Etiket: felsefe
Düşünce tarihi boyunca ‘uzam’ fikrinin gelişmesi
Ali Timuçin Uzam kavramı Aristoteles’le birlikte incelenmeye başlamıştır. 17. yüzyılda Descartes uzam ve uzay kavramlarını birbirinin yerine geçecek biçimde kullanmıştır. Ayrıca Descartes’da bir soyut uzam kavramı da vardır. Kavram onda daha çok cismin bir niteliği gibidir. Kavramı deneysel olanla bağlantılı da olsa deneyseli önceleyecek biçimde kullanan Kant olmuştur. Kant’a göre özne açısından uzam ve zaman […]
Bilim, matematik ve postmodernizm
Prof. Dr. Timur Karaçay Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Günümüzde ortaya atılan postmodernizm akımının bilimi etkileyip etkilemeyeceğini tartışmak için, öncelikle postmodernizmin, “efradını cami, ağyarını mani” bir tanımını ortaya koymak gerekir. Bu tanım yapılabilirse, bu konudaki tartışmalar sağlam zemine oturmuş olur. Postmodernizm, bilimi daha hümanistik bir mecraya mı çekmek istiyor, yoksa inanç kurumlarının bilimin önüne çekmeye çalıştıkları […]
Anlamın belirlenmesinde uzam ve zaman etkeni
Toplumsallık temelinden geçmeden insanlığın ortak değerlerine ulaşmak olası değildir. Kendi olamamış bir birey nasıl toplumsal bir varlık olamazsa, toplumsal bir varlık olamamış bir birey de büyük insanlığın köklü sorunlarıyla içli dışlı olamaz. Toplumsallık engelini aşarak daha az gelişmiş bir uygarlıktan daha gelişmiş bir uygarlığa geçmek boş bir düşten başka bir şey değildir. Yaşam zamanın kendisidir. […]
Sanatçı yapıtında ne kadar var?
Sanatçının yaşamını yapıtına yansıtıp yansıtmadığını, yansıtıyorsa ne kadarını yansıttığını, yazdıklarının ne kadarının nesnel ne kadarının öznel olduğunu, anlattığı şeylerde anı gibi görünen ögelerin gerçekte yaşantı parçaları mı yoksa imgelemin basit üretimleri mi olduğunu kestirmek çok zor. Bunun için sanatçının yaşamına yönelmek gerekir, ancak o noktada da bizi aydınlatacak çok şey yoktur. İpuçları çok zaman yetersiz […]
Sokratik yöntemin temel öğeleri
Sokrates, soru-yanıtı temel alan ve verilen yanıtların mantıksal tutarlılığını irdeleyen diyalektik ağırlıklı yönteminin ilk öğesinde ussallığı ön plana çıkaran bir filozof olarak görünmesine karşın, yönteminin ikinci öğesini oluşturan anımsama temeline dayalı doğurtma söylemi ve yönteminin üçüncü öğesini imleyen daimonion’un esini anlayışıyla, adeta mistik eğilimli peygamberimsi bir kimlikle karşımıza çıkar. Platon’un ortaya koyduğu şekliyle Sokratik yöntem, […]
Francis Bacon ve Bilim Devrimi
Yeniçağ biliminin kuruluşuna yapmış olduğu katkılar özetlenecek olursa, Bacon empirik araştırmada gözlemin önemini vurgulamış, empirik verilerin değerlendirilmesinde otoritelere başvurulmasının sakıncasına işaret etmiş, doğadaki fenomenlerin Tanrı’nın müdahalesi olmadan, yani kendi kanunlarına göre meydana geldiği görüşünden hareket etmiş ve mümkün olduğu kadarıyla boş inançları ve boş inançlar üstüne kurulu metafiziği reddetmiştir. Bacon, “doğa filozofu”nun 19. yüzyılın “biliminsanı”na […]
Felsefenin ve bilimin karşında sanatın yeri ve anlamı
Bilim ve felsefe zorunlu olarak nesnele yönelirken sanat hem nesnele hem öznele yönelir. Buna göre bilimin işi doğru’yladır, felsefe hem doğru’yla hem iyi’yle ilgilenir, sanat doğru’yu ve iyi’yi dışlamayacak biçimde güzel’e yönelir. Buradaki güzel plastik güzel olmaktan çok anlamlı olandır. Kültürün üç alanı, felsefe, bilim ve sanat insanın kendini aradığı ve kendi için yani büyük […]
Dünyaya değişik açılardan bakmak -Beethoven ve Utrillo örneği-
Yanlışa düştüğümüz nokta sanatçıyı ayrı bir yere koymaya başladığımız noktadır. Onu olağanüstü bir varlık olarak tanımlayıp çıkma kolaylığını elden bırakamıyoruz: eşsiz yetenek, insanüstü zeka, doğuştan sanatçı… Bazen sanatçı da kendini ayrıcalı görme eğiliminde oluyor. Bu durum özellikle yetersiz sanatçı için belirleyicidir. Gerçek sanatçının kendini ayrıcalı görme eğiliminde olabileceğini düşünemeyiz. Sanatçı benci’dir hatta biraz da sergilemecidir […]
Bir Tekerrür: Soylu Bilincin Düşüşü
Senyör, burjuva gibi herhangi bir kuruculuk önerme olanağına sahip değildir. Bütün özlemi eskiye dönüştür. Bunun koşulu olmadığından, soylu bilinç ya tarihin akışı içinde sönümlenir ya da varlığını reddeder, büsbütün karşıtına dönüşür ve burjuvalaşır. Burjuva muhafazakâr bakış açısının en belirgin pratiklerinden biri de,geçmiş ve bugün arasında, tarihsel kopuşların yok sayıldığı bir süreklilik kurmaktır. Bugün öykündüğü, ama […]
Stoa ahlakı
Kıbrıs’lı Zenon’un Atina’da açtığı okulla başlayan Stoa serüveni en yetkin dönemini MÖ II. yüzyıldan sonra Epiktetos’la ve Marcus Aurelius’la yaşadı. Bunlardan ilki bir köleydi; ikincisi ise bir imparator. Stoa filozofu ahlak alanında iyi-kötü karşıtlığı üzerine kurmuş olduğu bir şemaya göre düşünür. Doğada bir iyi şeyler, bir kötü şeyler, bir de ne iyi ne kötü şeyler […]