Ana Sayfa Dergi Sayıları 141. Sayı Arktik buzullarında maceralı bir hayat: Louise Arner Boyd

Arktik buzullarında maceralı bir hayat: Louise Arner Boyd

1017
0
Zengin bir çocukluktan kutup ayısı avcılığına, arama kurtarma seferlerinden bilimsel seferlere, Arktik’i Evcilleştiren Kız’dan Buz Kraliçesi’ne, arktik buzullarda geçen maceralı bir hayatın hikâyesi…

Zengin bir çocukluktan kutup ayısı avcılığına, arama kurtarma seferlerinden bilimsel seferlere, Arktik’i Evcilleştiren Kız’dan Buz Kraliçesi’ne, arktik buzullarda geçen maceralı bir hayatın hikâyesi…

Louise A. Boyd, 16 Eylül 1887’de Kaliforniya’da zengin bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Ailesi Bodie’de bulunan altın madeninin işletmecisi ve sahibiydi. Ailenin nüfuzu ve serveti, Louise ve iki kardeşinin iyi eğitimler almasını ve rahat yaşamalarını sağladı. Louise, kış aylarında özel hocalardan ders aldı. Yaz aylarını da iki erkek kardeşinin peşinde avlanarak, balık tutarak, ata binerek ve kamp yaparak geçirdi.

Birkaç ay arayla bir kalp hastalığına yenik düşen kardeşlerinin ailesinde bıraktığı üzüntü, anne ve babasının Louise’in üzerine aşırı titremesine sebep oldu. Ailesinin mustarip olduğu sağlık sorunları yüzünden sürekli şehir değiştirir oldular. Üzerindeki baskıdan ve küçük bir çocukmuş gibi ona yöneltilen koruma duygularından sıkılan Louise, bir gün tek başına, bulundukları şehirden bir trene atlayıp ayrıldı. Buffalo Kenti’ne ulaştığında bir araba kiraladı ve Amerika eyaletleri arasında gezmeye başladı. Hiçbir otoyolun olmadığı, var olan yolların da sadece toprak patikalardan oluştuğu bir dönemde bunu yapan Louise, seyahatine başladığında sadece 22 yaşındaydı. Bu seyahat daha sonraları birçok kez çıkacağı, Amerika’yı baştan başa gezdiği yolculukların ilkiydi.

Bir maceracıya miras kalırsa

1919 yılında annesini, 1920’de babasını kaybeden Louise, artık kendi kaderini belirlemekte özgürdü. Bunu yapmak için ihtiyacı olan her şeyi ailesinden kalan Boyd Yatırım Şirketleri’nin başına geçmesi ile elde etmiş oldu. Bir süre Avrupa seyahatleriyle macera ve seyahat tutkusunu tatmin etti. Ancak 1924 yılında Norveç’e giden bir gezi gemisindeyken gördüğü kutup buzulları onu daha heyecanlı bir yolculuğa itti: Kuzey Kutbu.

Norveç’ten döner dönmez yolculuğun planlarına başladı. 1926 yılında Güney Kutbu’na karadan Kuzey Kutbu’na havadan ilk ulaşan insan olan Norveçli kâşif Roald Amundsen’in gemisi Hobby’yi satın aldı. Birkaç arkadaşıyla birlikte Norveç’in Spitsbergen bölgesine gittiler. Yolculuğun amacı avcılıktı. Louise burada çocukluğunda edindiği “hünerlerini” konuşturdu ve birçok kutup ayısı avladı. Adı Yunan mitolojisindeki Avcılığın Tanrıçası Diana’dan gelen “Arktik Diana” (Arctic Diana) ve “Arktik’i Evcilleştiren Kız” (The Girl Who Tamed the Arctic) lakaplarıyla kötü anılmaya başlansa da, Louise arşivlere yüzlerce metrelik film ve 700 tane fotoğraf bağışlayarak avcılıktan başka yönlerinin de olduğunu gösterdi.

1928 yılında bir keyfi seyahat daha planlayan Louise, Kuzey Kutbu’nda kaybolan İtalyan kâşif Umberto Nobile’yi arama kurtarma çalışmaları için bölgeye giden Amundsen ve ekibinin de kaybolduğunu öğrenince bu fikrinden vazgeçti. Norveç yönetimine gönderdiği mektupta Amundsen’in eski gemisi Hobby ile onu arama çalışmalarına “O 22 canın hayatı söz konusuyken ben keyif için yapacağım bu seyahate nasıl çıkabilirim ki!” sözleriyle katılmak istediğini bildirdi. Arktik Okyanusu’nda 10.000 mil (16100 km) yol almasına rağmen Amundsen ve ekibinden bir iz bulamadı. Cesaretinden ve arama çalışmalarına yaptığı gönüllü katkısından dolayı Norveç Kralı Louise’i Aziz Olav Nişanı ile ödüllendirdi. Louise bu nişana layık görülen Amerikalı ilk, tüm dünyada üçüncü kadın oldu.

Tüm giderlerini kendisinin karşıladığı ve üç ay süren arama çalışmalarının tamamını hem filme kaydetti hem de fotoğrafladı. Arama çalışmalarını ve bu trajediyi gözler önüne seren tek kişiydi. Hiç tereddüt etmeden tüm film ve fotoğrafları Amerikan Coğrafya Cemiyeti’ne bağışladı. Bu Louise ile Cemiyet’in karşılıklı yarar sağlayacakları uzun ilişkinin ilk kıvılcımıydı.

Bilimsel seferler

Amerikan Coğrafya Cemiyeti’ne yaptığı katkıların verdiği tatmin duygusu ve macera arzusunun da aynı yolla elde edilebileceğini anlayan Louise 1931 ile 1937 arasında neredeyse her sene Arktik’in çeşitli bölgelerine bilimsel amaçlar güden seferler düzenledi. İlk seferini daha sonra Louise Boyd Arazisi olarak adlandırılacak olan Grönland’in De Geer Buzulu bölgesine yaptı. Buradan birçok bitki örneği topladı. Bölgenin vahşi yaşamını ve ağaçlarını fotoğrafladı.

1933’de Cemiyet’in sponsoru olduğu bir sefer düzenledi. Bu seferde fiyortları ve buzulları inceledi. Sonik bir cihazla kıyıdan uzak bölgelerin okyanus derinliklerinin ölçülmesini sağladı.

İlerleyen yıllarda bölgeye birçok sefer daha düzenledi. Bu seferleriyle teyit ederek bildirdiği 2 mil derinliğindeki deniz altı buzul dağların öğrenilmesi ile bölgeye Louise Boyd Arazisi adı verildi. 1937 ve 1938 yıllarında Norveç çevresine düzenlediği seferlerde Bear Adası ve Jan Mayen Adası arasında bulunan sualtı dağını keşfetti. Bu başarılarından sonra “Buz Kraliçesi” (Ice Queen) ve “Arktik’in Hanımı” (The Lady of the Arctic) olarak anılmaya başlandı.

Bilimsel seferleri sırasında ve sonrasında birçok bilimsel topluluğun üyesi oldu. Londra Kraliyet Bahçıvanlık Cemiyeti, Amerikan Fotogrametri Cemiyeti, Pasifik Kıyı Coğrafyacıları Derneği, Amerikan Bahçıvanlık Cemiyeti, Kadın Coğrafyacılar Derneği, Kaliforniya Botanik Derneği, Philadelphia Coğrafya Cemiyeti ve Marin Bahçecilik Kulübü, üyesi olduğu topluluklardır.

Savaşta coğrafi danışmanlık

2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Louise’in bilimsel seferleri de son buldu. Alman kuvvetlerinin Danimarka’yı fethinden hemen sonra Grönland’da konuşlanmaya başlamaları ile Amerikan hükümetinde tedirginlik başladı. Bölgeyi Almanlar’dan önce ele geçirme kararı alan Amerikalılar, Louise’in yaptığı seferleri detaylarıyla anlattığı, Grönland’ın Kuzey Doğu Sahili (The Coast of North East Greenland) adlı Amerikan Coğrafya Cemiyeti tarafından basılan kitabının dağıtımını başlamadan durdurdu. Bölge hakkında detaylı bilgilerin sadece Louise’de olduğunu bilen Amerikalılar, Almanların kitabı okumalarının önüne geçmek için yaptığı bu engellemeyi 1948 yılında kaldırdı. Kitap ancak bu yılda yayımlanabildi. Savaş sırasında bölge hakkında verdiği eşsiz bilgiler ve stratejik yardımlarından dolayı Louise’e bir takdir belgesi verdi.

Kutup uçuşu

Savaş bittiğinde Louise 50 yaşını geçmişti. Artık Arktik seferler düzenleyemeyecek durumda olduğunu düşünüyordu. Ancak içindeki macera arzusu bir türlü dinmek bilmiyordu. Bu arzuyu kontrol altına almanın sadece bir yolu vardı: Yeni bir macera. Hemen hazırlıklara başladı. Daha önce Roald Amundsen tarafından ilk defa gerçekleştirilen başarıyı tekrarlayacak ve bunu yapan ilk kadın olacaktı. 1955 yılında kiraladığı özel bir uçakla Kuzey Kutbu üzerinde uçan ilk kadın oldu.

Bu uçuştan sonra San Fransisco’daki evine döndüğünde kendini üyesi olduğu topluluklara adadı. 1960 yılında onu en çok mutlu eden şeylerden biri, Amerikan Coğrafya Cemiyeti’nin yönetim kuruluna seçilmesi oldu. O, cemiyet yönetim kuruluna seçilen ilk kadındı.

14 Eylül 1972’de öldüğünde yıllar boyu gerçekleştirdiği sayısız seferde yaptığı harcamalardan dolayı parasız kalmıştı. Belki parası kalmamıştı, ama kaderini kendi çizmiş, kendi hayatını özgürce yaşamıştı. Arkasında 3 kitap, binlerce fotoğraf, film ve onlarca bitki örneği bıraktı. Çektiği fotoğraflar, gittiği bölgelerin coğrafi değişimini gözlemlemek ve küresel ısınmanın etkilerini geçmiş ile karşılaştırmak için günümüzde halen kullanılmakta.

Kaynaklar

– 4 Rüzgârın Kadınları (Women of the Four Winds), Elizabeth Fagg Olds, Boston, Houghton Mifflin Company, 1985, ss.231- 296.

– Arktik’in Çağrısı: Louise Boyd’un Gezileri (The Call of the Arctic: Travels of Louise Boyd), Jocelyn Moss, Marin County Historical Society Magazine, Cilt: XIV, No. 2, 1987.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz