Antik Yunan matematiğinin son büyük ustası olarak İskenderiyeli Diophantos kabul edilir. Aritmetica adlı 13 ciltlik eserinde, dönemine dek sayı kuramı alanında yapılmış çalışmaları derlediği gibi kendi katkılarını da sunmuştur.
Ne yazık ki bu büyük eserin sadece 6 cildi günümüze ulaşabilmiş. Diğerleri -Antik çağın diğer pek çok eseri gibi- İskenderiye Kütüphanesi’nin önce Romalılar, sonra Hıristiyan gericiler, en son da Halife Ömer önderliğindeki Müslümanlar tarafından yakılıp yıkılmasıyla karanlığa gömülmüşler (İskenderiye Kütüphanesi’nin bu trajik öyküsünü başka bir yazıda ele alırız).
Aritmetica, Antik Yunan uygarlığının geldiği düzeyi gösterdiği gibi, bu uygarlığın temelinde yatan Babil, Mısır, hatta Hint katkısını da gözler önüne serer. Hatta tarihçi Dirk J. Struik Kısa Matematik Tarihi adlı kitabında Diophantos için “belki de Yunanlılaşan bir Babillidir, bilmiyoruz” diyor.
El Harezmi’yi “Cebirin Babası” olarak nitelersek Diophantos’a da “Cebirin Dedesi” diyebiliriz.
Diophantos’un yaşamı hakkında pek fazla bilgimiz yok. Nerede doğduğu belli değil. Hangi tarihler arasında yaşadığı da bilinmiyor. Simon Singh şöyle fikir yürütmüş: “Diophantos yazılarında Hypsicles’ten alıntı yapmakta, demek ki MÖ 150’den sonra yaşamış olmalı. Öte yandan İskenderiyeli Theon da onun eserinden alıntı yapıyor, buna göre de MS 364’den önce yaşamış olmalı. Genellikle MS 250 civarı, makul bir tahmin olarak kabul edilmekte.”
Fakat ilginç bir biçimde Diophantos’un yaşamı hakkında ayrıntılar elde edebilmişiz. Bize bu fırsatı sunan, büyük matematikçinin mezar taşına kazılmış olduğu söylenen bir bilmece! Şöyle:
“Tanrı ona hayatının altıda birini bir erkek çocuk olarak geçirmeyi lütfetti, ve buna hayatının on ikide birini ekledi; yanaklarını ayva tüyleriyle süsledi; yedide birini daha geçirdikten sonra evlilik ışığı yaktı ona ve evlendikten beş yıl sonra da bir erkek çocuk bağışladı. Ama ne çare! Geç doğan çocuk bahtsızdı, babasının yarısı kadar ancak yaşamıştı ki, soğuk kader aldı onu. Sayılar bilimiyle acısını dindirmeye çalıştı, dört yıl sonra da son verdi yaşamına.”
İçerik olarak trajik bir mezar taşı yazısı… Ama Diophantos’a da böylesi yakışır doğrusu. Hem de Diophantos’un en sevdiği cinsten, yani yanıtı tamsayılı olan sorular. Bu tür problemlere günümüzde dahi “Diophantos problemleri” deniyor.
Peki, acaba kaç yıl yaşamıştır Diophantos? Yanıt kitaplardan ve internetten de bulunabilir ama bu büyük matematikçiye saygı için okur biraz uğraşıversin! Haydi, kurun ve çözün denklemlerinizi…
Kaynaklar
1) Simon Singh, “Fermat’nın Son Teoremi”, Çev. Sabir Yücesoy, Pan Yayıncılık, Ekim 2001, İstanbul.
2) Dirk J. Struik, “Kısa Matematik Tarihi”, Çev. Yıldız Silier, Doruk Yayıncılık, 2. baskı, 2002, İstanbul.