Ana Sayfa Dergi Sayıları 137. Sayı Müzikte matematik, bilgisayar ve Xenakis

Müzikte matematik, bilgisayar ve Xenakis

977
0
Iannis Xenakis. Kaynak: bruceduffie.com

Xenakis, doğa yasalarını anlamaya çalışıp bunların müzikteki karşılıklarını bulma gayretini ömrünün sonuna kadar sürdürmüş bir kâşif.

Paris’te bir apartmanın en üst katında, tahtalarında matematik formüllerinin yazılı olduğu bir atölyede iki kişi sohbet ediyor. 1980 yılının Ocak ayında, birkaç gün boyunca buraya misafir olan B. A. Varga’nın karşısındaki isim Iannis Xenakis.

Varga’nın Budapeşte’den Paris’e gidip toplamda 12 saat süren bu söyleşiyi yapmasının sebebi, Xenakis’in fikirlerinde bulduğu sarsıcı yenilikler. Eylül 1978’deki Varşova Sonbahar Festivali’nde Xenakis ile karşılaşan Varga, daha uzun bir buluşmanın gerekli olduğuna karar veriyor. İkili 1989’da tekrar bir araya geliyor ancak yazı boyunca, 1980’deki söyleşinin sınırları içerisinde kalacağım. İlgilenenler tamamını okuyabilirler. (1)

1922’de, Romanya’da (Brăila) doğan Yunan besteciyi tanımlarken, Varga’nın ifadesi çok net: “O müziğin matematikçisi, mühendisi, kimyageri ve fizikçisi” (s.13). Varga, sanat ve bilimi buluşturan, müzik ve doğa bilimlerini “antik zamanlarla şimdiki zaman arasındaki bağlantı” (s.25) olarak gören böylesi bir ismin izini sürmekte son derece haklı.

Xenakis 5 yaşında annesini kaybettikten sonra Yunanistan’da bir yatılı okula gönderilmiş. Dili sonradan öğrenmenin getirdiği zorluklar ve arkadaşlarının davranışları, onu yalnızlaştırmış. Hayat boyu sürecek olan bir soyutlanmışlık, kendi ifadesiyle “derin bir kuyu”da olma hâli, görüleceği üzere çocukluğuna kadar gidiyor. Bu dönemdeki ilk sığınaklarından biri astronomi kitapları olmuş.

Philips Pavyonu. Kaynak: mimarizm.com

Romen halk müziği ve çingene müziğiyle büyüyen Xenakis, annesinin ölümünü hatırlatan bu tür eserleri sevmediğini belirtiyor ancak onlardan etkilendiğini inkâr etmiyor. Amaçlarından biri, duygusal etkilenmelere set çekmek. Müziğin kendisini gözyaşlarına boğmasını saçmalık olarak görüyor. Xenakis’in Yunan halk müziği, Bizans kilise müziğini takiben Bach, Strauss, Beethoven ve Bellini dinlediğini öğreniyoruz.

Bestecinin bilime ve müziğe ilgisinin aynı dönemlerde ortaya çıktığını kabul edebiliriz. Bir yanda elektrik ve elektromanyetik dalgalar başta olmak üzere fizik ve matematik merakı; diğer yanda solfej, notasyon, piyano çalışmaları. Atina’daki Politeknik Okul’un bitirme sınavlarını geçtikten sonra Yunanistan’ın İtalya ve Almanya tarafından işgali Xenakis’in hayatını değiştirmiş. Milliyetçi harekette kısa bir süre bulunduktan sonra Komünist Parti’ye katılan Xenakis, Ocak 1945’te sol elmacık kemiğinden yaralanmış. Görme ve işitme duyusunda yaşadığı ciddi kayıp, sonradan müziğine, düşünce yapısına önemli etkilerde bulunmuş.

1947’de Yunanistan’dan ayrılıp Paris’e yerleşen Xenakis’in macerası, burada inşaat mühendisi olarak ünlü mimar Le Corbusier’nin stüdyosunda işe girmesiyle yeni bir safhaya geçiyor. Müzikte ilgilendiği, “devamlılığı bozmadan bir noktadan diğerine gitmenin mümkün olup olmadığı sorusu”nu mimarlıkta da soruyor ve hem müziğini hem de mimari anlayışını farklı kılacak bir zemin oluşturuyor. Brüksel Dünya Fuarı’ndaki Philips Pavyonu bu açıdan özel bir öneme sahip.

İncelenen ilk Xenakis bestelerinin müzik olarak değerlendirilmeyişi, farklılığının boyutu hakkında bir fikir verebilir. 1953-54’te tamamlanan Metastasis’in, orkestra şefi H. Scherchen tarafından kabul görmesi, onun için gerçek bir kırılma noktası olmuş. Metastasis, Atina’da Nazi tanklarının önüne gelen yüz bin kişinin “düzenli, ritmik sesinin yerini fantastik bir düzensizliğe bırakışı”nın, makineli tüfeklerin kesintili atışlarının Xenakis’teki izidir. Xenakis o dönemin hakim anlayışının, kendisinin eleştirel yaklaştığı dizisel müzik olduğunu, diğer yaklaşımların pek yaşama şansı bulamadığını belirtiyor. Almanya ve Fransa’da icra edilen Xenakis eserleri skandal olarak yorumlansa da başta Polonya olmak üzere kimi yerlerde bestecinin destekçileri duyulur olmuşlar. Xenakis, kimseyi taklit etmeden, özgün ve yeni bir şeyler yaratma hedefiyle bildiği yolda yürümeye devam etmiş.

“Dizisel müziğin temelinde ses dizileri vardır. On iki notayla fazla bir şey yapamazsınız” (s.61) diyor Xenakis. A. Schönberg’in, tükenen tonal zenginlik karşısında yeni bir yol bulma çabasını olumlu karşılasa da aklındaki çözüm bambaşka bir yere; olasılıkları temel alan stokastik müziğe ve bilgisayarlara işaret ediyor.

Sinüs dalgalarıyla dizisel müzik üretme çabası içinde olanlara karşı önceleri sezgileriyle yol almış. Boltzmann ve Maxwell’in olasılık çalışmalarından, parçacık fiziği ve Heisenberg’in “belirsizlik ilkesi”nden, Markov zincirinden, Boole cebrinden yararlanması daha sonraki bir zaman dilimine ait. “Başka herhangi bir besteci olasılıklarla benim çalıştığım kadar çalışmış mıdır bilmiyorum” (s.82) şeklindeki ifadesi dikkat çekici. Stokastik yöntemi kullanarak müzik yapabilmekle ilgili düşünceleri ve çalışmalarının neticesinde Achorripsis eseri ve bilgisayar programı ST oluşmuş. Xenakis’in programına veri giriliyor ve müzik çıkıyor. Bu arada çalınacak nota ve biçimle ilgili kararlar, “olasılık formülleri ve onların kombinasyonlarının üretilmesini sağlayan fonksiyonlar” (s.88) tarafından belirleniyor. Beş yapıtında bu programı kullanmış Xenakis. Eonta isimli yapıtının girizgâhındaki oldukça karmaşık piyano solosunu da bilgisayarla bestelemiş.

1962’de IBM tarafından finanse edilen bir konserde, Xenakis’in ST ile yaptığı bestelerin çalınması büyük bir başarı. “Bilgisayarla gelenekten ve çağdaş trendlerden azade, mutlak bir müziği ilk besteleyen bendim. Program olasılıkları temel alan, çok basit ve aynı zamanda çok soyut bir yapıydı” (s.50). Xenakis bilgisayarlara olan ilgisini, “[h]em sesi -sesin maddeselliğini- çok daha derinlemesine ve bilinçli bir şekilde ele geçirmek hem de sesi üretebilmek” (s.52) amacıyla açıklıyor.

Matematik ve bilgisayardan yararlanarak müzik yapabilme, gerekli cihazları geliştirme isteğinin sonucunda, 1966’da EMAMu kurulmuş ve kimi matematik profesörlerinin ilgisini çekmiş. 1967’de Indiana Üniversitesi’nin ders verme önerisini, “matematiksel ve otomatikleştirilmiş müzik üzerine bir araştırma merkezi” kurma şartıyla yanıtlayan Xenakis, olumlu yanıt almış. Vietnam Savaşı’nın yol açtığı kriz nedeniyle çalışmaları durma noktasına gelene kadar araştırmalarını sürdürmüş. 1972’de bir fizikçi ve bilgisayar bilimcinin katılımıyla EMAMu CEMAMu’ya dönüştürülmüş. Kurumlar değişse de Xenakis’in arzusu aynı; bilimsel düşünceyi ve matematiği doğrudan müziğe nakledebilmek. CEMAMu’da geliştirilen UPIC isimli cihaz, elektromanyetik masaya çizilen herhangi bir şeklin bilgisayarda hesaplanarak müziğe dönüştürülmesini sağlıyor. Masadaki şekil Picasso tablosu da olabilir öğrencilerin ağaç, kuş, vb. resimleri de.

Xenakis ve Upic. Kaynak: musicainformatica.org

Melodileri geometrik şekillerle ifade etmek, onları uzatıp kısaltmak, dönüştürmek, çalılar ve ağaçlar elde etmek gibi sıra dışı yöntemler uygulamış Xenakis. Müzik için bir nevi, evrimdekine benzer yaşam ağacı oluşturmuş ancak bunu yaparken geleneksel notasyonun dışına çıkmış. Xenakis, geleneksel notasyonda sürekliliği kaybettiğini, çok fazla porte kullanmak zorunda kaldığını ve eserlerin icra edilemeyebileceğini söylüyor. Ayrıca “kağıt üzerinde müzikal fikrin görsel eşdeğerini” (s.97) bulabilmeyi istiyor. Tüm bu nedenlerle, kimi zaman ağaçsı modellere yönelmiş.

Ağaçsılık fikri dışında Xenakis’in müzikteki tekrarlarla ilgili görüşü de evrimi çağrıştırıyor. Xenakis’e göre “tema üzerinde yapılan varyasyonlar bir tür tekrardır” (s.84) ve bunlar arasında küçük değişiklikler, çeşitlemeler olur. Sonunda öyle bir noktaya gelinir ki, başlangıç noktasıyla arada büyük fark oluşur, son noktaya şans eseri ulaşıldığı düşünülür. Oysa aslolan, zamana yayılmış değişimlerdir.

Xenakis kimi eserlerinde insan sesini kullanmış, bazı antik tragedyalar için besteler yapmış. Kombinasyonlar ve matrislere dayalı oyunları, soyut bale üzerine yeni yaklaşımları, müzik eğitimi hakkında alışılmadık fikirleri var. Ses ve ışığı kullanarak hazırladığı gösterilerle yeni bir sanat türünün temellerini atmaya çalışmış. Pek çok ilginç proje sunmuş, bir kısmını gerçekleştirebilmiş.

Pithoprakta isimli bestenin grafiği. Kaynak: olats.org

Sesler onun için, işaret anlamında birer sembol ve bu yüzden sembolik mantığı ve sembolik matematiği kullanmaktan çekinmemiş. Bu noktadan bakınca sanatçıdan çok şey beklemesi, sanatçının bilimi kapsamlı bir şekilde, derinlemesine kavramasını istemesi şaşırtıcı olmamalı. Xenakis, doğa yasalarını anlamaya çalışıp bunların müzikteki karşılıklarını bulma gayretini ömrünün sonuna kadar sürdürmüş bir kâşif. “Dünya son derece karmaşıktır ve dünyadaki yönümüzü ancak bilimsel araçlara dayanarak bulabiliriz” (s.55) diyen bu usta besteci, 2001’de aramızdan ayrıldı. Haydi bir kez daha Herma’yı dinleyelim.

Dipnotlar

1) Iannis Xenakis ile Söyleşiler, Bálint András Varga, Çeviren: Murat Güneş, Lemis Yayın, İstanbul (2014). Alıntıların tamamı bu kitaptan, herhangi bir değişiklik olmadan yapıldı. Xenakis’in çalışmalarından haberdar olmamı sağlayan, yorumlarıyla bana destek olan, çevirmen Erhan Altan’a teşekkür ederim. Varga’nın farklı bestecilerle yaptığı söyleşileri merak edenler, yabancı kaynaklara bakabilirler.