Anıl Ceren Altunkanat
Ailenin karanlığı
Anıl Ceren Altunkanat
Eros için
Karanlığın içinde debelenen, kimi zaman el yordamıyla bir parça aydınlığa ulaşan ama kısa bir süre sonra onu da yıldızsız gecelerde yitirenler....
Bir umut filizi
Anıl Ceren Altunkanat
Bir yıl geçti. Depremin üzerinden tam bir yıl geçti. Kalbimizin çaresizliği, kayıpların derinliğiyle, güvensizlik ve korkular içindeyiz hâlâ. Hemen her gece irkilmiyor...
Biriktirilenler ve hatırlananlar
Anıl Ceren Altunkanat
Ne zaman yaşamımızı, yuvamızı yeniden kurma ihtiyacı duyarız? Duvarlar bizi boğduğunda, dört duvarı yuva kılan insanlar yabancıya döndüğünde mi? Yabancılaşma korkusu yüreği...
Belki
Anıl Ceren Altunkanat
“Kısaca, denemeden bilenlerden daha aptal, gidip de dönmeyenlerden daha şanslıydım.”
Aralık ayı malumunuz; biten yılın hesabı kitabı dökülür önümüze. Yaptıklarımız, yapamadıklarımız; acılarımız, mutluluklarımız;...
Kasım Kitapları
Anıl Ceren Altunkanat
Jonathan Coe’yu bilirsiniz; sivri bir dili, keskin bir kalemi vardır. İroniye düşkündür; siyasi perspektifi eşsizdir. Sıradan, hatta zayıf kahramanların başına öyle sıra...
Başka Dünyalarda, Başka Ormanlarda
Anıl Ceren Altunkanat
“yaslan bana yeryüzü ağacı
dikili gövdenin üretkenliği için
çıldırtan bir gübre mi arıyorsun
kökünü toprağımda dene”
Urba’dayız. Bir zamanlar büyük zenginlik ve özgürlük vaatleriyle doğmuş, yavrularını...
Mutsuzuz Çok Şükür
Anıl Ceren Altunkanat
“Bu gezegenin zekâsını ve bilgeliğini kabul edemeyenler,
er ya da geç onunla karşı karşıya gelirler.”
Mutsuz muyuz? Mutsuzuz çok şükür. En neşeli gün bile...
Beni bana anlatan biri var
Anıl Ceren Altunkanat
bakardık bakardık imrenmeye korkardık
en özentisiz şeylerdi açlığımız
ölüme bir vardı süreç
dinmedi dinmedi acımız(1)
Poz’u temmuzun en sıcak günlerinden birinde elime aldım. Ayıptır söylemesi, bir...
Bulut Fabrikası
Anıl Ceren Altunkanat
Behiç Ak’ı tanımayanımız yok, size uzun uzun bu usta kalemden ve raflar dolusu eserinden söz etmeyeceğim. Şimdi konumuz Ayşe’nin Bulut Projesi. Ayşe...
Çakır
“O, yalnızca vardı. Orda. Yaşamın içinde.”
Her şey hoyratlaştığında duru öykülere olan ihtiyacımız artıyor. Her yeri endişe ve öfke bürüdüğünde… Endişe, yaşamın temel dürtüsü haline...