Ana Sayfa Bilim Öyküleri Fermat’nın Son Teoremi’nin ödülü nasıl konmuştu? İntiharı unutturan teorem!

Fermat’nın Son Teoremi’nin ödülü nasıl konmuştu? İntiharı unutturan teorem!

3764
0

Alman sanayici Paul Wolfskelh bir matematik meraklısıydı. Bir kadına tutulmuş ama aşkı karşılıksız kalmıştı. İntihara karar verdi ve gününü-saatini belirledi. İşlerini ayarladı, vasiyetini ve veda mektuplarını yazdı. Birkaç saati kalmıştı. Eline Fermat’nın Son Teoremi ile ilgili bir kitap aldı…

Fransız amatör matematikçi Pierre de Fermat (1601-1665) ortaya bir soru atar:  Eğer n ikiden büyük bir tam sayıysa ve x, y, z sayıları pozitif tam sayılar ise xn + yn = zn ifadesinin sağlanamayacağını söyler. Üstelik bu önermenin kanıtının bulunabileceği umudunu uyandıran bir de not bırakır. Kendisi kanıtı bulmuştur ama yeri kalmadığı için yazamamıştır.

Fermat’nın Son Teoremi diye tarihe geçen bu önerme 300 küsur yıl boyunca matematikçileri uğraştırmıştır. Ancak 1994 yılında İngiliz matematikçi Andrew Wiles, (Fermat zamanında bilinmesine olanak olmayan) çok gelişmiş matematik teknikler kullanarak uzmanlarca doğruluğu kabul gören bir kanıt vermeyi başarmıştır.

Öykümüz teoremle değil, teoremi kanıtlayacak kişiye verilecek yüklü miktardaki para ödülünün nasıl konduğuyla ilgili.

Alman sanayici Paul Wolfskehl bir matematik meraklısıydı.

İntihara götüren karşılıksız aşk

Alman sanayici Paul Wolfskehl bir matematik meraklısıydı. Yaşamını bir ticaret imparatorluğu kurmaya adasa da profesyonel matematikçilerle ilişkisini hep sürdürmüş ve bir amatör olarak sayılar kuramıyla ilgilenmişti. Yıllardır çözümü bulunamayan Fermat’nın Son Teoremi de özel ilgi alanıydı.

Öykü, Wolfskehl’in kimliği bir türlü öğrenilememiş güzel bir kadına tutulmasıyla başlıyor. Fakat bu esrarengiz kadın Wolfskehl’in aşkını karşılıksız bıraktı; o da derin bir hüzne kapılıp intihar etmeye karar verdi. Aceleci değildi; ölümünü en ince ayrıntısına kadar planladı. İntihar anını da belirledi. O gün geldiğinde saat tam gece yarısını vururken kafasına sıkacaktı. Geri kalan günlerinde bütün ticari işlerini yoluna koydu. Son günde de vasiyetini yazdı, yakın dostlarına ve ailesine verilecek mektupları hazırladı.

Son birkaç saatte ne yapmalı?

Wolfskehl her şeyi o kadar iyi hazırlamıştı ki, gece yarısına kadar birkaç saati daha vardı önünde. Vakit geçirmek için kütüphanesine gidip matematik yayınlarını karıştırmaya başladı. Fermat’nın Son Teoremi’ne ilişkin, Cauchy ve Lame’nin yanılgısını açıklayan Kummer’in klasikleşmiş makalesini okumaya koyuldu.

Wolfskelhl yazıdaki hesapları satır satır incelerken birden irkildi; sanki bir mantık boşluğu vardı. Kummer bir varsayım yapmış, ama argümanındaki bir adımı gerekçelendirmeden bırakmıştı. Merak içindeydi, acaba ciddi bir hata mı keşfetmişti, yoksa Kummer’in varsayımı aslında doğrulanmakta mıydı? Eğer ilk ihtimal geçerliyse, Fermat’nın Son Teoremi’ni ispatlamak birçoklarının sandığından daha kolay olabilirdi.

Oturup Kummer’in ispatındaki kesin olmayan bölümü incelemeye başladı. Bütün dikkatini bir mini-ispat geliştirmeye verdi; böylece ya Kummer’in çalışması sağlamlaşmış olacak ya da varsayımının yanlış olduğu ortaya çıkacaktı.

Matematik yaşatır!

Şafak sökerken çalışması tamamlanmıştı. Matematik açısından kötü bir sonuç çıktı ortaya: Kummer’in ispatı tamir edilebildi ve Son Teorem erişilmez konumunu korumuş oldu. Ama bir de iyi sonuç vardı: İntihar saati çoktan gelip geçmişti ve Wolfskehl büyük matematikçi Kummer’in eserinde bir boşluk keşfedip sonra da bunu düzeltmiş olmaktan büyük gurur duyuyordu.

Bu duygu ona yaşama isteğini geri vermiş, intiharın yanı sıra, karşılıksız aşkın acısını da unutuvermişti. Bütün veda mektuplarını yırtıp attı ve vasiyetini yeniden kaleme aldı.

Yıllar sonra, 1908’de öldüğünde bu yeni vasiyetname açılıp okundu ve Wolfskehl ailesinde tam bir şok yarattı. Paul Wolfskehl servetinin büyük kısmını Fermat’nın Son Teoremi’ni çözecek kişiye verilmek üzere ödül olarak bırakmıştı. Bu şekilde hayatını kurtaran teoreme borcunu ödemiş oluyordu.

Görüldüğü gibi, matematik yaşamdır!

Kaynak

1) Simon Singh, “Fermat’nın Son Teoremi”, Çev. Sabir Yücesoy, Pan Yayıncılık, Ekim 2001, İstanbul