ile oynar mısınız?” diye soruldu. Capace şöyle yanıtladı: “Arkadaşlar arasında bir satranca evet derim. Ama ciddi bir turnuvada tercih etmem. Bugün satranç oyunu zaman ve gerilime karşı bir tür spor ve yarış. Leonardo’nun işi olduğu öne sürülen bu taşlar başka boyutta bir satranç için tasarlanmış gibi. Daha sakin, telaşa ve gerilime yer vermeyen bir satranç. Saray satrancı; bir anlamda slow-chess. 5 yüzyıl boyunca bir kütüphanenin tozlu raflarına terk edilmiş olması talihsizlik. Belki de Leonardo’nun satranç takımı başka bir yüzyıl için tasarlanmıştı!”
NOT: Bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyen okurlar için üç adres:
www-coronini.it
www.abocamuseum.it/scacchi/index.asp
www.italiascacchistica.com/index.shtml