Demagojinin sınırı yok (mu?)
“Doğada Haremlik-Selamlık”. Böylesi bir başlık aracılığıyla “doğa”, bir kez daha kültürel olarak fethediliyor: Kadim Yakın Doğu toplumlarında görülen ve İslam Uygarlığı’nın kimi temsilcileri tarafından miras alınan kültürel bir kurum, “haremlik-selamlık” tarafından. Başlık, okurlarda daha ilk anda ve kaçınılmaz olarak dişilerin ayrı, erkeklerin ayrı mekânlarda toplandığı ve dişilerin (belki de kastre erkekler tarafından) erişime ehliyetsiz erkeklerden korunduğu bir doğa imgesi...
“Yazıda öne çıkartılan unsurların, konu edilen araştırmayla ilgisi yok”
“Doğada Haremlik Selamlık” başlığıyla yayımlanan yazının, başlığı, tanıtım paragrafı ve ana metinde yer verilen, insan topluluklarında gözlenen, erkek ve kız çocuklarının farklı oyunları seçmeleri, kadın ve erkeklerin farklı ortamlarda toplanıp yaptıkları sohbet ya da aktiviteler gibi olgularla, yazının ana konusunu oluşturan Dr. Kathleen Ruckstuhl ve arkadaşlarının yaptıkları araştırmaların niceliği ve niteliği arasında bir koşutluk bulunmuyor. Sayın Zeynep Tozar tarafından derlenen...
Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu ve Türkiye’nin tarihöncesinden bir kesit
2003 yılı kazı ve arkeolojik araştırma sonuçlarının değerlendirildiği Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’nda 251 bildiri sunuldu. 1979 yılındaki ilk sempozyumda 38 bildirinin sunulduğu düşünülürse, Türkiye arkeolojisinin en azından araştırma sayıları bakımından 6 kat büyüdüğü söylenebilir. Ancak kazı ve araştırma alanlarını haritaya yerleştirdiğimizde, Türkiye coğrafyasının büyüklüğüyle aynı oranda olmadığını görebiliriz. Türkiye’nin arkeolojik envanterinde hâlâ büyük boşluklar var. Berkay Dinçer İstanbul Üniversitesi...
Eski Doğu’da ütopya, bir ütopya mı?
Eski Doğu toplumlarının tarihi, hem köklü uygarlıkların hem de sayısız devrimci atılımların tarihidir. Ve bu dinamik tarih, son derece zengin bir düşünsel dünya yaratmıştır. Hem yöneten aristokrat sınıfların hem de ezilen kitlelerin binlerce yılda birikmiş zengin bir edebiyat, sanat, siyaset, felsefe ve bilim külliyatı oluşmuştur. Bu külliyat, Batı-merkezli bir gözle değil, bir “dünyalı” gözüyle incelendiğinde, felsefenin ve siyaset biliminin...
Doğu toplumları ve ütopya
Bugün Batılılara ait olduğu düşünülen ütopya kitapları aslında tamamen klasik uygarlıkların damgasını taşırlar, yani onlar Doğuludur. Doğu’nun ütopyası, yani klasik kapitalizm öncesi ticarete ve tarih ve tarım temeli üzerinde üretime dayanan toplamların ütopyaları, ilhamını geçmişin Kent’inde bulur. Doğu Toplumları ve Ütopya ilişkisini anlamak için önce “Doğu Toplumu” ve “Ütopya” kavramlarını netleştirmek gerekmektedir. Çünkü bu kavramlar, sanıldığının aksine, tarihin burjuva uygarlığınca...
İslam’ın ütopyası: Cennet
Acaba, peygamberlerce ortaya konan cennet ütopyası, Tanrısal olduğu söylense de, o ütopyayı ortaya koyan peygamber ve seslendiği toplumun hayal dünyasını aşabilmiş midir? Bu sorunun yanıtını Hz. Muhammed’in dilinde nesnelleşen Kuran’da arayalım. Sorumuzun yanıtını bulabilmek için, önce, cennetin Kuran’a göre ne olduğunu, oranın kimlere vaat edildiğini, orada nelerin olduğunu araştırmamız gerekir. Ütopya kavramını ilk defa, Ünye İmam Hatip Lisesi’nde son sınıf...
13. yüzyıl Anadolu devriminde ütopik yaklaşımlar ve uygulamalar
İnsanoğlunun Renaissance’ı, ben merkezci Avrupalının sandığı gibi 15. ve 16. yüzyıllarda değil, 13. yüzyıl Anadolu’sunda başlamıştır. 1265’te kurulup 1350’li yıllara değin yaşayacak olan Ankara Ahi Devleti, dünyanın aristokrat olmayan ilk yönetimidir. Yöneticileri ne tanrı ne peygamber ne de onların ya da vekillerinin görevlendirdikleridir. Ankara Devleti ile birleşen Osmanlı da, kuruluşunda bir “Anadolu Dayanışma Devleti”dir. İnsanlığın bildiğimiz en ütopik özlemi, kurulu...
Thomas Münzer, Şeyh Bedreddin ve Nazım Hikmet
Sayın Nedim Gürsel’in okuyacağınız makalesi, Toplum ve Bilim dergisinin Kış 1977 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Gürsel, Nazım Hikmet’in ünlü eseri Şeyh Bedreddin Destanı’ndan yola çıkarak, 16. yüzyıl Alman köylü devrimi lideri Thomas Münzer ile Şeyh Bedreddin hareketini karşılaştırıyor ve tarihsel maddecilik üzerine bir teorik tartışma da yapıyor. Dosyamızın ana konusu açısından ufuk açıcı bir makale olması dolayısıyla bu eski metni...
Doğu’nun ütopyası: bireyin ütopyası
Ütopya Doğu’da toplumsal bir proje olarak görülmez, daha çok birey ekseninde varolur. Bunu yine doğunun kendi içkin kültürüne bağlayabiliriz. Bireyin kendini toplumsallıktan koparamadığı bir gelenekte, olsa olsa birey, bu içkinlikten aşkın olana yönelir. Bu anlamda Doğu ütopyası kendine hastır. Kendi kendine bakan bir dünyanın dışa nasıl baktığını gösterir Doğu’daki ütopyalar. Ütopyanın Doğu’da toplumsal bir proje olarak görülmemesini, daha çok...
11 Eylül’den Guantanamo ve Ebu Gureyb’e: İstisna durumu ve kamp
11 Eylül sonrasını, istisnai olanın kural haline gelişinin küresel ölçekteki vuku buluşu olarak göz önünde tuttuğumuzda ve kampı da “istisna durumunun kural haline gelmeye başladığı zaman açılan mekan” olarak tanımladığımızda, Guantanamo üssünde, Ebu-Gureyb cezaevinde, Filistin’de ve dünyanın başka bölgelerinde yaşananların münferit vakalar olduğunu söylememizin de artık imkansız hale geldiğini biliyoruz demektir. Kamp, yaklaşık 50 yıl süren uykusundan uyanmış ve...