İslam kültürü doğum kontrolüne engel olur mu?
Toplum yaşantısıyla ilgili konularda görüş belirlerken, İslam diniyle ilgili referansların dikkate alınması her geçen gün daha fazla kaçınılmaz hale geliyor. Bu açıdan ele alındığında insan ve toplum sağlığının en önemli belirleyicilerinden olan doğurganlığın kontrol edilebilmesiyle ilgili olarak, İslam dinini referans alan kültürel yaklaşımların değerlendirilmeye alınması, zorunluluk durumuna gelmiş bulunuyor. Ülkemizde İslam diniyle ilgili referansları toplum […]
Postmodernizmin fikir babası: Nietzsche
Postmodern düşünürlerin çoğunluğu Nietzsche’yi referans alırlar. “Şiirde filozof felsefede şair” olan, yetenekli bir düşünürdür Nietzsche. Yüksek soyutlama gücüne sahip bir filozoftur. Soyutlama yeteneği sayesinde yaşamdaki olguları kavramsal olarak iyi ifade etme yeteneği olan bir düşünürdür. Çok yönlü ve çok perspektifli biridir. Ama aynı zamanda eklektik ve çelişkilerle doludur. Bu nedenle Nietzsche’nin düşüncesinin gerçek içeriğinin kavranması […]
Bacakları olmayan gerçek
Babasıyla şehre çok uzak yerdeki tek katlı evlerinden yıldızları izlerlerdi yaz akşamları. Babası o kadar meraklıydı ki hemen hemen birçok yıldız takımının ismini biliyordu. Oğluna her akşam anlatırdı: “Bak bu Orion Bulutsusu. Yandaki ise Andromeda Galaksisi, bizim Samanyolu’na benziyor. Bak görüyor musun? Şu yıldızların oluşturduğu cezveye benzeyen şekilse Küçük Ayı.” Hevesle dinlerdi babasını. Onu dinlerken […]
Bilim ve Gelecek Nisan etkinlikleri
Bilim ve Gelecek Topluluğu olarak, 5. yaşımıza girişimizi ve 50. sayımızı kutlamak amacıyla İstanbul’da bir yemekli toplantı düzenliyoruz. 10 Nisan Perşembe akşamı İTÜ Maçka Kampüsü Sosyal Tesisleri’ndeki Arı Kovanı Restoranı’nda düzenlenecek yemekli-içkili gecede yazarlarımız, okurlarımız ve dostlarımızla bir araya geleceğiz. Kısa konuşmalar ve küçük sanatsal etkinlikler eşliğinde, sıcak bir ortamda sohbet edeceğiz. İstanbul ve çevre […]
Çağına öfkeli -ama çözümleri zıt- iki adam:
Marx henüz 25 yaşındayken arkadaşı Arnold Ruge’a yazdığı bir mektupta, ömrünün sonuna kadar düşünsel üretiminin merkezinde yer alacak unsurun ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştu. “Görevimiz”, diyordu Marx mektubunda, “tüm zamanlar için uygun ve hazır olmak, ya da geleceğin inşası değil sadece, daha kesin olan bir şey varsa o da şu anda neyi başaracağımızdır. […]
Dünyada madenciliğin ilk başlangıç noktası: Çayönü
12000 yıl öncesi ile yaklaşık 5500 yıl önce Mezopotamya’nın yükselişi arasında Zağros ve Kuzey Mezopotamya’nın dağlık bölgelerindeki ilerleme ve keşifler, tarihin akışını sonsuza dek değiştirmiş ve gezegenin çehresini köklü bir değişikliğe uğratmıştır. Yaklaşık olarak pek çok şey günümüzden 10000 yıl önce yaşadığımız coğrafyanın dağlarında ve vadilerinde başlamıştır. Bölgemizin uygarlığın gelişiminde oynadığı öncü rol, zengin arkeolojik […]
Doğrular, damıtılmış yanlışlardır
Büyük Euclides, “İki noktadan bir ve yalnız bir doğru geçer” demiş. “İki nokta arasındaki en kısa yol bir doğrudur” önermesi de bu ünlü aksiyomun bir başka ifadesi. İnsanlık 2000 küsur sene bu aksiyom ile iş görmüş. Ta ki, bir başka büyük bilge çıkıp, “İki nokta arasındaki bütün yollar, kısası uzunu, hepsi bir eğridir; çünkü ortam […]
Leonardo’nun satranç taşı desenleri Da Vinci’nin satrancı
Geçtiğimiz Şubat ayında İtalyan Rai 3 kanalı Leonardo da Vinci ile ilgili bir belgesel yayımladı. Bu kez usta, bilim-sanat gündemine, kendi işi olduğu iddia edilen, altı yapraktan oluşan bir satranç oyunu elyazması ile oturdu. Leonardo da Vinci’nin eseri olduğu öne sürülen satranç yazması, Gorizia Şehri’nde Coronini Vakfı’nın arşivinde saklı. 2006’nın sonunda yazma eserler konusunda araştırma […]
Aydınlanmanın kaynakları ve özü
18. yüzyılda doğan Aydınlanma düşüncesinin kaynaklarını bulmak için 17. yüzyılın düşünce dünyasına girmek gerekir. Bu düşünce bir dizge felsefesi oluşturamamasına ve birbirleriyle pek çok ayrılıklar taşıyan düşünürler tarafından ortaya konmasına rağmen, kaynağını dizge felsefeleri dönemi olan 17. yüzyıldan almıştır. Özellikle ahlak açısından Robert Bayle’in (1647-1706), bilgi ve siyaset anlayışı açısından John Locke’un (1632-1704) etkileri ilk […]
Gelelim mağaraya…
Gelelim mağaraya. İki yaratık mağarayı iyice gözledikten sonra yere yayılıp yattılar. Çok yorgundular. Bir yığın yiyecek toplamışlardı. Kucakları ne kadar alabildiyse. Tasavvur edebiliyor musunuz? Konuşma yok, oyun yok, bilgi yok. Bir de yorgun iseniz elbette uyuyacaksınız. Gerekiyorsa, pek bilemiyorum ama gerekiyorsa, büyük ve küçük abdestlerini de yapıyorlardı o mağaranın bir yerine! Bu gereksinim dört milyon sene sonra bugün […]